Eskiden 12 yaşlarındaki kızlar ince, zayıf hatta sıskaca olurlardı.Ergenlik dönemine girildiğinde, hormonla rın salgılanması ile beraber, küçük kızların hatlarında bir yuvarlaklaşma olurdu. Bazılarının yüzleri dolgunlaşır, ya nakları pembeleşirdi. 17 yaşlarına geldiklerinde her şey beklendiği gibi olur du; genç kızın hatları dolgunlaşır (üstelik de Tanrı’ya şü kür, kadınsı hatlar olurdu) ama siluetleri yeni bir inceliğe ve zarafete bürünürdü.
18′e gelindi mi vücutlan fiziksel olarak sağlıklı bir gö rünüş alırdı. İnce belleri, göğüslerini daha belirgin yapardı ve yuvarlak hatlarına rağmen sıkı kasları olurdu. Bu, çeki ci olma, aşık olma ve evlenme yaşıydı.
Günümüzün modern küçük kızları, daha ergenlikten ön ce biraz “tombulcalar”. Bunda da şaşılacak bir şey yoktur, çünkü üç yaşından itibaren spagetti, pilav, patates, şeker, kek, çikolatadan itibaren pankreaslarını zora koşmaya baş lıyorlar.
Ergenliğe girip de hormonal değişimleri yaşamaya baş layınca, besinsel açmazları daha da ciddi boyutlara ulaşı yor: Fast-food, kola, acıktıkça yenilen börekler, çörekler, alkollü içkiler…
Böylece kilolar hızla yerleşmeye başlıyor. Bunu engel için öğünler atlanıyor, hipokalorik rejimler altında eziyet çekiliyor. Bu da tam değişim içindeki organizmanın belirli bir duyarlılık geliştirmesine yol açıyor. Sonuçlar klasiktir:
– kısıtlanmalar yüzünden yağ hücrelerinin artması (hiperplezi)
– tüm gayretlerinden sonra, tekrardan eski kilosunun bi le üzerine çıkmak, kişiyi moral bakımından çökertir.
– klasik beslenme bozuklukları geliştirilir: Bulimi, ar dından da anoreksi.