Uzmanlar, birçok hastalığın sebebi olan ellerin temizliği konusunda dikkatli olunmalı diyor ve uyarıda bulunuyorlar.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hilal Özcebe, AA muhabirine yaptığı açıklama, ellerin sık ve doğru yıkanmasının bulaşıcı hastalıklardan korunmak için temel yaklaşım olduğunu söyledi.
Gerek okulların açılması, gerekse havaların soğumasıyla birlikte solunum yolu hastalıklarının görülme sıklığının arttığını ve kapalı mekanlarda geçirilen zamanın artmasının da etkisiyle bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığının arttığını ifade eden Özcebe, bu dönemde en sık nezle, grip, sarılık ve boğaz iltihabı gibi bulaşıcı hastalıklarla karşılaşıldığına işaret etti.
Prof. Dr. Özcebe, “olumsuz sonuçlara yol açabilen bu hastalıklardan korunmak için yapılabilecek en temel ve basit uygulamanın ellerin yıkanması” olduğuna dikkati çekerek, “Sağlığın korunması açısından bu denli önem taşımasına rağmen, ilköğretim çağında yapılan çalışmalarda, öğrencilerin, ‘tuvalet sonrası, yemek öncesi gibi’ gerekli durumlarda, ellerini yıkamadığı bilinmektedir. Ellerini yıkadığını belirtenler arasında ise kurallarına uygun yıkama davranışında eksiklikler bulunmaktadır” diye konuştu.
NASIL EL YIKANMALI?“Tuvaletten çıktıktan sonra, yemek yemeden önce, öksürme ve hapşırmadan sonra ellerin akan suda sabunla 30 saniye süre yıkanması gerektiğini” ifade eden Özcebe, şu bilgileri verdi:
“Parmak araları, bilekler ve tırnak uçları mutlaka ovuşturularak yıkanmalı. Öksürme ve hapşırma sırasında ağız, el ya da kağıt mendille kapatılmalı. Öksürme ve hapşırma sonrasında elleri tekrar yıkamalı, kullanılan kağıt mendil çöpe atılmalı. Öksürme ve hapşırma sırasında eğer tükürük damlacıkları herhangi bir yüzeye sıçradıysa, bu yüzey de başka bir kağıt mendille silinmeli ve mendil çöpe atılmalı.”
Prof. Dr. Hilal Özcebe, ellerin yıkanması sırasında doğru uygulamanın çok önemli olduğunu dile getirerek, özellikle okullarda el yıkama konusunda gerekli altyapının tam olması, ortamın hijyen koşullarının sürekli olması gerektiğini vurguladı. Özcebe, “Bu konuda sorumluluk devlete aittir. Ulaşılabilir suyun sağlanması, el yıkama için ulaşılabilir mekanların varlığı, el yıkama sırasında kullanılacak temizlik maddesinin varlığı, el yıkama ile ilgili doğru bilgi ve davranışların öğrenilebileceği eğitim ortamının sağlanması bu sorumlulukların başında gelmektedir” dedi.
15 EKİM KÜRESEL EL YIKAMA GÜNÜEl hijyeninin birçok hastalığın bulaşmasında koruyucu bir önlem olduğuna dikkati çekebilmek için 15 Ekim tarihi 2 yıldır “Küresel El Yıkama Günü” olarak kutlanıyor.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy da yaptığı yazılı açıklamada, dernek olarak 2009-2010’da
İstanbul‘da yapılacak ilk bilimsel toplantının “H1N1 Gribi ve El Yıkama” olarak belirlendiğini ifade ederek, bugünün “Türkiye’de de görülmesi beklenen domuz gribi salgınının önlenmesinde el yıkamanın önemine dikkat çekmek için iyi bir fırsat” olduğunu bildirdi.Eraksoy, el yıkamanın sadece mevsimsel grip ve domuz gribi dışında özellikle hastane enfeksiyonlarından korunmada da hayati önem taşıdığını belirterek, “Bir hastanın muayenesini yaptığında elini yıkamak pek çok hekimin ihmal ettiği bir durum. Bu disiplinin kazandırılması gerekir” dedi.