Hamilelikte Protein Gereksinimi
Maternal birim ve gebelik ürünlerinin doku sentezi için, gebe kadının protein gereksinimi diğer zamanlardakinden fazladır. Gebelikte gündelik değerlere 30 gr protein eklenir. Enerji ile protein arasındaki karmaşık metobolik ilişkiden dolayı, gebelikte etkiler saplanırken, bu iki faktör bir arada düşünülür. Metabolizmada en önemli öğenin enerji olduğu varsayıldığında optimum protein kullanımı ancak yeterli enerji edildiğinde mümkündür. Gündelik olaylar kapsamında, gebelikte protein yetmezliğinin olumsuz sonuçları, kalori eksiklininkilerden ayırt edilemez. Yaklaşık tüm protein kısıtlamalarına, kalori kısıtlamaları eşlik eder. Bu durumlarda, düşük doğum, ağırlığı ve artmış preeklampsi insidansı bildirilmiştir.
Besin proteinlerin gebeliği etkileri araştırılırken çok sayıda belirsizlikle karşıla-şılmasına rağmen, proteinin gebe kadın için çok önemli bir besin olduğu ve yeterli miktarlarda alınmasının gerektiği açıktır. Gebelikte protein, vücut ağırlığının kilosu başına 2 gr ve fazlası önerilir. Gebelikte proteinden zengin besin olan kadınlarda erken doğumların sıklaşmasına bağlı prinatol mantalitinin arttığına dair gözlemlere bakarak, bu konuda dikkatli olmak gerekir. Rush, yüksek protein alımına bağlı olabilecek şekilde prematüre doğumların ve buna bağımlı neonatal Ölümlerin arttığını bildirmiş ve ayrıca 37 haftaya kadar belirgin büyüme geriliği gözlemiştir.
Gebelikte Besin Reji, Hamilelikte Oruç ve Yiyecek Kısıtlaması
Fetüsün annedeki parazitliğinin kapsamı, yıllardır tartışılmaktadır. Maternal yiyecek alımı kısıtlandığında fetüsün annedeki depoları kullanabileceği bilinmekle birlikte bu olayın boyutları ve süresi bilinmemektedir.
Bu konuda bazı hayvan verilerinden yararlanılmaktadır. Fetüsün beslenmesi sadece plesental ve fetal mekanizmalar aracılığıyla anneye bağımlı oldukça düzenli biçimde cevap verebilmektedir. Beslenme bozukluğu olan anne bir dereceye kadar vücudundaki yiyecek depolarını koruyabilmektedir. Bebek doğum kilosunun %10 kadar düşmesine karşılık, açlık stresine karşı gebede başlangıç kilosunun %3’ünden az kilo kaybı görülmüştür. Anneler bebeklere göre daha az etkilenmiştir. Bu gözlem hayvan verilerine uymaktadır. Böylece optimal fetal büyüme, ancak anne gebelikte bir kritik düzeyin üstünde yiyecek depolayabildiği zaman gerçekleşebilmektedir.
Gebelikte Protein
Beslenme koşulları optimalın altına düştüğünde annenin fetüsü koruduğu veya fetüsün annede parazitlik yaparak kendini koruduğu kavramları yeni kanıtlara uymamaktadır. Besini kısıtlanmış annenin yeni koşullara uyum gösterdiği bilinmekle beraber bu uyumu sağlayan metabolik ve fizyolojik mekanizmalar tam anlamıyla açıklanamamıştır. En büyük uyum, protein ve amino asid metabolizmasında gerçekleşmekte fakat bunun mekanizması bilinmemektedir. Kan hacmi genişlemesinin değişimi veya anne depolarının büyümesi gibi diğer faktörlerin de herhalde katkısı vardır. Besin yetmezliği karşısında, gebeliğe fizyolojik uyumun normal olaylar dizisi geçilebilmektedir. Bu olayların bileşkesi olarak, sonuçta uyumun son kertelerinin optimalin altında gerçekleşebilmesi, fetüsün büyümesini olumsuz etkileyebilmektedir.
Ciddi beslenme bozukluğuna yol açan klinik durumlar “anorexia nervasa” ve “bulumia'”dır. Bu beslenme bozukluklarını gebelikte tanımlayan verilerin azlığına rağmen bu konuda yayımlanmış birkaç çalışma vardır. (Gebelikte idrarda protein)
Gebelik öncesi vücut kitlesi ve gebelikteki kilo artist, tetüsün doğum kilosunu belirgin etkilediği göre, besin kısıtlayıcı uanorexia” ve “bulumia” da gebelik öncesi kilo düşüklüğü ve gebelikte yeterli besin alamamadan dolayı, bu kadınların daha fazla riske olması beklenir. Bugün, gebeliği arzulayan “anorexia”ve bulumia” vakalarına, bebeklerin riske olacakları nedeniyle, beslenme bozukluğu tamamen geçmeden gebe kalmamaları önerilir.