ERGENLİK YILLARI
Günümüz çocuklarının derdi nedir? Çocuklar neden bu kadar asi, neden kendilerinden bu kadar bıkkın ve hayata bu kadar ilgisiz? Yapmak istedikleri tek şey kötü arkadaşlara kapılmak ve çılgın müzikler dinlemek.
Ergenlik çağındaki çocuklar, hızlı ve şiddetli değişimler yaşar. Birdenbire kendilerini nereye varacağından emin lmadıkları bir yolculuğun ortasında bulurlar. Tek bildikleri şey, durumlarının çok ciddi olduğu ve hiçkimsenin bu durumu yeterince anlayarak kendilerine yardım edemeyeceğidir. Uzun vadede, kendi yaşamlarını kontrol etmek durumundadırlar ve onlara izin verirsek, tam da bunu öğrenme sürecinde içindedirler.
Eğer yardım etmek istiyorsak, onlara çok dikkatle yaklaşmalıyız. Kullandıkları araç bir insan bedenidir. Bu beden aniden kontrolden çıkar. Hiçbir sebep yokken yüzlerinde sivilceler belirir. Her taraftan kıllar fışkırır. Kızlar birdenbire aylık adet kanamaları ve göğüslerinin büyümesi ile karşı karşıya kalır. Erkek çocukların sesleri değişir; kendilerine konuşan sanki bir başkasıymış gibi gelir. Aynı zamanda olağanüstü fakat kabul edilemez cinsel düşler yaşarlar.
Ergenlik çağındaki çocuk, artık kendine ait bir yaşamın anne ve babası tarafından sürdürülmesini hem beklemez, hem de istemez. Bu değişim sürecinde gençler, çoğu kez en az sizin kadar korku doludur. Hiç kimsenin -hele anne ve babalarının hiç- hiçbir zaman kendileri kadar güvensizlik hissetmemiş olduğunu düşünürler. Yaşadıklarını hiçkimsenin anlayamayacağı fikrindedirler.
Herhangi bir yetişkinin kendisini anlamadığını hissettiği ve kendi iç dünyasının karmaşık duygularını dışa vurmaktan korktuğu için, ergenlik çağı çocuğu içine kapanıktır; aşırı duyarlıdır; tafra atar; hüzünlüdür; asi ruhludur; küstahdır; ve hatta kaçak güreşir.
NASIL BAŞA ÇIKMALI?
Sorunları olan ergenlik çağı çocuklarının önemli bir kısmı “hasta” değildir. Sorunlar bu çağdaki büyümenin en doğal parçasıdır ve bir ebeveynin yapması gereken en önemli şey, onun “normal” veya “anormal” olduğu konusunda endişenmeye son vermek ve çocuğu üzen konuları anlamaya çalışmaktır.
Ne var ki, anlayışlı olmak sadece birinci adımdır. Zor olan, bu anlayış temelinde, kendinize ve ergenlik çağındaki çocuğunuzu yardımcı olacak şekilde davranmaktır.
İlk önce olanlarar anlayış göstermeli ve ikinci olarak çocuğunuza karşı davranıl ve tepki tarzınızı değiştirmelisiniz.
Çocuğunuzun beğenmediğiniz bir tavrı karşısında katı ve inatçı bir tepki vermek yerine, bu davranışın altında yatan nedeni araştırmaya başlamalısınız. Ebeveyn olarak bu geçişin mümkün olduğu kadar pürüzsüz gerçekleşmesini istiyorsanız, kendinizde de bazı değişiklikler yapmalısınız. İnanın bana, uzun vadede kazançlı çıkacaksınız. Sadece otoriter insanlar olmayıp kendisinde meydana gelen değişimleri saygıyla karşılayan mantıklı kişiler olduğunuzu gördüğünde, o da size saygılı davranmaya başlayacaktır. Evet, onu size saygı göstermeye zorlamamalısınız, bu hiçbir şekilde işe yaramaz.
Bir toplum kuralsız olarak birarada yaşayabilir. Ne var ki, kurallar bazen değişen zaman ve koşullara uygun olarak eğilip bükülmelidir. Bütün kuralların anne ve babalar tarafından konulması gerekmez. Daha önce konulmuş olan kurallar, ailenin tüm bireylerinin istekleri dikkate alınarak, bir miktar kanala bırakılmalı, azaltılmalı ve uygun hale getirilmelidir. Eğer;
1- Ergenlik çağındaki çocuğunuzun özel ihtiyaçlarını anlamayı başarırsanız,
2- Hayatınızı ve aile kurallarını değişen duruma göre uyarlayabilirseniz, yaratıcı bir senteze varabilir ve aile içindeki birbirinden farklı düşünüş tarzlarını ortak bir görüş haline getirebilirsiniz.
ÇOCUK SÖZ DİNLEMİYORSA NE YAPMALI?
Pürüzleri ortadan kaldırmanın yolu, ergenlik çağındaki çocuğun temel ihityaçlarının neler olduğunu anlamaya zaman ayırmaktan ve onun genç yetişkinliğe geçmesine en iyi şekilde yardımcı olacak uyarlamayı yapmaktan geçer.
Genç yetişkinliğe ulaştığında, sizle yavrunuz bu birkaç yıl boyuca yaşamış olduğunuz zorlu deneyimleri ve sancıları hatırlayarak gülümsediğinizde, bütün bu çabalar eşsiz ve değer kazanacaktır.