Banti Hastalığı
Guido Banti 1852 – 1925
SPLENİK ANEMİ ve diğer kan hastalıklarında Profesör Guido Banti’nin kaleme almış olduğu eserler 1880 ila 1883 yıllarında yayınlanmıştır. Guido Banti’nin İtalyan oluşu fazla ilgi toplamasına engel olmuştur. Fakat 11 yıl sonra yazılarının hem Fransız ve hem de Alman tıp dergilerinde çıkması kendisini dünya tıp alemine tanıtmış ve bu büyük klinisyene gerekli ilgi gösterilmiştir. Banti karaciğer sirozu, dalak hipertrofisi, ascit ile birlikte olan bir anemi tarif etmiştir. Bu anemiye bugün “Banti Hastalığı” adı verilmektedir.
1852 yılında İtalya’nın nispeten küçük bir kasabası olan Monte-bicehiere’de dünyaya gelen Banti, tıp öğrenimini Floransa ve Pisa Üniversiteleri’nde tamamlamıştır. 35 yıl müddetle Floransa Patoloji Profesörlüğü’nü ifa etmiş ve aynı zamanda Santa Maria Nuova Hasta-nesi’nde çalışarak 150 yataklık bir kliniği yıllarca büyük bir başarıyla idare etmiştir. Patoloji, patolojik anatomi ve klinik tababet hakkında pek çok dersler vermesine rağmen nazarı dikkati çekecek kadar büyük eserler yazmamış, fakat yayınlarında daima çeşitli konulara temas etmiştir. Bakteriyoloji tekniğine ait bir kitabı, nefrit ve endokarditis lenta hakkında bir eseri ve akciğer patolojisi konusunda da bir yazısı en belli başlı eserlerdir. 1905 yılında üzerinde çalışmaya başladığı patolojik anatomi kitabını, o sırada ellerine arız olan bir kramptan dolayı bitirememiştir. Bununla beraber eserleri geniş bir klinik tecrübe ve patolojik maleryele dayandığı için çok değerlidir.
Kendini ilme vakfetmiş bir bilgin olan Profesör Banti, İtalya’da her zaman büyük bir sevgi ve ilgi toplamış, meslektaş ve öğrencilerinin takdirini kazanmıştır. Her hastaya, hasta insan olarak bakmaktansa, hastaları ilmi bir mesele addederek çalışmak ve gözlem altında tutmak alışkanlığında olarak Banti her şeyden evvel büyük bir klinisyen addedilmelidir. Splenik anemide “Banti Hastalığı” terimini ilk defa Profesör Bernardino Silva 1896 yılında kullanmıştır. Bu terim kısa zamanda tıp aleminde tutunmuş ve meşhur olmuştur.
Banti, adı geçen hastalığın sadece basit bir tarifini vermekle kalmamış aynı zamanda hastalığın en etkili
tedavisini yani Splenektomiyi de önermiştir.