Gebelik Öncesi Danışmanlık
Son 30 yıl içinde, perinatal sonucu önemli ölçüde başarıya götüren birkaç faktör bir araya gelmiştir. Ciddi perinatpl bakımla, 28. gebelik haftasında doğanların ya-şam oranı %90’a yükselmiştir. Anneye, fetusa ve yeni doğana optimal bakım sağlandığında, perinatal dönemin, konsepsiyon öncesine uzanması doğaldır.
Gebeliğin başarıyla sonlanmasında, gebelik öncesi girişimler, sayılacak yollardan katkılı olabilmektedir, örneğin, diabetik hastanın gebelik öncesi metabolik kontrolü, konjenitai anomali insidansmı düşünebilmektedir. Gebeliğin anne sağlığına veya fetal duruma olumsuz etki yapabileceği koşullarda, gebelik öncesi danışma, çiftin gebeliğe ilişkin bilinçli karar almasında yardımcı olur. Doğurganlık yıllarındaki kadınları tedavi eden tüm hekimler, tıbbi koşulların ve ilaçların gebeliğe etkisini ve ayrıca gebeliğin kadının sağlığına tesirini çok iyi bilmelidir.
Gebelik öncesi danışma servisi, hastanın kişisel ve toplumsal koşullarının, (doesite, ileri yaşta annelik, özel rejimler, ekonomik koşullar) ve sağlığa aykırı davranışların (tütün.alkol kullanımı, ilaç bağımlığı ) tanınması olasılığını sağlar. Danışma seansları kapsamında, tıbbi durumlar (bağışıklık koşulları.ilaçlar, genetik riskler, akut ve kronik hastalıklar), psikolojik durumlar (stres, endişe, depresyon) ve çevre durumlar (işyeri koşulları, toksit kimyasal maddeler, ışınlamasıyla karşılama ) ele a-lınmaktadır. Ayrıca aile planlaması ve erken prenatal bakıma engeller varsa bunlara da çareler aranabilmektedir.
Gebelik öncesi folik asit
Gebeliği olumsuz etkileyen metarnal hastalıklar
Diabetes millitus vakalarında, gebeliğin başarısıyla sonuçlanmasında kaydedilen büyük ilerlemelere rağmen, diabetik annelerin çocuklarında, konjenital anomali, insidansı, genel nüfustakinden üç kez fazladır.
Araştırmacılar, diabetik kadınlarda gebelik öncesi metabolik kontrolün, çocuklarından konjenital anomali riskini azaltabildiğini göstermiştir.
Gebeliği olumsuz etkileyebilen diğer bir matemal durum, fenilketonuridir (PKU). Yaşamlarının erken döneminde tedavi olmuş hastalar, genellikle erişkinlik dönemlerinde düşük fenilalanın rejimlerini sürdürmemekte ve bu durumda reproduk-tif devreye ulaşmaktadır. Annedeki yüksek fenilalanın düzeyleri, gelişmedeki fetusa zararlıdır. PKU’lu annelerden doğan PKU’suz çocuklarda, doğumda, mikrosedali, intrauterin gelişme gerekliği (IUGR), konjenital kalp hastalığı ve bir takım yapısal bozukluklar görülür ve bunlardan sonuçta zeka geriliği oluşur. Gebelik esnasında, yeniden düşük fenilalanın dietinin uygulanması bu sendromu ödeyememektedir. PKU’lu kadınlarda, gebelik öncesinde fenilalanın düzeylerinin düşürülmesi, çocuklarında konjenital anomali ve gelişme problemlerini önlemede çok etkili olmaktadır.
Gebelikte olumsuz etkilenebilen maternal hastalıklar
Gebeliğin normal uyumun, maternal tıbbı durumlara etkisi düşünülmelidir. Örneğin, kalp hastalıklı kadınların çoğu, gebeliği kolayca tahammül edebilmektedir. Buna karşılık, bazı durumlarda, gebeliğin oluşturduğu maternal risk çok büyüktür. Primer pulmoner hipertansiyonlu kadınlarda maternal mortalite %50 olarak bildirilmiştir; bu risk Eisenmenger kompleksinde % 25 olabilmektedir. Tromboembolik ha-salık geçirmişlerde, bu durumun gebelikte tekrarlama riski % 10 – % 15 oranındadır.
Anneyi yüksek riske sokan diğer bir durum da Marfan sendromudur. Bu durumda çok yüksek matemal mortalite bildirildiği halde, yeni bulgulara göre bu risk aorta kökünün dilate olmadığı zamanda, bu risk almamaktadır. Gebeliğin hastalarda risk yükseltebileceği durumlarda, hastalar, gebe kalmadan önce, bu konuda aydınlatılmalıdır.
Özgeçmişte başarısız sonuçlanmış gebeliklerin varlığı
özgeçmişlerinde tekrarlayan gebelik kayıpları bulunan hastalar, gebelik öncesi değerlendirme ve tedaviden yararlanabilir, özgeçmişlerinde erken doğum bulunan kadınlar, erken doğumunun tekrarlaması riskini taşır. Bu hastaların gebelik öncesi değerlendirilmesi, problemin, uterus anomalisi gibi, tedavi edilebilecek bir nedene dayandığını gösterebilir.