15-18 yaşları arasındaki kızlar kolayca severler ve nefret ederler. Beğenilen yanları ve başarıları ile sivrilen, öğretmenlerinin, kız arkadaşlarının yakınlığını kazanan kızları çekemezler. Onu önemsizleştirmeye, küçük göstermeye çalışırlar. Onunla uğraşırlar. Onu zor durumlara düşürebilecek şakalar yaparlar Takılırlar Alay ederler. Onu takibe alırlar. Derslerde onun sevdiği ve sevgisini kazandığı öğretmenin karşılıklı davranışlarını gözlemlerler.
Özellikle, erkek öğretmenlerle onlar tararından beğenilen, sevilen arkadaşları arasındaki münasebetlerle fazla ilgilenirler. Bu münasebetleri, iki tarafı da küçük düşürecek, zor duruma sokacak bir şekilde değerlendirirler. Kız arkadaşlarını öğretmenine aşık olmakla suçlandırırlar. Erkek öğretmenlerini de öğrencisine gönül vermekle ayıplarlar. Kendi aralarında onlarla eğlenirler. Onların bakışlarına, sözlerine, çeşitli anlamlar verirler.
Kız arkadaşların her hareketini, değişik giyinmesini onda aradıkları ve yarattıkları duygunun etkilerini bulmaya uğraşırlar. Ona iftira ederler. Onu, kendisini seven ve sevdiği öğretmenden, ya da öğretmenlerden uzaklaştırmaya, soğutmaya çalışırlar. Öğretmenlerinin gözünden düşürmeye çaba gösterirler. Çoğu zaman bu işte başarıya ulaşırlar.
Gerçekten, sırf üstünlüğü ve başarılı olması yüzünden, öğretmenleri, yöneticiler tarafından beğenilen, sayılan kızlar arkadaşlarının baskılarından, kıskançlık nedeniyle yarattıkları sıkıntılı, gergin yaşam biçiminden kurtulmak için kendilerini seven öğretmenlere karşı tutumlarını değiştirmek, soğuk davranmak zorunluğunu duyarlar. Derslerle eskisi gibi ilgilenmezler. Sorulan soruları, çok iyi bildikleri halde cevaplandırmazlar.
Giyinmelerine eskisi gibi önem vermezler, işin gerçek mahiyetini bilmeyen öğretmenler bu değişikliği anlayamazlar. Gerçek nedenlerle ilgisi bulunmayan izah şekillerini ararlar. Öğrencilerinin sağlık durumundan endişe ederler. Onun kendilerine kırıldığını, küstüğünü sanırlar. Aile durumunda bazı önemli değişiklikler olduğunu düşünürler.
Onu yanlarına çağırırlar. Konuşurlar. Eskisinden farklı, soğuk biriyle karşılaşırlar. Üzülürler. Sinirlenirler. Onun kendilerinden soğuduğuna inanırlar. Onunla ilgilenmekten, onu eskisi gibi, iyi, örnek bir öğrenci olarak tamamladıktan vazgeçerler. Onu çekemiyenlerin isteklerini gerçekleştirirler.
Ergen kızlar arasındaki kıskançlık daha da ileri gidebilir ve tehlikeli olabilir.
Kızlar vardır. En çok sevdikleri kız arkadaşlarının beğendikleri bir özelliğini kıskanırlar. Onların sevinmelerine tahammül edemezler, Karşılaştıkları zorlukları, felaketleri görünce sevinç duyarlar. Bu halin en tipik ve acıklı örneğini bir kız vermiştir. Duygulu ve normal olan bu kız yeni ölen bir kız arkadaşının mezarı üstünde şarkı söyleyerek dans ederken görülmüştür. Yalnız bu durumun ortak bilinç altı ile de ilgili bulunması ihtimali düşünülebilir.
Özellikle, kendilerini çirkin bulan, beğenmiyen, değer eksikliğine inanan genç kızlar aşırı derecede kıskanç olurlar. Güzellikleriyle beğenilen kız arkadaşlarını fazla kıskanırlar. Onları görmek istemezler. Onların bulundukları yerlere gitmekten kaçınırlar. Giyinişlerini çekemezler. Kusurlu bulmaya uğraşırlar. Onlardan ve onlara yakınlık gösterenlerden nefret ederler. Onları gözden düşürmek için her çareye baş vururlar. Başarılı görmeğe dayanamazlar. Derslerde zor durumlara düşürmeye çalışırlar. Rahatsız edecek şekilde hareket ederler.
ERGEN KIZLAR VE ERGEN KIZLARLA ERKEKLER ARASINDAKİ MÜNASEBETLER
Genç kızlar, bir arada, mesela sınıfta, okul bahçesinde bulundukları zamanlarda, arada sırada, ya da sık sık birbirlerine sarılırlar. Kollarını birbirlerinin bellerine dolarlar. Birbirlerinin ellerinden tutarlar. Karşılıklı olarak duydukları yakınlığı çeşitli şekillerde belirtirler.
Ergen kızlar arasındaki münasebetler daha öncekilere benzemezler. Önergenlik ve erinlik çağındaki kızlar arasındaki münasebetler daha ziyade sırları paylaşmak amacıyla kuruluyordu. Ergen kızlar artık bu çeşit münasebetleri yeterli bulmamaktadırlar.
Karşı cins yakınlığı tam bir kadınlık yeteneği haline gelmeden önce ortaya çıkan kuvvetli cinsel arzunun baskısı, zorlaması kızlar arasındaki münasebetlere cinsel bir mahiyet verir. Genç kızın yaşıtı, çağdaşı ile kurduğu münasebet daha karışık olur. Bu münasebet aşikar bir cinsel anlam taşır. Yalnız bu Platonik bir münasebet şeklidir. Birbirleriyle dost olan ergen kızlar bazan birdenbire birbirlerinden ayrılırlar. Uzaklaşırlar. Bu durum, ilk bakışta nedensiz gibi görünür. Birbirlerine çok bağlı bilinen kızların bu ani ayrılışları başkalarını şaşırtır.
Genel olarak, iki taraf üzerinde de büyük etkiler yapan, iki tarafın, özellikle, terkedilen kızın fazla üzülmesine yol açan bu ayrılmanın en önemli nedenlerinden biri de onlar arasında kurulan münasebetlerin cinsel bir karakter taşımalarıdır. Her iki kızın da üzüntü, endişe, korku duymasına yol açan bu karakter münasebetlerin kesilmesinde önemli bir rol oynar. Kesilen münasebetler ızdırap veren yalnızlık duygusunu yaratırlar.
Ergen kızın duyduğu sevicilik bir çok hallerde, kız arkadaşlarına değil, başka kadınlara yönelebilir. Bunun sonucu olarak, bağlılık olağan üstü bir tutku şeklini alabilir. Bir kadının erkeğe karşı duyabileceği yakınlığın sınırını kat kat aşabilir.
Bir genç kız kendi yaşındaki bir başka kıza, kadın öğretmenlerinden birine karşı duyduğu büyük bir yakınlıktan, hayranlıktan sonra, cinsel içgüdünün zorlamasıyla, genel olarak, yanma yaklaşamayacağı yetişkin bir kadına iyice bağlanabilir. Bağlandığı bu kadını pek iyi tanımayabilir. Bu, onun bu kadına karşı ızdıraplı ve ihtiraslı bir yakınlığın özelliklerini taşıyan bir bağlılık duymasını önleyemez.
Ergenlikte meydana gelen bu çeşit bağlılık ile anneye karşı duyulan sevgi arasında bir münasebet vardır. Anne için duyulan bağlılığın başka bir şekli de diğer zamanlarda karşı cins ya-kınlığı gibi görünen bir gelişmede ortaya çıkar. Burada anne ile baba yerlerini değiştirirler. Buna rağmen münasebetin çocukluk şekli kaybolmaz.
Ergenlik çağma yeniden ulaşan kızlar aşkı yaşamın en önemli bir problemi gibi düşünürler. Kızlar, 12, 13 yaşlarında da, birbirlerine karşı yakınlık duyarlar. Yalnız bu yakınlıklar erinlik çağında fazlalaşırlar. Önem kazanırlar.
Kızlar vardır. 14-15 yaşında bazı kız arkadaşlarına karşı büyük bir yakınlık duyarlar. Bu yakınlığı daha ziyade kendilerinden yaşlı kızlara yöneltirler. Karşılık gördükleri zaman fazla sevinirler. Kimileri, onların kendilerine yazdıkları mektupları uzun zaman saklarlar ve tekrar tekrar okurlar. Kimileri de, tersine olarak, kendilerini arzulanan kimseler olarak görünce üzülürler. Acı duyarlar.
Yaş bakımından birbirlerinden farklı olan kızlar arasında meydana gelen yakınlıklarda, ilk teşebbüs, genel olarak, daha yaşlı kızlar tarafından yapılmaktadır. Büyük kızların, kendilerinden küçük ve mesela, henüz 12, 14 yaşında bulunan kızlara karşı duydukları yakınlıkta bazan annelik duygusu da rol oynamaktadır. Kadınlar hiç bir zaman bu duygunun etkilerinden büsbütün uzak kalamazlar.
Yatılı okullarda yakınlık bazan acuna ile başlar. Bu çeşit okula başlayan kızlardan bir kısmı sıkılırlar. Yerlerine alışamazlar. Isınamazlar. Evlerini ararlar. Bu gibi hallerde, eski öğrenciler onlara acırlar. Onları avutmaya çalışırlar. Bu acıma ile başlayan yakınlık yavaş yavaş gerçek bir sevgi halini alabilir.
Burada yaş farkı fazla önemli değildir. Böyle bir duyguyu duyan ergen kız için önemli olan şey görünüşü ve karakteri iç yaşamına uyan birini daima yanı başında görmektir.
Yatık okullar bu çeşit yakınlıkların meydana gelmelerine elverişlidirler. Yatılı öğrencilerin dış dünya ile münasebetleri zayıf olduğu ölçüde birbirlerine yaklaşmak arzuları kuvvetlenir. Sosyal yaşamın geliştiği yerlerde ise kızlar arasındaki münasebetler önemlerini kaybederler.
Sosyal faaliyetler genç kızları meşgul ederler. Onların kendi kendilerine iç yaşamlarıyla baş başa kalmalarını önlerler. Sevmek ihtiyaçlarının başka bir anlam kazanmalarına, üstün amaçlara yönelmelerine yardım ederler. Ergen kızların hem hoşlarına giden hem de korkmalarına yol açan yeni heyecanlardan uzak kalmalarını sağlarlar.
Bununla beraber, ergen kızlar arkadaşlarında somutlaşmış arzularının hayalini gördükleri takdirde yakınlıklar önemli bir hal alırlar.
Bütün insan yaşamında olduğu gibi burada da sevgi sevene göre bir değer kazanır. Bir ergen kız için, dostunun, dost kız arkadaşının kendisiyle ilgili düşüncesi, yakınlığı, vücut ve ruh yapısının gelişmesi süresince, sadece bir destek rolünü 03′nar. Muhayyile, iç kaynaşmaları bilincin aydınlığına yansıttığı geçici hallerden bazılarını saptamak için bu desteğin yardımını