Bir gebeliğin ilk belirtileri, şüpheli ve kesin belirtiler olmak üzere iki ana gruba ayrılabilir.
Şüpheli belirtiler;
v Adet kanamasının gecikmesi,
v Yorgunluk, halsizlik, çabuk yorulma,
v Bulantı ve bazen de kusma,
v Sık sık idrar yapma,
v Tat almada değişiklik ve ağızda metalik tat, aşerme
v Vajinal akıntıda artma
v Göğüslerde dolgunluk, hassasiyet, meme ucu renginin koyulaşması.
Bu belirtiler, gebelik oluştuğu andan itibaren vücudunuzda salgılanmaya başlanan gebelik hormonu (b-HCG), ve progesteron hormonunun etkileridir. Özellikle vücudunuza yabancı olan gebelik hormonu gebeliğin ilerleyen günlerinde arttıkça, vücudunuz buna uyum sağlamaya çalışır. Bir ilacı almaya başladığınızda nasıl yan etki olarak bulantı ve kusmalar görülebiliyorsa, vücudunuzda artan gebelik hormonuna karşı da benzeri tepkiler görülebilir.
Gebeliğin en önemli ve en erken bulgusu adet gecikmesidir. Ancak her adet gecikmesi gebelik anlamına gelmez. Diğer yandan gebe olduğunuz ne kadar erken öğrenilirse, gebelik ile ilgili bakıma o kadar erken başlanabilir. Bu nedenle adet gecikmesi olan her kadın vakit kaybetmeden gebelik testi yaptırmalıdır.
Gebeliği kesin olarak saptayabilmek için, iki kesin belirtiden birinin görülmesi gerekir.
1) Kanda gebelik hormonunun saptanması (kanda yapılan gebelik testi)
2) Ultrason ile normal yerleşimli (rahim içinde) bir gebelik kesesinin gözlenmesi
Gebelik Testleri
Gebelik, erkekten gelen spermin kadının yumurtalıklarından atılan yumurta hücresini döllediği andan itibaren başlar. Bebek, bu andan 8. haftanın sonuna kadar olan dönemde embriyo, 8. haftadan sonra doğuma kadar olan dönemde ise fetus olarak adlandırılır.
Embriyo, endometrium adı verilen rahim içi tabakaya yerleştiği andan itibaren HCG (human chorionic gonadotropin) adı verilen gebelik hormonu, embriyoyu çevreleyen hücrelerce salgılanmaya başlar. Gebelik testlerinde esas, bu gebelik hormonunun saptanmasıdır. HCG hormonunun yapısının bir kısmı diğer bazı hormonlarla benzerlik gösterdiğinden HCG hormonunun beta fraksiyonunun, yani ßHCG’ nin ölçümü yapılır.
Gebelik ilerledikçe kanda giderek artan ßHCG, belli bir eşik düzeyini aştıktan sonra idrarda da çıkmaya başlar ve idrarda gebelik testinin pozitifleşmesini sağlar.
İdrar testleri gebeliğin olup olmadığını saptayabilirken kandan yapılan gebelik testi, kandaki ßHCG’nin miktarını saptar. Onun için kan testi, daha adet gecikmesi bile olmadan gebeliğin varlığı veya yokluğunu saptayabilir. İdrar testinin güvenilirliği, idrardaki ßHCG’yi düşük seviyelerde bile saptayabilmesine bağlıdır, ancak hiçbir zaman kan testinin güvenilirliğine ulaşamaz. İdrar testinde gebeliğin varlığı saptandığında yanlışlık olasılığı düşüktür; ancak yokluğu saptandığında erken gebelik olasılığı göz önüne alınarak testin bir süre sonra tekrarlanması gerekir.
Kanda bakılan ßHCG hormonu, idrar testinin saptayamadığı veya ultrason ile görülemeyen gebeliklerin tespitinde kullanılmasının yanında, dış gebelik , düşük , mol gebeliği (üzüm gebeliği olarak da bilinir) gibi durumların teşhisinde ve takibinde de kullanılan çok değerli bir testtir.
Gebeliğin Ultrasonla Tanısı
Adet gecikmesi bir hafta olduğunda, yani gebelik 5 haftalık olduğunda vaginal ultrasonla gebelik kesesi görülebilir; karından bakılan (abdominal) ultrasonla görülebilmesi için gebeliğin en az 6 haftalık olması, yani adeti 2 hafta geçmesi gerekir.
Gebelik testinin pozitif çıkması vücutta gebelik varlığının kesin kanıtıdır ancak gebeliğin rahim içinde olup olmadığı sadece ultrasonla saptanabilir. Ultrason ayrıca gebeliğin kaç tane (yani tekiz veya çoğul gebelik ) olduğu hakkında da bize bilgi verir.
Ultrasonda gebelik kesesinin görülmesinden sonraki basamak, bu kesenin içinde embriyonun ve kalp atışının gözlenmesidir. Çok nadir olarak embriyo içermeyen gebelik kesesi (boş kese= boş gebelik= blighted ovum= anembriyonik sak) oluşabilir, ancak bu da embriyonun henüz görülemediği erken bir gebelikle karıştırılmamalıdır. Gebelik kesesinin çapı 25 mm olmasına rağmen içinde embriyonun görülmemesi, boş kese tanısını koydurur.
İlk trimester (gebeliğin ilk 3 ayı) içinde yapılan ultrasonografinin en önemli yararlarından biri de, son adet tarihinin tam olarak bilinemediği (adet düzensizlikleri, emzirirken hamile kalma, vb.) durumlarda gebelik haftasının saptanmasıdır. Gebelik yaşını tam doğrulukla tespit etmek için 1 ay arayla iki ultrason ölçümü yapmak uygun olacaktır. Gebelik haftasının belirlenmesi, bebeğinizin büyüme-gelişmesinin izlenmesinde (özellikle IUGG açısından), yapılacak testlerin (Üçlü test vb) zamanlamasında ve doğum tarihinin planlanmasında önemlidir.
Op. Dr. Gülnaz ŞAHİN