Yard. Doç. Dr. İlker Günyeli
Jinekolojik Onkoloji
Genellikle tek enjeksiyon yeterli olmakla birlikte daha sık olarak bir kateterden devamlı enjeksiyon yada bir volumetrik pompa yardımıyla enjeksiyon yapılabilir.
Doğum eylemi ve vajinal doğum için torasik 10. dermatomdan, sakrum 1. dermatoma kadar analjezi gereksinimi vardır.(sezaryen doğum için ise thorasik 8 ile sakral 1 dermatomlarına etki eden analjezi gereklidir.) Bu sırada kateterin ucunun doğum eylemi sırasında hareket edebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Anestetik maddeye ilaveten küçük dozlarda kısa etkili bir narkotik ajan (fentanil yada sulfentanil) eklenmesi başarıyı arttırabilmektedir. Bu katkı ile, kullanılacak anestetik maddenin dozu ve motor blok azaltılabilmektedir. Analjezi öncesinde 500-1000 ml kristaloid solüsyonu ile hastanın hidrate edilmesi önerilmektedir.
Doğum eyleminde epidural analjezi ,doğum ağrısını gidermenin en iyi yoludur.
Bununla birlikte uygun ekipman ile eğitilmiş ve tecrübeli personel yokluğunda;
- Analjezik etkinin yüksek seviyelere çıkması yada total spinal blok
- Hipotansiyon
- İdrar retansiyonu(%55)
- Başağrısı(%10)
- Kaşıntı(%80)
- Bulantı-kusma(%45)
- Nöbet ( konvulziyon )
- Menenjit
- Kardiyorespiratuar arrest
- Vestibulokohlear disfonksiyon yada uzun dönemde sırt ağrıları (%10-19), başağrıları
- (%3-4,6),ellerde karıncalanma(%2,2 – 3) gözlenebilir.
Çok doğum yapmış ve hızlı doğum gerçekleşen kadınlarda bu yöntem efektif değildir. Epidural doğum yapan kadınların % 90 bu yöntemden memnun kalmış,% 95 i de sonraki doğumlarda tercih edebileceklerini belirtmişlerdir. Epidural analjezi uygulanan gebelerde, normalde % 1 olan maternal (anne) ateş % 15’ lere çıkmaktadır.
Epidural analjezinin doğum eyleminin 1. fazını uzatabilmesi nedeniyle daha fazla suni sancı (oksitosin) verilmesi gerekebilmektedir. Aynı şekilde doğum eyleminin 2. fazını uzatması nedeniyle doğum esnasında enstrüman(vakum yada forseps) kullanımın da arttığı bildirilmiştir.
Sezaryen doğumun sıklığını da belirgin olmamak kaydıyla arttırmaktadır. 1993 de ACOG bildirgesinde (American College of Obstetricians and Gynecologists) şu açıklamayı yapmıştır: “Bir hekimin bakımı altındayken ve güvenli müdahale olanağı varken, bir kişinin şiddetli ağrı yaşamasının kabul edilebilir olduğu başka bir durum yoktur” denmekte ve epidural analjezi desteklenmektedir.
Doğum açıklığı 3-5 cm ve üzerinde iken epidural analjezi verilebilir. İşlemden 15-20 dk sonra soğuk ve çimdiklemeye karşı his kaybına bakılarak blok değerlendirilir.Analjezinin düzeyi ve motor bloğun yoğunluğu, saatlik olarak değerlendirilir.26000 gebe kadın üzerinde epidural analjezi yapılan bir çalışmada, hiç anne ölümüne rastlanılmamıştır.
Vajinal doğum eğer 10-15 dk içinde bekleniyorsa, “perineal analjezi” amacıyla epidural kateterden hızlı etkili bir ajan verilir. Bu analjezi lomber epidural teknikle zor olabileceğinden,alçak spinal veya pudental blok uygulanabilir.
Epidural Anestezi Hangi Durumlarda Uygun Olmaz?
Trombosit hücre sayısı 100,000 ve altında olanlarda
Baş pelvis uygunsuzluğu gibi sezaryen gerektiren durumlarda,
Preeklampsi yani gebelik hipertansiyonu olan olgularda :Epidural anestezi de verilmesi gerekebilen kolloid sıvıların verilmesi ile pulmoner ödem,beyin ödemi,intrakranial kanama,ağır ve ani hipertansiyon riskinde artıştan kaygı duyulmaktadır.
Ancak son 20-30 yılda ağır preeklampsili ve eklampsili gebelerde epidural doğumun özel eğitimli anestezşstlerin, doğum uzmanlarının mevcudiyetinde tartışmasız tercih edilmesi gerektiği önerilmektedir. Kombine teknik adı verilen spinal+epidural analjezi birlikteliğinde (kombine teknik) acil ağrı kontrolü daha başarılı iken yan etkiler daha fazla gözlenmektedir bu nedenle tercih edilmemektedir.
Kaynak: Hastane.com.tr