İnsanlar duygularının farkında olduğu sürece olumlu yönde değişimler de söz konusudur. Farkındalık geçerli olduğunda ise en önemli yapılması gereken, olumluya dönüştürülmesi gereken düşünce sistemlerinin değiştirilmesidir. Aksi takdirde olumsuz düşünme sistemi olumsuz duygulara ve davranışlara dönüşür. Sonrasında ise insanın tahammülsüz, yaşamın ise son derece keyifsiz hatta çekilmez hale gelmesi kaçınılmazdır.
Bu sonuçlara katlanma zorunda değilsiniz. Öyleyse öncelikle düşünme sistemlerinde değişime başlayabilirsiniz. İnsanları en rahatsız eden duygulardan birisi de kırgınlıklardır. Sonrasında affedip affetmeme konusunda kararsızlıklar başlar. Bu kararsızlığın temelinde ise “affedersem tekrar yapabilir” düşüncesinin yanlışlığı hakimdir. Oysa affetmek unutmak demek değildir. Siz, affederek yaşadığınız olumsuzluğu çok daha iyi hatırlayabilir, bu sayede de anlayabilirsiniz.
Bir diğer düşünce şekli de; “affedersem değişmiş olurum, aslında o değişmeli” yönündeki düşüncedir. İnsanın ne hayatı ne de başkalarını değiştirmesi mümkün değildir. Başkalarını değiştirme düşüncesi sadece kendinize eziyet ve gereksiz vakit kaybıdır. İnsan, yalnızca kendi duygu ve düşüncelerini değiştirebilme gücüne sahiptir.
Ayrıca; hayatın adil olduğu, kötülerin cezalandırıldığı ve iyilerin ödüllendirildiği düşüncesi de yanlıştır. Herkes isteyebilir ancak kimse kimseye hayatın adil olduğu garantisini veremez. Hayat her bir insanın adalet beklentisini karşılama doğrultusunda değildir, belirli dengeler üzerine kurulmuştur.
Güzel bir söz ile tamamlamak gerekirse;
Adalet beklentisi içinde olanlar için: İyi bir insan olduğunuz için dünyanın size adil davranmasını beklemek, vejetaryen olduğunuz için bir boğanın size saldırmamasını beklemek gibidir.