Bir organın veya dokunun vücut boşluğunda içinde bulunduğu çeperlerden anormal bir şekilde dışarıya doğru sarkması. Fıtık terimi genellikle bağırsağın bir kısmının karın çeperinin zayıf bir noktasından, özellikle kasıktan dışarıya doğru sarkmasını belirtir.
Sarkan organ önündeki dokuları, örneğin karın boşluğunun iç yüzeyini kaplayan karın zarını ve karın boşluğu çeperindeki kaslarla bağları dışarıya iter ve fıtık torbası denilen çıkıntıyı oluşturur. Fıtık dışarıdan bakıldığında görülüyorsa dış fıtık adını alır. Gizli fıtık vücudun içinde oluştuğundan dışarıdan görülmez. Çok az rahatsızlık veren fıtıklar olduğu gibi, acele ameliyatı gerektiren tehlikeli fıtıklar da vardır.
Kasıkta görülen fıtıklar iki tiptir. Bunların en yaygını kasık fıtığı olup. genellikle cerrahi müdahaleyi gerektirir. Bu fıtık erkeklerde kadınlardan on kat daha yaygındır. Bunun nedeni dölyatağı içindeki gelişim sürecine bağlanmaktadır.
Gerçekten de erbezleri ancak çocuğun doğumuna çok az bir süre kaldığında erbezi torbalarına inerler. Hormonların etkisiyle gerçekleşen bu iniş sırasında, erbezlerini saran karın zarından oluşmuş bir kese vardır. Erbezleri erbezi torbalarına iner inmez, bu kese kaybolur ve erbezi torbası ile karın zarı arasında ilişki kalmaz. Fakat kimi zaman bu kese kaybolmaz ve karın boşluğundaki organlar bu kese içinde dolarak bir fıtık meydana getirirler.
Zamanında tedavisine başlanan bir kasık fıtığı kolayca giderilebilir. Fakat uzun süre ihmal edilenlerde, fıtığın içindeki organ parçaları fıtık torbası çeperine yapışacağından, fıtığın iyi edilmesi güçleşebilir. Bu durumda bağırsağın o noktada tıkanması söz konusu olduğundan, karın ağrıları, kusma, başgösterir. Ayrıca bağırsağın bu bölümü kansız kalır ve ameliyatla çıkarılması zorunlu hale gelebilir. Eskiden kasık fıtığını kasık bağı kullanarak içeriye doğru itmek yaygın bir tedavi yöntemiydi. Bugün ise ameliyatla tedavi daha tercih edilen bir yoldur.
Uyluk fıtığı kasıkta görülen önemli bir fıtık türü olup kadınlarda daha yaygındır, erkeklerdekinden geniş olan leğendeki kas ve bağların yerleşimine bağlı olarak ortaya çıktığı sanılmaktadır. Çocuklarda pek görülmez. Genellikle doğuştan olan kasık fıtıklarından farklı olarak, doğuştan değildir, sonradan ortaya çıkar. Uyluk fıtığını oluşturan neden, bacaktaki ana kan damarları olan uyluk atar ve toplardamarlarının karın bölgesinden çıkıp kalçaya girdiği noktanın zayıf olmasıdır. Uyluk fıtığı bu damarlar boyunca karından dışarıya sarkar ve bu damarlar kemik ve bağlar gibi yapılara bağlı olduklarından, bağırsak dolaşması veya tıkanması gibi tehlikeli durumlar olabilir. Ameliyattan başka tedavisi yoktur. Ameliyat sırasında fıtık torbası çıkarılır ve zayıf olan bölge onarılır.
Göbeğin kesildiği nokta da karnın zayıf kısımlarındandır; özellikle çocuklarda bu noktada, çok küçükten çok iriye kadar değişik büyüklüklerde fıtıklar oluşabilir. Büyük göbek fıtıklarında bağırsak tıkanması veya dolaşması görülebileceğinden ameliyat kaçınılmazdır.
Diyafram fıtığında karın boşluğundaki organlar göğüs bölgesine doğru çıkıntı yaparlar. Diyafram fıtığının çeşitli biçimleri vardır. En tehlikelileri çocuklarda doğuştan olan diyafram fıtığı olup, ölümle sonuçlanabilir. Erginlerde görülen biçimleri de vardır.
Yemek borusu fıtığı diyafram fıtığının erginlerde yaygın olan bir türüdür. Bu fıtıkta, anlaşılmayan nedenlerden ötürü yemek borusunun diyaframdan geçtiği noktadaki delik genişler ve midenin bir kısmı bu delikten göğüs boşluğuna doğru çıkıntı yapar. Bu anatomik bozukluğun yanı sıra, yemek borusu ile mide arasındaki kapaklar da iyi çalışmaz ve mide içerikleri yemek borusuna hücum eder. Yemek borusu midedeki sindirim özsularına karşı dayanıklı yapıda olmadığından, bu durum yemek borusu ülserine yol açabilir.
Hastanın göğüs kafesinde yanma, ağzında ekşime olur ve yutmada zorluk çeker. Dümdüz yatırılırsa veya eğik halde durursa yukarıdaki belirtiler daha da artar. Bu hastalığın belirtilerini mide ülseri, safra kesesi hastalıkları ve kalp hastalıkları belirtilerinden ayırt etmek oldukça güçtür. Ayrıca bu hastalıkların kimi zaman birlikte görülmeleri durumu daha da karmaşık hale getirir. Bu fıtık yaşlı kadınlarda yaygındır. Fıtıkların çoğunda olduğu gibi, şişmanlık yemek borusu yarığı fıtığında da etken olup, kilo kaybı genellikle rahatsızlıkların azalmasına yardım eder. Ayrıca mide asitliliğini azaltan ilaçlar da göğüsteki yanmayı azaltır. Kimi hastalar yatağın baş kısmının yükseltilmesiyle rahatça uyuyabilirler. İlerlemiş durumlar midenin asit salgılamasının önlenmesi ya da anatomik bozukluğun düzeltilmesi amacıyla yapılan ameliyatlara ihtiyaç gösterirler.
Dölyatağı düşüklüğü, fıtık olarak kabul edilmemekle birlikte, gerçekte tipik bir fıtık örneğidir. Çeşitli nedenleri arasında gebelik en önemlisidir. Kadınlarda üreme organlarının ve onları destekleyen dokuların yaşlılık nedeniyle zayıflayıp sarkması yüzünden ortaya çıkar. Düşüklük fazla değilse dölyoluna peser denilen plastik bir halka takılarak önlenebilir. Bu halka her üç ayda bir değiştirilir. Düşüklüğün fazla olduğu durumlarda ameliyat gereklidir.
Göden bağırsak düşüklüğü de bir başka fıtık türüdür. Hem kadınlardan hem de erkeklerde görülebilir. Yaşlılarda yaygın olan bu fıtık, göden bağırsağı destekleyen karın dokularının erimesi yüzünden oluşur. Kanama yapar ve rahatsızlık verir. Basur memelerinin alınmasına benzeyen küçük bir ameliyatla düzeltilebilir. Kimi zaman da anüsü çevreleyen dokulara gümüş bir halka yerleştirilir. İlerlemiş durumlarda karın tabanının güçlendirilerek göden bağırsağın düzeltilmesi için bir karın ameliyatı gerekebilir.