Kan Uyuşmazlığı Nedir, Gebelikte Kan Uyuşmazlığı
Anne ve babanın kan gruplarının farklı olması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Çocukta meydana gelen sarılık, vücudun şişmesi ya da ana rahminde bebeğin ölümüne kadar giden hastalıkların tümüne birden «kan uyuşmazlığı» denir.
Kan uyuşmazlıkları iki grupta toplanır:
Birinci grup: A, B, O uyuşmazlığı. Her insanın kanı A, B, O ya da AB harfleri ile tanımlanan gruplardan birine girer. Bu grupların birbirinden farklı özellikleri vardır.
Sadece bu gruplar arasında ortaya çıkan uyuşmazlığa, oldukça az rastlanılır. A, B, O grup uyuşmazlığı ilk çocukta daha fazla sorun yaratır. Daha sonraki doğumlarda görülme oranı düşer.
İkinci grup: Bu gruptaki uyuşmazlıklar (Rh) faktörüne bağlıdır. Rh faktörü bir insanda ya vardır (Rh +) ya da yoktur (Rh -). Bu arada hemen şu noktayı belirtelim ki, insanların %85’i (RH +) kan taşımaktadır. Rh faktörü ilk defa 1940 yılında Dr. Landsteiner ve Dr. Wiener tarafından ortaya konulmuştur. «Rh» harfleri, faktörün ilk defa «Rhsesus Macasus» adlı bir maymunda bulunmuş olması nedeni ile kullanılmaktadır.
(Rh +) çocuğun kanı, son (plasenta) yoluyla anneye geçer. Bu geçiş özellikle doğum sırasında olur. Annede bu yabancı kan grubuna karşı kendisini korumak amacıyla bazı maddeler oluşur (antikor). Antikorlar bu yabancı kanı ortadan yok eder. Bu maddeler çoğu kez yalnız anne kanında dolaşmakla kalmaz, plasenta yoluyla çocuğa da geçer. Böylece, ondaki alyuvarları da yok etmeye başlar. Anne rahmindeki çocukta bir çeşit kansızlık başgös-terir. Bu arada parçalanan kırmızı yuvarlardan açığa çıkan sarı boyalı maddeler (bilurubin) çocuğun her yanını kaplar ve sarılık meydana gelir. Bu maddelerin özellikle beyinde oturması bebeğin hayatına dahi malolabilir. Yine kansızlığa bağlı olarak vücutta şişme ya da su toplama da görülebilir. Bu gibi durumlarda çocuk ya ana karnında ya da doğduktan hemen sonra ölür. Hafif ‘vaka’larda ise, ilerde anlatacağımız gibi, gerekli tedavi olanakları kullanılarak çocuğun hayatı kurtarılır.
İlk Çocukta Kan Uyuşmazlığına Bağlı Hastalıklar Oluşur Mu?
Genellikle ilk çocukta, yukarda kısaca anlatılan «Rh»a bağlı kan uyuşmazlığına ilişkin ağır tablolar görülmez. Ama doğum sayısı arttıkça annedeki antikor dediğimiz maddelerin de miktarı artacağından, çocuğun hastalanma şansı ve hastalığın ağırlık derecesi de artar.
Kan uyuşmazlıklarına ilişkin kısaca bilgi verdikten sonra hemen şunu da söyleyelim ki, her (Rh +) erkek ve (Rh -) kadının evliliklerinden hastalıklı çocuk doğmaz. Bunun en önemli nedenlerinden biri, çocuğun (Rh -) olmasıdır. Böyle durumlarda annede antikor oluşmaz. Ayrıca, çocuğu hastalıktan koruyan başka etkenler de vardır.
Hastalıklı doğan ya da hastalığın görülebileceği çocuklarda doktor, laboratuvar muayenelerinin yapılmasını isteyebilir. Ayrıca kan uyuşmazlığı olan gebelerde kan tahlilleri yapılarak (Coombs testi), gerektiği zaman iğneyle çocuğun amnios sıvısından örnek alıp bilurubin miktarını ölçerek hastalığın şiddeti anlaşılmaya çalışılır. Bazı ağır durumlarda ise normal doğum beklenmeden sezaryen yapılır.
Günümüzde Rh(-) uygunsuzluğu önlenebilmektedir. Rh(-) kadınlara doğum, düşük, kürtaj ve gebelikte geçirdikleri her türlü girişimden sonra (serklaj, amniyosentez vb) mutlaka genel adı Anti D olan koruyucu iğnelerden yapılmalıdır. Eğer doğumdan sonra bebeğin kan grubunun Rh(-) olduğu saptanırsa bu iğneden yaptırmaya gerek yoktur. Anti D, anne dolanımına karışan çocuğa ait eritrositleri hemen yok ederek annenin Rh(+) eritrositlere karşı savunma cisimcikleri oluşturmasına engel olur. Eğer bu önlem alınmaz ise annede oluşan savunma cisimcikleri sonraki gebeliklerde çocuğun dolanımına girerek çocuğa ait Rh(+) eritrositleri yok eder ve çocuğun anne karnında iken kansız (anemik) olması ve eklenen diğer bozukluklarla ölmesine neden olur.
Tüm bu olanaklara rağmen çeşitli nedenlerle koruyucu iğnenin yapılamadığı kadınların gebelikleri risk altındadır. Çocuğun eritrositlerine karşı savunma cisimciklerinin oluşup oluşmadığı gebelerde kan tahlili yapılarak (Indirekt Coombs testi) anlaşılabilir. Bu testin pozitif olması durumunda çocuğun anne karnında kansız kalarak ölmesi olasılığı çok yüksektir. Bu gebelerde hastalığın ağırlık derecesini değerlendirebilmek için bebeğin kordonundan kan alınarak (kordosentez) incelenir. Çocuktaki kansızlığın derecesine göre yine aynı yöntemle bebeğe anne karnında iken birkaç defa kan verilir. Son yıllarda büyük bir gelişme gösteren bu yöntemle bebeklerin çoğu kurtarılabilmektedir.
Çocuk canlı olarak doğduğu halde, durumu gittikçe bozuluyorsa, kan değişimi «Eksangıno transfuzyon» yapılır. Kanındaki bazı zararlı maddelerin çıkarıldığı bu işlem sırasında çocuk bir şey duymaz. Son yıllarda kan uyuşmazlıklarına karşı yeni bulunan bazı ilaçlar kullanılmaktadır: Anti D, gamma globilin. Bir aşı gibi anneye uygulanan bu ilacın koruyucu niteliğinden ötürü daha sonraki çocuklarda kan uyuşmazlığına bağlı hastalıklar hemen hemen hiç görülmemektedir. Bu ilaç, eğer çocuk (Rh +) ise 72 saat içinde anneye yapılmaktadır. (Rh -) çocuk, annede savunma cisimcikleri oluşturmadığından, ilacın yapılmasına gerek yoktur.
Başka bir önemli konu da kan uyuşmazlığının ard arda ölü düşük yapması ancak 4-5 aydan sonraki düşükler için sözkonusudur.
Kan Grupları ve Babanın Belirlenmesi
Kan gruplarından söz ederken özellikle hukukta çok önemli olan bu konuyu sizlere çok kısa olarak ve bir örnekle anlatmak istiyoruz:
Annenin kan grubu O, çocuğun ise A’dır. Bu durumda baba A ya da AB olmalıdır. Bunun aksi olamaz. Baba AB ise, çocuk hiçbir zaman O grubu kan taşıyamaz.
Bundan yararlanılarak adli tıpta kan grupları babanın belirlenmesinde kullanılmaktadır. Adliye tarihinde kan gruplarıyla ilgili binlerce dava vardır. Bunlardan bir tanesi ünlü Şarlo (Charlie Chaplin)’nin başından geçendir. Kendisine iftira edilerek bir çocuğun babası olduğu söylenince mahkemeye başvuran Şarlo, kan grubu sayesinde hiç tanımadığı bir çocuğu evlat edinmekten kurtulmuştur.