Ciltteki lekelerin aslında hiç de masum olmadığı, kesinlikle ihmal edilmemesi gerektiğine değinen Samsun Park Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Başar, "Özellikle deriden koyu renkli olan lekeler deri kanseri için risk taşıyan leke veya deri kanserinin erken dönemdeki lekesi olabilmesi nedeniyle mutlaka ciddiye alınması gereken lekelerdir" dedi.
Dr. Hüseyin Başar, ciltteki renk değişiklikleri, deriden daha açık ve daha koyu olmak üzere iki şekilde görülebildiğini, bunların bazılarının doğumsal olarak varken, bazılarının ise sonradan ortaya çıktığını kaydetti. Başar, "Lekeler hangi dönemde ortaya çıkarsa çıksın, cilt kanseri yönünden mutlaka bir dermatolog tarafından değerlendirilmesi gereklidir.
Çiller, lentigo, ben (doğumsal ve sonradan olabilir), malign melanom, gebelik lekeleri, solar (aktinik) keratoz, seboreik keratoz ve pitriasis versikolor deriden koyu renkli leke yapan hastalıklardır. Vitiligo, açık renk benler, halo nevus, guttat hipomelanosis, pitriasis alba ve pitriasis versikolor deriden açık renk leke oluşturan hastalıklardır" diye konuştu.
Deri kanserinin kötü seyreden bir hastalık olduğuna dikkat çeken Dr. Hüseyin Başar, erken teşhisin önemini vurgulayarak, "Özellikle deriden koyu renkli (açık/koyu kahverengin-siyah) olan lekeler deri kanseri için risk taşıyan leke veya deri kanserinin (Malign Melanom) erken dönemdeki lekesi olabilmesi nedeniyle mutlaka ciddiye alınması gereken lekelerdir. Melanom çok kötü seyirli bir hastalıktır, bu nedenle de oluşmaması için sıkı önlemler alınmalı veya çok erken tanı konulmalıdır.
Deriden açık renk lekeler koyu renk lekelere göre daha masum olan lekelerdir ve bu lekeler genellikle kansere dönüşmez. Ancak vitiligo gibi bazı beyaz lekelerin olduğu alanlarda derinin güneşe karşı korunması ortadan kalktığı için, bu bölgelerde güneş ışığına bağlı olarak kanser gelişebilir" şeklinde konuştu.
Samsun Park Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Başar, malign melanomun öldürücü bir kanser çeşidi olması, açık renk lekelerin ise kanser riskini artırması nedeniyle mutlaka dermatolog tarafından değerlendirilerek gerekli tedavi ve koruyucu önlemlerin alınması gerektiğine işaret etti.
