Uzmanlar, hamilelikte bilinçsizce kullanılan ilaçların bebeğin işitmesine zarar verebileceği uyarısında bulundu. Özellikle bebeklerin işitme yollarında problemlere neden olan hatalar:
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Gürkan Ünal, Gebelerin yüzde 90’ının hamilelik süresince reçeteli veya reçetesiz ilaç kullandığını, bunun da özellikle işitme yollarında problemlere neden olduğunu söyledi. Özel bir sağlık merkezinde çalışan Dr. Ünal, hamilenin bu ilaçların bir kısmını hekim takibinde, bir kısmını ise gebe olduğunu bilmediği bir zaman süresince kullandığı ağrı kesici, ateş düşürücü ve benzeri ilaçlar olduğunu kaydetti.
Gebelikte ilaç alımı sorgulanırken ilaç kavramına da açıklık getirilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Gürkan Ünal, ilacın dozu, alınış yolu, metabolizması ve ilaçların annenin gebeliğinin hangi döneminde kullanıldığı, yapacağı zararlar açısından çok önemli olduğuna dikkat çekti. Ünal, hangi ilaçların hamilelikte sakıncalı olduğunu ise şöyle anlattı: “Gebelik sırasında kullanılan ilaçlar, taşıdıkları risklere göre kategorilere ayrılıyor. C kategorisinde biraz daha risk taşımaya başlayan, hayvan deneylerinde risk gözlenen ilaçlar yer alıyor. Bu ilaçların yaşamsal kâr-zarar hesabı yapılarak kullanılması gerek. Bilim adamlarına göre annenin hayatı ciddi tehlike arz ediyorsa, o anki hastalığı tedavi edilmediği taktirde zarar görecekse kullanılabilir. D grubunda yine risk yapacağı kanıtlanan bazı ilaçlar var. Bir de X grubu var. Yani gebelikte asla kullanılmaması gereken ilaçlar. Veya kullanıldığı dönemde asla gebe kalınmaması gereken ilaçlar.”
Dr. Ünal, X grubunda yer alan ilaçların neden olduğu yan etkilerle ilgili olarak şunları dile getirdi: “Genellikle immün spesif denen bazı romatizmal hastalıklarda, kanser hastalıklarında veya immün sistemi baskılayan, kronik hastalıklara maruz kalan hastaların bu ilaçları kullanırken farkında olmadan gebe kalması durumunda, özellikle gebeliğin ilk 70 gününde (organların gelişme dönemi) kullandıysa mutlaka gebeliğin sona erdirilmesi gerekiyor. Alkol kullanımı (Fetal alkol sendromu), Talidomid, Radyoaktif iyot (Tiroit fonksiyon testlerinde), CT (Bilgisayarlı tomografi) çekilmesi, Radyasyon (Yüksek doz), Diazepam (Anksiyete ilacı) gebeliğin geç döneminde kullanılırsa, bebekte yorgunluk, aşırı tepki, titreme ve artan yeni doğan refleksleri görülür. Kanamisin, streptomisin / Sağırlığa yol açabilecek kulak anomalileri hamilelik döneminde sıkıntıya yol açacak ilaçlardır.”
İŞİTME KAYIPLARI NASIL GİDERİLİR?
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Gürkan Ünal, kulağın vücutta hem işitme, hem de dengeyi sağlamakla görevli bir organ olduğunu, işitmenin olabilmesi için seslerin varlığının anlaşılması ve kelimelerin tanımlanması gerektiğine dikkat çekti.
İşitme kayıplarıın kalıtımsal nedenler, annenin hamileliğinde kullandığı ilaçlar ve anne karnında alınan radyasyona bağlı olarak bebekte iç kulak hasarıyla ortaya çıkabildiğini belirten Op. Dr. Gürkan Ünal, yaşlılardaki işitme kayıplarında genellikle klasik işitme cihazlarının işe yaradığını söyledi. Erişkinlerde ani gelişimli çift taraflı sinir tipi işitme kaybı ve yeni doğmuş işitme kayıplı bebeklerde iç kulak tipi işitme kaybı tedavisinde daha farklı yöntemler benimsemek gerektiğini kaydeden Ünal, bunun da biyonik kulak uygulaması olduğunu dile getirdi. Biyonik kulağın, bir mikrofon ve kulak arkasından gelen sinyalleri dijital sinyallere çeviren bir işlemciden oluştuğunu anlatan Op. Dr. Ünal, işlemcinin bu dijital sinyalleri, bir kablo ve mıknatıs yardımıyla kafa derisi altında kemiğe açılan yuva içine yerleştirilen bilgisayar çipine ulaştırdığına işaret etti.
Ameliyatla biyonik kulak yerleştirilmesinden önce ve sonra odyoloji (işitme ve konuşma bozuklukları) uzmanına ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Ünal, “Daha sonra da hastanın konuşma gelişimi ve eğitimi için konuşma terapisti gereksinimi vardır. O güne kadar sesleri duymayan çocuğa yeni seslerin tanıtılıp, konuşmanın öğretilmesi lazımdır. Bu uzun bir süreç. Ayrıca çocuğun ve ailenin psikolojik destek görmesi için, pedagog ve psikoloğa ihtiyaç vardır” diye konuştu.