Hastalık, hücrelerde, dokularda yapısal veya fonksiyonel olarak normal olmayan değişikliklerin oluşturduğu durumdur. Hastalık belirti ve bulgularını taşıyan kişiye hasta denir.
Hastalık, sadece biyolojik değil, psikolojik ve sosyal boyutları da olan bir durumdur. Hastalık halinde vücudun fizyolojik dengesi bozulur. Bu da psikolojik ve sosyal sorunlara yol açabilir. Fizyolojik dengesi bozulan hasta, hırçın, sinirli, tahammülsüz olur, kendi sorunları ile baş edemez duruma gelir. Çevresindekileride olumsuz etkiler. Bu da ruhsal bir hastalık halidir.
Hastalıklar, tuttukları dokuya, organa ve sistemlere göre ayrılırlar. Ayrıca hastalığı yapan etkene göre de sınıflandırılırlar.
Hastalık, sadece kişinin kendisi değil, yaşadığı aileyi ve toplumu da etkiler. Bu nedenle hastalıkların önlenmesi, kişinin sağlığının korunması her zaman önemlidir.
Hastalık kavramı, kişinin kültürel düzeyiyle yakından ilgilidir. Kültür düzeyi yükseldikçe kişinin tanımı, hekimlerin tanımına yaklaşır. Bazen kişi hasta olmadığı halde kendini hasta hissedebilir. Bazen de kişi gerçekten hastadır; fakat kendini hasta hissetmez. Örneğin, öksürüğü olan kişi, işine engel olmadığı için kendini hasta saymaz. Bazen sırtında ya da boynunda sert, ağrısız beze olan kimse de kendini çok iyi hisseder, hasta olmadığını düşünebilir. Oysa kişi, tetkik yapıldığında son evrede akciğer kanseri hastası olabilir.