Bir umutla kurduğunuz evliliğiniz monoton bir hal aldığında, küçük önlemlerle aşkınızı geri kazanabileceğinizi unutmayın. Evlenene kadar hiçbir problem yaşamayan çiftlerin çoğu, evlendikten sonra her anlaşmazlığın ve tartışmanın kaynağını evlilik kurumuna bağlıyor. Belki de “Evlenmeseydik bunlar başımıza gelmezdi” diye düşünüyor. Ancak aşkı öldüren evlilik değil, kişilerin kendileri. Bu yüzden hiç vakit kaybetmeden yapılan yanlışların önüne geçip, küçük önlemler alarak o güzel günleri geri getirebilirsiniz. Egosunu ihmal etmeyin
Aşk ve cinsel çekim çok güçlü, fakat bir o kadar da narin duygulardır. Hepimiz beğenilmek ve çekici görünmek istemez miyiz? Erkekler de kadınlar gibi kendilerine aşık olunmasından, güzel sözlerden çok hoşlanırlar. Ancak düşüncesiz davranışlar ya da kırıcı sözler, bırakın aşkı geri getirmeyi, var olan ilişkinizi de çok çabuk zedeleyebilir. Her eş ona ne kadar yumuşak ve sevgi dolu davranılırsa davranılsın, eleştirilmekten endişe duyar. Bu yüzden yaptığı işi tam olarak sizin istediğiniz gibi yapamasa da anlayış gösterin ve başarısızlığını yüzüne vurmayın. Hayata ilgi gösterin
Genelde eşlerinden ayrılan kadınlar hayata daha güçlü sarılmaya başlar. Kendilerini işlerine verip, güzelliklerine dikkat eder, kendilerini yetiştirmeye çabalarlar. Bunun için boşanmayı bekliyorsanız hata edersiniz. Tüm bunları evliyken de yapabilmelisiniz. Yeni konulardan bahsedin
“Bugün çamaşırları şöyle astım, şu dizide kadın adamı aldattı, bu öğleden sonra kadın programında sunucu şöyle ağladı, şu deterjan sudaki kireci azaltmıyor” gibi sohbetlerin dışına çıkmadığınız sürece aşk ve romantizmden söz etmek çok zor. Bu yüzden ister iş arkadaşlarınızla geziye, ister dil ya da dans kursuna gidin. Ama mutlaka kendiniz için bir şeyler yapın. Böylece eşinize anlatacağınız farklı konularınız olur. Tartışmayın, konuşun
Eşinizle konuşmaktan korkmayın. Bu sayede hoşlanmadığınız durumları ve problemlerinizi anlamasına yardımcı olursunuz. Onu iğnelemeden, kendi durumunuzdan ve hissettiklerinizden 1 – 2 cümleyle bahsetmeniz yeterli olacaktır. Sizi biraz olsun anlarsa, ilişkiniz daha güzel hale gelir. Eşinizi değil, kendinizi değiştirin
Onu değiştirmek istedikçe yorulduğunuzla kalırsınız. Gerçek şu ki, kadınlar problemleri konuşarak çözmek isterken, erkekler çok konuşmayı sevmezler. Bu yüzden bir şeyi tekrar tekrar dile getirmek yerine, davranışlarınızla ona yol gösterin. Davranışlarınızla onun tarafında yer aldığınızı hissettirin. Gerekirse kendinizi biraz değiştirip, onun size yaklaşmasına yardımcı olabilirsiniz.
Ona akıl hocalığı taslamayın
Kapanmış ya da geçmişte kalmış konuları tekrar tekrar gündeme getirerek keyifsizlik yaratmayın. Ayrıca her konuya yorum getirip fikrinizi söylerken, her söylediğinizi doğru kabul etmesini beklemeyin. Unutmayın, siz de yanılabilirsiniz. Onun fikirlerini beğenmeseniz de dinleyin ve karşılığında kendinizi mutlaka fikir söylemek zorunda hissetmeyin. Olumlu düşünmeye çalışın ve aklınıza gelenleri empati kurarak eşinize aktarın. Onun kurallarını da gözetin
Elbette sağlıklı bir ilişkide baskın rolün eşit dağılmış olması esastır. Ancak arada bir küçük numaralar yapmak yararınıza olabilir. Her zaman ille de eşit olmak için çabalamayın. İletişim kurarken kendisini iyi hissetmesini sağlamak, tamamen sizin yararınıza olur ve işinizi kolaylaştırır. Bu yüzden onun kurallarını anlayıp, bu durumu lehinize çevirebilirsiniz. Çözüm üretin
Bir sorunla karşılaştığınızda, kimin suçlu olduğunu bulmaya çalışmaktan vazgeçin. Sadece çözüme yoğunlaşın ve çözümü konuşun. Karşılıklı suçlamalar ve imalar hem çözümü zorlaştırır hem de aşkınızı. Onu tekrar elde edin
Kadın – erkek herkes bilir ki, eşimizi her gün yeniden keşfetmeli ve baştan çıkarmalıyız. Bu yönünüzü canlı tutarsanız, aşkınızın tekrar filizlenmesi sadece bir an meselesi. Aşk devam ediyor mu?
Yapılan bir ankette “Evlilik aşkı nasıl etkiliyor?” sorusunu yanıtlayanların %54’ü aşklarının devam ettiğini belirtirken, %31’i aşkın yerini alışkanlığın aldığını söylüyor. Ankete katılanların %9’u ise evlendikten sonra eşine aşık olduğunu belirtirken, %6’sı eşine karşı aşk ve alışkanlık hissetmediğini, evlilik yaşamının oldukça sıkıcı geçtiğini ifade ediyor.
|