Piyasa Şekilleri:
300 mg: 20 film tablet, 300 mg: 10 film tablet, 200 mg: 10 film tablet, 200 mg: 20 film tablet içeren blister ambalajlarda.
Kullanım Şekli:
Günlük doz 400-1200 mg arasıdır. Maksimum günlük doz 1200 mg’ı aşmamalıdır. Günde 2 kez kullanılır. Akut ağrılı hallerde doz aralıkları sıklaştırılabilir.
Endikasyonları:
Akut ve uzun süreli kullanımlar için aşağıdaki belirti ve semptomların giderilmesinde endikedir: Romatoid artrit, osteoartrit, kas ve iskelete ait ağrılar, diş ameliyatları, genel ve ortopedik ameliyatlardan sonraki ağrılar, epizyotomiden sonraki ağrılar, omuz ağrısı, tendinitis, bursitis, akut gut arteriti, lumbago ve radikülalji.
Kontrendikasyonları:
Daha önce etodolaka karşı hipersensitivite göstermiş hastalarda kullanılmamalıdır. Olası çapraz reaksiyonlardan kaçınmak için asetilsalisilik asit veya diğer nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlarla tedavi sırasında astım, rinit veya ürtiker gibi allerjik reaksiyon gösteren hastalarda ve aktif peptik ülser hikayesi olan hastalarda, daha önce başka bir nonsteroidal antienflamatuvar ilaçla tedavide gastrointestinal kanama geçirmiş hastalarda ve antikoagülanla tedavi olanlarda kullanılmamalıdır.
Uyarılar:
Kronik olarak nonsteroidal antienflamatuvar ilaçla tedavi gören hastalarda kanama, ülserleşme veya perforasyon gibi ciddi gastrointestinal toksisite her an uyarı semptomları olmaksızın, hatta geçmişinde gastrointestinal semptomları bulunmayan hastalarda görülebilir. Kronik olarak nonsteroidal antienflamatuvar ilaçla tedavi olan hastalarda ülserleşme ve kanamaya karşı tedbirli olunmalıdır ve hastalar gastrointestinal toksisite semptomlarına ve belirtilerine karşı uyarılmalıdır. Etodolakın sağlıklı kimselerde yaygın kullanılan diğer nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlara oranla gastrointestinal mikrokanama potansiyelinin çok daha az olduğu gösterilmiştir. Ancak geçmişinde peptik ülser dahil üst gastrointestinal kanamalar geçirmiş olan hastalar yakından izlenerek ve eğer yarar-risk oranı seçimi haklı çıkarıyorsa da, etodolak dikkatle uygulanmalıdır. Böbrek perfüzyonunun devamlılığı için böbrek prostaglandinlerinin destekleyici rol oynadığı hastalarda nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlardan herhangi birinin uygulanması, prostaglandin oluşumunda doza bağlı bir yavaşlamaya ve bunun sonucunda böbrek kan akışında azalmaya neden olarak böbrek yetmezliği oluşturabilir. Bu reaksiyonun büyük risk olduğu hastalar bozuk böbrek fonksiyonu, kalp yetmezliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu, diüretikleri kullananlar ve yaşlılardır. Nonsteroidal antienflamatuvar ilaç tedavisinin kesilmesiyle genellikle iyileşme olur ve hastalar tedavi öncesi durumlarına dönerler. Karaciğer fonksiyon testlerinin bir veya birden fazlasında hafif yükselmeler olabilir. Devam eden tedaviyle bu anormallikler kaybolabilir, değişim göstermeyebilir veya ilerleyebilir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu veya anormal karaciğer testi oluşmasının semptom ve/veya belirtileri olan hastalar, etodolakla tedavi sırasında daha ciddi karaciğer reaksiyon gelişimi için incelenmelidir. Bu tip reaksiyonlar nadir olmasına rağmen eğer anormal karaciğer testleri devam ediyor veya kötüye gidiyorsa, eğer karaciğer rahatsızlığını düşündüren klinik belirtiler ve semptomlar oluşursa veya eozinofili, isilik gibi sistemik bulgular ortaya çıkarsa etodolak tedavisine son verilmelidir. Etodolakla yapılan klinik çalışmalar, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında klinik bakımdan önemli değişikliklerin olmadığını göstermiştir. Ancak, başka nedenlerden meydana gelebilecek böbrek ve karaciğer bozuklukları, ilaç metabolizmasını değiştirebilir. Bu durumdaki hastalar ve özellikle uzun süreli tedavi gören hastalar ve yaşlılar olası yan etkiler için izlenmeli ve ilacın dozu gereksinime göre ayarlanmalıdır. Etodolak dahil nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlarla uzun süreli tedavi olan hastalar eğer anemi belirtileri ve semptomları gösteriyorsa hemoglobin ve hemotokrit kontrolleri yapılmalıdır. Prostaglandinlerin biyosentezini engelleyen bütün ilaçlar bir dereceye kadar trombosit fonksiyonuna ve kanamaya karşı vasküler yanıta engel olur. Bu tip mekanizmadan ters etkilenebilecek etodolak kullanan hastalar dikkatlice izlenmelidir. Etodolak, sıvı retansiyonu, hipertansiyon veya kalp yetmezliği olan hastalarda tedbirli uygulanmalıdır. Çocuklarda etkili ve güvenilir olduğu belirlenmediğinden kullanılmamalıdır. Gebelerde ve emziren annelerde yeterli ve kontrollü çalışmalar yapılmadığından risk-yarar dengesi gözönünde bulundurulmalıdır.
Yan Etkileri:
Bulantı, diyare, epigastrik ağrı, mide yanması, hazımsızlık, gaz, karın ağrısı, mide-barsak krampları, şişkinlik, kabızlık, kusma, dispepsi, baş ağrısı, baş dönmesi, uyuşukluk, uykusuzluk, sinirlilik/iç sıkıntısı, deride ufak lekelerle görülen dermatit veya puririt, yorgunluk, halsizlik/keyifsizlik, sık idrara çıkma, sıvı retansiyonu, kulak çınlaması, bulanık görme gibi yan etkiler günlük 1 g’ı bulan dozlarda nadiren görülebilirler.
İlaç Etkileşimleri:
Varfarinle birlikte uygulanması sonucunda varfarinin proteine bağlanması azalır fakat serbest varfarinin temizlenmesinde bir değişiklik olmaz. Asetilsalisilik asitle birlikte kullanılması yan etkilerin olası artışı nedeniyle önerilmez. Etodolak kalp, böbrek ve karaciğer yetmezliği olup, diüretik kullanan hastalarda tedbirle kullanılmalıdır. Etodolak, renal prostaglandinler üzerine etkiyle digoksin, lityum ve metotreksatın eliminasyonunda değişikliklere neden olarak serum düzeylerinin yükselmesine ve toksisitenin artmasına neden olur. Siklosporinle ilgili nefrotoksisite de artabilir. Fenilbutazon etodolakın serbest fraksiyonunda artışa neden olur, birlikte kullanılması önerilmez.