Dupuytren Kontraktürü
Baron Guillome Dupuytren 1777 – 1835
DUPUYTREN BÜYÜK bir cerrah olduğu kadar insan olarak da olağanüstü idi. Fransa’nın en büyük cerrah unvanına sahip olan Dupuytren aynı zamanda baronluk mertebesine erişmiş asil bir milyonerdi.
Fakir bir avukatın oğlu olarak dünyaya gelen Dupuytren daha çocuk yaşlarda iken çok cazip bir görünüş ve davranışa malikti. Hatta Tuluz’lu çok zengin bir kadın kendisine karşı derin bir ilgi göstermiş ve onu evlat edinmek istemişti. Dupuytren’in ailesi oğullarının Paris’e gidip öğrenimini yapmasını çok olumlu karşılamışlar ve bunun üzerine Dupuytren kendisini çok seven bir subayın nezaretinde ve himayesi altında bu güzel şehrin havasını içine sindire sindire okumaya başlamıştır. Paris’te bir tıp öğrencisi olarak okumaya başlayan Dupuytren daha ilk anlardan itibaren büyük bir mahrumiyet çekmeye başlamış ve çok güç durumlar geçirmiştir. Bir zaman 6 hafta süre ile sadece peynir ekmek yemek mecburiyetinde kalmıştır. Odasını aydınlatmak için dissek-sıyona tabi tuttuğu hayvanların yağını eritmiş ve yakmıştır. 1802 senesinde “Hotel Dieu” hastanesine başvurmuş ve 20 yıl sonra hastaneye başcerrah olarak atandığı zaman sınırsız bir sevinç ve memnuniyet duymuştur. Dupuytren bu hastanede tam 30 yıl çalışmıştır. Kendisini işine o kadar samimi bir ilgi ile vermiştir ki ameliyat ettiği hastalara
günde en az iki defa sabah akşam vizite yapmadan rahatlayamazdı.
Olağanüstü bir hoca idi. Derslerinde büyük bir kalabalık hazır bulunurdu. Pratik tababette ünü gittikçe genişliyordu. Hastane dışında senede takriben 10.000 hastayı muayene etmiş olduğu tahmin edilir. Bütün bu zaman alıcı meşguliyetlere rağmen yazmak ve cerrahi patoloji konusunda araştırmalar yapmaktan da geri durmuyordu. Ameliyatlarda kendine büyük bir güveni vardı. Acil durumlarda onun için “O bir insan olmaktan çok ameliyatta adeta cerrahinin yaratıcısı haline girerdi” denirdi.
Dupuytren alt çeneye ilk defa insizyon uygulamış ve yine ilk defa olarak kanser olgusunda serviks amputasyonu yapmıştır. En büyük başarısı yapay bir anüs yapması ve arteria subklaviayı dikmesi sayılabilir. Bundan başka yanıkları da tasnife tabi tutmuş ve başlıca 6 vahamet derecesi saptamıştır.
Dupuytren, Fransa Kralları 18. Louis ve 10. Charles’in özel hekimliklerini yapmıştır. Dupuytren sefaletle ecnkleşe cenkleşe yetişen diğer birçok kimseler gibi mağrur, soğuk ve acı bir yaratılışa sahipti. Müsamaha denilen şey nedir bilmezdi. Bu sebeple zamanında yaşayan kimseler kendisi için ”En birinci cerrah fakat en ilkel insan'” derlerdi. Yahut “Hotel Dieu’nün çavuşu” adını takmışlardı. Bununla beraber herkes müstesna yeteneğini kabul ediyordu. Bir gün kendisi “Ben de hata yaparım, fakat diğer cerrahlardan daha az” demiştir. Daima çalışmak isteyen bir cerrahtı. “‘İstirahat etmek, ölmek demektir'” düsturuna sıkı sıkıya bağlanmıştı. 1835 yılında henüz 57 yaşında öldüğü zaman en alt tabakalardan en üst mertebelere yükselmiş büyük bir insan göçüp gitmiş oldu.