Glokom göz içi basıncının artmasına bağlı olarak görme sinirinde kalıcı hasarın gelişmesi olarak tanımlanabilir. İnsanlarda normalde göz tansiyonu 10-20 mm-Hg arasında değişir. Göz tansiyonunun 22 mm-Hg’nın üzerinde ölçülmesi glokom açısından önemli risk faktörü olup, takip gerektirir.
Göz içerisinde sürekli olarak sıvı yapımı mevcuttur. Göz tansiyonunun normalolması için bu sıvının aynı hızla atılması gerekir. Herhangi bir nedenle sıvı atılımı engellenirse göz içerisinde biriken sıvı göz tansiyonunun artamasına sebep olur. Artantansiyon göz sinirine baskı yaparak harap eder. Göz siniri beyinin uzantısı gibidir. Harap olan sinir yenilemiyeceğinden kalıcı körlükler meydana gelir.
Göz tansiyonu doğuştan da olabilir. Belirtileri gözde büyüme, sulanma, ışıktan rahatsız olmadır. Anneler gözlerinin büyümesini bazen yanlış olarak güzellik belirtisi olarak algılarlar.
Göz tansiyonu kırk yaşından sonra, miyop kişilerde, şeker hastalarında, ailesinde göz tansiyonu olanlarda, herhangi bir sebeple göz ameliyatı olanlarda daha sık görülür. Hastalık sinsi seyrettiği için özellikle kırk yaşından sonra herkesin göz tansiyonu için en az yılda bir kez muayene olması gerekir.
Göz tansiyonu çok yükseldiğinde; gözde şiddetli ağrı, kızarıklık, bulanık görme, bulantı-kusma, gökkuşağı haleleri şeklinde renklerin oluşması gibi belirtiler verir.
Glokom hastalığında görme sinirine yaptığı hasarın miktarı günümüzde bilgisayarlı görme alanı muayenesi ile kolaylıkla ortaya konulmaktadır. Glokom erken farkedildiğinde kolaylıkla tedavi edilmektedir. Bu şekilde de meydana gelebilecek körlük engellenmektedir. Tedavisinde değişik ilaçlar, lazer veya ameliyatlar uygulanmaktadır.