Fobilerin İnsan Üzerindeki Etkileri
Fobiler kişinin yaşamında ve zihinsel dünyasında sınırlandırıcı bir etki yaratırlar. Bazıları gündelik yaşamın her alanını her zaman etkilerken (yalnız kalamama, ya da sosyal fobi, hastalık fobisi gibi) bazıları ise daha belirli bir alanını etkilerler (hayvan fobileri gibi). Bu nedenle sosyal fobi ve agorafobi kişinin zihinsel ve gündelik yaşamında diğerlerine göre daha fazla etkili olurlar. Kişi ev ve iş yaşamını bunlara göre düzenlemek zorunda kalabilir. Hedeflerini ona göre belirlemek durumunda kalabilir. Örneğin sosyal fobisi olan kişiler buna uyum sağlama amacı ile hedeflerini küçültebilirler. Kendini toplum içersinde daha iyi ifade ederek elde edebileceği iyi bir iş olanağını kaybedebilir bu yüzden. Tüm bu nedenlerle fobilerin insan yaşamına olumlu bir katkısı olduğundan söz edemeyiz. Ancak şu da bir gerçektir ki, kişi yaşam alanını daralttığı zaman bazı dış tehlikeleri ve riskleri de azaltmaktadır. Çünkü sağlıklı hayat da bir ölçüde risk almaya dayanır. Önemli olan ihtimalleri iyi analiz ederek bu riski yersiz ve ölçüsüz derecede almamaktır. Bu nedenle fobileri olan insanın bu konularda daha dikkatli olması kaçı nılmazdır. Zaten sırf bu nedenle birçok fobik insanın genel olarak yaşamlarında fazla değişikliğe yer vermedikleri, bundan hoşlanmadıkları dikkati çeker.
Fobik bir insanı hangi temel davranışlarından tanırız?
Fobik kişiyi belli eden belirli bir özellik yoktur. Fobi daha çok iç dünyada hissedilir, ancak kişi bunu anlatırsa farkına varabiliriz. Dışa yansıyan bazı davranışlar fobilerden kaynaklanıyor olabilir. Ancak bunun arkasında bir fobi bulunduğu bilinmedikçe bu şekilde açıklamak da akla gelmez. Hatta birçok defa kişinin kendisi de fobik olduğunun farkında olmayabilir, kendisinde görülen bazı özelliklerin diğer insanlarda da görüldüğünü düşünebilir. Bunun bir fobi olduğunu bilgi edindikçe fark edebilir. Buna karşın, fobik kişi korkularına uyan durumlarla karşılaştığında bu durumunu belli edebilir. Sosyal fobisi olan kişi topluluk içersine girdiğinde ya da bir sunum yapması gerektiğinde; özgül fobileri olanlar bunların bağlı olduğu durum ve nesnelerle karşılaştıklarında sıkıntılı bir görünüm alabilirler.
Bir davranışın fobi sınıfında değerlendirilebilmesi için neler gerekiyor?
Psikiyatride bir durumun problem sayılması için ya kişinin kendisine rahatsızlık vermesi ya da kişinin iş ya da toplumsal yaşamında, insan ilişkilerinde problem yaratması gerekir. Dolayısıyla kişinin yaşamını etkilemeyen korkuların fobi sayılması gerekmez. Bazı kişiler fobilerine uyum sağlamış da olabilirler. Ama bu nedenlerden dolayı yaşamlarını fark etmeden kısıtlamış olabilirler. Buna da dikkat etmek gerekir. Fobilerin bir özelliği de korkuyu belirli durumlarla sınırlamalarıdır. Öyle ki kişi bu durumdan uzak durduğu sürece fobisinden etkilenmeyecektir. Bu nedenle kişinin yaşamını etkileme açısından fobiden fobiye çok büyük bir fark vardır. Örneğin fare fobisi, fare ile karşılaşmayan insan için hiçbir sorun oluşturmazken sosyal robısı olan kışı yaşamının her alanında bundan etkilenme durumu ile yüz yüzedir.
“Cinsel ilişki fobisi” var mıdır?
Vajinismus olarak bilinen durum aslında bir cinsel ilişki fobisi sayılabilir. Çoğu zaman da olumsuz şartlanmalar bunu hazırlamaktadır. Vajinismusun Türkiye’de sık olduğu bilinmektedir ve geleneksel yetişme tarzı ile bir bağlantısı olduğu düşünülebilir. Erkeklerde de cinsel ilişki korku konusu olabilir. İlişkiyi başaramama endişesi şeklinde görülür. Cinsel ilişkinin doğru yürümesi, vücudun doğru tepkileri verebilmesi için doğal biçimde seyretmesi gerektiğinden böyle bir korku gerçekten de ilişkiyi yürütülemez duruma sokabilir. Cinsel fobiler için kadın erkek arasındaki kutuplaşmanın yoğun yaşandığı kültür ve toplumlar büyük risk grubudur. Özellikle baskı altında yetişen ya da cinsel travmaya maruz kalan kadınlarda cinsel ilişki korkusu yaygındır. Çünkü bu kişiler için cinsellik kendilerini tehdit eden bir duruma dönüşmüştür.
Bağımlılık fobisi var mıdır?
Bağımlılık bir dereceye kadar herkesin içinde olan bir eğilimdir. Zaten hayata bağımlı olarak başlarız. Bazı önemli başarılarımız da bağımlı bir ilişki içerisinde kendimizi güvende hissettiğimiz bir dönemde gerçekleşir. Ancak bağımlılığın zararları ve gelişmeyi önleyici yönleri de olabilir. Kültür ve günümüzün yaşamı, bağımsız olmayı yüceltmekte ve bağımlı davranışları zayıflık olarak görmektedir. Özellikle erkekler için bu durum daha geçerlidir. Kadınlarda bağımlı davranışlar bir dereceye kadar hoş görülmektedir.
Bu durumda bağımlılık ihtiyaçlarını ifade edemeyen birçok insan, olduğundan daha da bağımsız gibi davranmaya çalışır. Bu bir anlamda kontrfobik davranıştır. Bu, gençlerde çok görülür. Gereğinden erken ve aşırı bağımsız olma çabalan aslında bağımlılık ihtiyaçlarının fazlalığından kaynaklanıyor olabilir. Bu durum erişkin insanlarda da olabilir. Ancak ilişkilerde bir dereceye kadar bağımlılığın normal olduğunu kabul etmek daha iyi bir uyum sağlayabilir. Toplumun bunu kabul etmemesi insanların ruh sağlığını ileriye götürmemiş, tam tersine madde bağımlılığı, kişilik bozukluğu ve benzeri psikiyatrik olaylar artış göstermiştir.
Garip ve az duyulmuş fobiler var mıdır? Psikiyatride hastalık türü fazla değildir aslında ama her hastalığın kişiyi çok şaşırtan değişik görünüş şekilleriyle karşılaşılabilir. “Hastalık yok, hasta vardır” sözü biraz da bu durumlardan kaynaklanmaktadır.
Yuvarlak şekilli şeylerden korkma, şeftali tüyünden kaçınma, erişkin bir kişinin tuvaletini altına yapacağından korkması, yutkunurken kendi tükürüğünde boğulacağından korkma gibi tuhaf sayılabilecek durumlarla da karşılaşılabilir. Aslında bu gibi seçeneklerin ve ihtimallerin sonu yoktur denilse yeridir. Ancak bu çeşitlilik tedavi sonuçlarını sanıldığı kadar fazla etkilemez. Bu gibi tuhaf sayılabilecek fobilerin sembol içeriği diğerlerinden fazladır. Tedavide de bu sembol içeriğinin kavranması, kişinin yaşamı ile olan ilişkisinin çözümlenmesi yararlı olabilir.