Göz çevresi ve kapağı, cildin diğer bölgelerinden çok daha hassas. Diğer bölgelere sürüldüğünde kötü etki yapmayan kozmetikler, bu bölgede ciddi sorunlara yol açabilir. Önce ve en hızlı yaşlanan göz çevresi ve sarkan kapağı, daha fazla özen ister. Gözaltı torbaları ve morlukları da sadece daha yaşlı değil, olduğunuzdan daha yorgun ve asık yüzlü görünmenize yol açar. Dolayısıyla ne kadar erken önlem alırsanız, o kadar iyi.
Yatkınlık da varsa 30 yaşından bile önce göz çevresinde sorunlar başlıyor. Göz kapaklarıyla çevresi, deri yaşlanmasının ilk başladığı bölgeler. Göz kapağı derisi diğer bölgelere oranla daha ince ve narin. Buna karşılık çok hareketli. Ter ve yağ bezleri açısından daha fakir. Ayrıca, hassas yapısından dolayı güneş ışınlarının etkisine göz kapakları diğer vücut bölgelerindeki deriden daha duyarlı.
Göz kapağı ve çevresinin yaşlanmasıyla, göz altı torbalarının gelişimini azaltmak, bu bölgelere özel üretilen ürünlerle mümkün. Uzmanların bir başka önerisi de güneş ışığını bloke eden, geniş çerçeveli güneş gözlüklerinin kullanılması.
Morlukların nedeni dolaşım bozukluğu
Gözaltı morluklarına alt göz kapağı alanında, kılcaldamar ve küçük toplardamarlar arasındaki dolaşım bozukluğu yol açar. Bu damarlarda kan akışının iyice yavaşlaması ve hatta göllenmesiyle, derinin de çok ince olması nedeniyle, morumsu bir görünüm ortaya çıkar. Uykusuzluk, stres ve kansızlık hallerinde daha da belirginleşir.
Gözaltı torbaları, şişliklerden farklı. Şişlikler, sıklıkla torbalarla karışsa da oluşum mekanizmaları birbirinden çok ayrı. Gözaltı şişlikleri lenf sıvısının dolaşımındaki bozukluk nedeniyle, hücreler arası boşlukta göllenmesiyle ortaya çıkar. Yorgunluk, stres, fazla uyku, alkol kullanımı ve alerjiler başlıca sebeplerini oluşturur. Yerçekimi, ultraviyole ışınları, adale hareketleri, adalenin zayıflamasına bağlı yağ dokularının fıtıklaşması ve yanlış kozmetik kullanımının da etkisi büyük. Önlemek için güneş ışınlarına daha az maruz kalmanın ve mümkün olduğunca az mimik hareketi yapmanın yararı var. Bu torbaların daha çok güneş altında çok kalan insanlarda (çiftçiler vb.) ve kuvvetli ışığa karşı çalışanlarda (sahne sanatçıları vb.) görülmesi de bunun kanıtı.
Kronik hale dönüşerek yıllarca rahatsızlık verebilir. Sıvı ve kan göllenmesini uzaklaştırmak amacıyla yapılacak çay veya termal su kompresleri, drenajı artıracak koruyucu ve nemlendirici özellikte kozmetikler yarar sağlar.
Steril makyaj için önce ellerinizi yıkayın
Kozmetiklerinize mikroorganizmaların bulaşmasını önlemek istiyorsanız:
* Makyajdan önce ellerinizi sabunlayın. Özellikle malzemeyi yaymak için parmaklarınızı kullanacaksanız bu önemli.
* Başkalarına makyaj malzemelerinizi kullandırmayın. Uçuk gibi enfeksiyonlar bulaşabilir.
* Malzemeleri parmakla sürmek yerine fırça, sünger gibi yardımcılar kullanmayı tercih edin.
* Özellikle likit makyaj malzemeleri daha kolay bakteri ürettir. Fondöteniniz kolayca mikrop yuvasına dönüşebilir.
* Likit maskaralarda aplikatör tüpün içine sokulu tutulduğu için maskaraya bakteri bulaşması oldukça kolay. Bu bakteriler kornea enfeksiyonu yapabilir, görmeyi kalıcı bir şekilde etkileyebilir. Her ne kadar maskaralarda koruyucular bulunsa da, maskara tüplerini ilk kullanımdan 3 ay sonra atmak ve aynı maskara tüpünü başka kişilerin kullanmasına izin vermemek gerekiyor. Tekrarlayan bakteri enfeksiyonları varsa solvent bazlı maskaralar tercih edilmeli.
* Fırçalar da bakteri ve mikrop yuvasına dönüşebilir. Makyaj malzemeleri arasında hijyenine dikkat edilmesi gereken en önemli yardımcılardan biri fırça. Haftada bir kez sıcağa yakın ılık su ve sabunla yıkayın.
* Ayrıca, kozmetik ürünlerin bulunduğu şişelerin, kutuların kapaklarını sıkıca kapatın. Ürüne asla su eklemeyin. Su, bakterilerin üremesine sebep olur. Kokusu ya da rengi değişen ürünü atın. Ambalajı zarar görmüş ürünü satın almayın. Ürünün etiketini, içindekiler bölümünü ve kullanma talimatlarını mutlaka okuyun. Enfeksiyona yol açtığını farkettiğiniz ürünü kullanmayı bırakın.