Dolgu Nedir, Diş Dolgusu Hakkında Bilgiler
Dişleriniz tatlı yerken, soğuk bir şeyler içerken sızlıyorsa, dilinize takılan bir boşluk varsa, yediğiniz gıdalar hep aynı bölgede birikiyorsa yani hep aynı dişlerin arasına sıkışıyorsa ya da bu şikayetlerin hiçbirisi yok ama diş hekimi muayenesinde çürük tespit etmişse dolgu yapılmalıdır.
Bazı hastalar kendilerinin ya da komşularının geçmişteki kötü dolgu tecrübelerine dayanarak dolgu yerine çekimde ısrar ederler. Soğuk, tatlı vs. ağrısı nedeniyle yapılan ve çok derin olmayan çürüklerdeki dolgu ömrü çok uzundur. İyi bir dolgu 20 yıl bile gidebilir. 3-5 yıl içinde düşmüş ya da kırılmışsa iyi yapılamamış demektir. Bir yıl içinde dolgunuz kırılıp düşüyorsa sorun dişte değil hekimde ya da kullanılan malzemededir. Dişiniz hiçbir şekilde gece uykudan kaldırmamış, sadece soğuk, tatlı ağrısı şikayetiyle bir dolgu yaptırmışsanız kanal tedavisi olma ihtimali de düşüktür. Ama gece uykudan kaldırmış, yüzünüzü şişirmiş ya da çok büyük bir oyuk olmasına rağmen hiçbir şikayetiniz yoksa, üstüne bastığınızda, çiğneme yaptığınızda dişiniz ağrıyorsa, kanal tedavisi gerektirir
Temel olarak 3 çeşit dolgu vardır.
1- Amalgam (halk arasında siyah dolgu, gümüş dolgu da denir).
2- Kompozit (ışınlı dolgu, beyaz dolgu, lazer dolgu).
3- Inley Dolgu
Amalgam (Gümüş) Dolgular
Gümüş tozlarının, cıva içinde eritilmesiyle hazırlanan, genelde arka dişlerde kullanılan bir dolgu çeşididir. Renklerinden ötürü arka dişlerde kullanılır. Uygun şartlarda ve kaliteli malzemeyle yapıldıklarında çok uzun ömürlü ve sağlam dolgulardır. Dolgu yaptırdığınız muayenehaneden pek emin değilseniz ve yaptırmak zorunda iseniz amalgam dolguyu tercih ediniz. Kalitesiz Işınlı, beyaz dolguya göre kalitesiz bir amalgam dolgu daha sağlam ve daha zararsızdır.
Konuyu yine maddeler halinde açıklayalım:
1. Muayenehane çok modern, malzemeler son teknoloji ürünü değilse; arka dişlerde lütfen bu dolguyu tercih ediniz. Estetik olarak harika olmasalar da uygun şartlarda yapılmayan bir beyaz dolgudan çok daha sağlam ve uzun ömürlüdürler. Beyaz dolgular genellikle ön dişler için tercih edilir. Son yıllarda arka dişlerde de kullanılabilen, özel beyaz dolgular üretilmiştir. Fakat bunlar diğerlerine göre hem daha pahalıdır hem de özelliklerinden dolayı küçük çürüklere dayanacak kuvvettedir. Büyük çürüklerde çok çabuk kırılırlar. Bundan da öte büzülme oranı çok artacağından büyük çukurlarda dolgu ile diş arasında beklenenden fazla bir boşluk oluştururlar. Bu da ağız sıvılarının dişin alt tabakalarına sızmasına, zamanla diş sinirlerinin etkilenmesine, ikincil çürüklerin oluşmasına neden olabilir.
2. Amalgam dolgular metal olduklarından ısıyı fazla iletirler. Bu da dişlerde soğuk ve sıcakta bir dakika sürüp kesilen bir ağrıya neden olur. Zamanla bu şikayet ortadan kalkar. Yine de çok soğuk dondurma, buzlu su gibi gıdalarla ağrı olması normaldir. Bu tarz ağrılar hastanın ağrı eşiğine, çürüğün derinliğine göre 3 haftayla 3 ay arasında azalarak geçer.
3. Dolgu yapıldıktan sonra her nefes aldığınızda bir noktadan iğne batar gibi sızlıyorsa, yani ağrı künt bütün dişten gelen bir ağrı değil de, bir noktadan ve hep aynı noktadan hissediliyorsa, orası açık kalmış ya da dolgu kopmuş olabilir. Hekime gösterip gerekli müdahaleyi yapmasını sağlayınız.
4. Dolgu yapıldıktan sonra dilinize takılan fazlalık, eksiklik, pürüz ve yükseklik olmamalıdır. Bunlar komşular arasında önemsenmeyen alışılması gerektiğine inanılan sorunlardır. Ama komşular ne yazık ki burada çok yanılırlar. Dolgudaki pürüz ya da küçük kopmuş alanlar dişin üzerine yiyeceklerin ve mikrop plağının tutunmasını kolaylaştırır. Bu da ikincil çürüklerin başlamasına zemin hazırlar. Dolgunun korozyona uğraması pürüzlü yüzeylerden başlar. Dolgu yapıldıktan en az 24 saat sonra dolgunuzun parlatılması işlemi yapılmalıdır. Hekim sizi parlatma için tekrar çağırmasa bile tatlı bir dille parlatma için ne zaman geleceğinizi sorun. Gerek yok derse hekime şüpheyle bakın. Parlatma basit bir olay gibi görülse de dolgunun uzun Ömürlü olmasını sağlayan önemli bir işlemdir. Hekiminiz siz uyarmadan parlatma işlemi için çağırmışsa, disiplinini kaybetmemiş, iyi bir hekim demektir. Hekiminize iyi bakın.
5. Dolgunun yüksekliği de hafife alınan ancak önemli bir konudur. Yüksekliğe zamanla alışıldığı sanılır. Ama ağzın ne kadar rahatsız olduğu düzeltildiğinde anlaşılır.
Yükseklik dolgunun çabuk kırılmasına neden olur. Kırılmazsa eklemlere, diş köklerine zarar verir. Bu dişin üzerine fazladan yük bindirir. Mutlaka halledilmesi gereken bir sorundur. Hekim bu konuda duyarsız davranıyor, alışacağınızı söylüyorsa bir korsanla karşı karşıya olabilirsiniz, dikkat!
6. Dişiniz dolgu yapıldığı gün durup dururken şiddetli bir ağrı ile sizi korkutabilir. Bir ağrı kesici alıp geçmesini bekleyiniz. Ama takip eden günlerde sizi uykudan kaldırıyorsa, ağrı kesici almanıza rağmen ağrı kesilmiyorsa, her yemekten, sıcaktan, soğuktan sonra yarım saat süren ve ağrı kesici almanızı gerektiren ağrılar başlıyorsa, çiğneme yapmakta zorlanıyorsanız, dişinizin sinirleri etkileyecek kadar derin bir çürüğü olduğu ve normal dolgunun şikayetlerinizi çözmeyeceği ortaya çıkmış demektir. Mutlaka kanal tedavisi yapılmalıdır. Bu durumda hekimi uyarınız. Şikayetlerinizi anlattığınızda hekiminiz hemen kanal tedavisi yapılması gerektiğini söyleyecektir. Hemen kanal tedavisine başlatınız. Eğer hekiminiz bu şikayetlerinize duyarsız kalarak, ‘merak etmeyin, geçer’ deyip, sadece antibiyotik ve ağrı kesici yazmaya davranmışsa; işte, yine bir korsanla karşı karşıyasınız.
Korsanlar için kanal tedavisi, zor bir tedavidir. Mutlaka gerçek bir hekime gidin. Tekrar ediyorum, herhangi bir tedavi sonrası (dolgu, çekim, kanal tedavisi olabilir ya da protez yaptırmış olabilirsiniz) gece uykudan kaldıran, birkaç kez tekrar eden, ağrı kesicilerle bile geçirmekte zorlandığınız ağrılarınız varsa, yüzünüzü şişiren bir apse oluşmuşsa, çiğneme sırasında sürekli ağrınız oluyorsa, günden güne geçeceğine artıyorsa, mutlaka bir sorun vardır. Büyük ihtimalle sinirleriniz etkilenmiş, iltihaplanmıştır. Kanal tedavisi yapılmadan, yani sinirler alınmadan sadece antibiyotikle tedavi edilemez. Belki baskılanır, canlı sinirlerin de ölmesi sağlanır. Bu sayede ağrılarınız kesilebilir. Fakat sorun ortadan kalkmaz. Uyutulmuştur. Ansızın daha büyük bir dertle karşınıza çıkar. Mutlaka sorunun çözülmesini sağlayınız.
7. Yeni yapılan dolgunuz bir yıl içinde ya da daha kısa sürede kırıldıysa hemen hekiminize başvurun. Tekrar yapılmasını isteyin. Amalgam (gümüş) dolguya ek yapılmaz. Tamamen sökülüp yeniden yapılması gerekir. Hekim bunu yapmak istemiyorsa hakkınızı arayınız. Zaten gerçek bir hekim, sizi daha önce uyarmadıysa (bazen, sorunlu bir bölgede, çekmektense dişe bir şans daha vermek için, dolgunun fazla uzun ömürlü olmadığını bile bile dolgu yapılabilir) kısa sürede kırılan dolgunuzu gördüğünde hemen tekrar yapmayı önerecektir.
8. Bazı hastalar dolgu yaptırırken kaliteden çok fiyatlara önem verirler. Unutmayın ki sağlıkta pazarlık olmaz. Ortalama kaliteli bir dolgunun fiyatı diş hekimleri odasınca belirli hesaplar yapılarak saptanmıştır. Bu fiyatların yarısına ya da daha da altına yapılan bir dolgunun kaliteli olması imkansızdır. Haksız rekabetten dolayı iyi muayenehanelerde bile iyi dolgular oda fiyatlarının bir miktar altındadır. Fakat yarısı kadar da değildir. Herhangi bir tedavi yaptırırken lütfen fiyatlara değil muayenehane şartlarına, temizliğe, kullanılan teknolojiye bakarak karar verin.
9. Çok önemli bir nokta da dolgunuzun yanındaki dişler ile temasıdır. Dolgunun komşu dişlerle teması doğal dişler gibi olmalıdır. Yani ne dümdüz blok gibi temas halinde ne de tamamen ayrı olmalıdır. Doğal dişlerde dişlerin çiğneme noktasına yakın kısmında temas vardır. Dişetinin dişler arasını dolduran ki diş hekimlerinin papil dedikleri- kısmında ise papilin rahatça konumlanması için temas olmamalıdır. İncelediğinizde daha kolay anlaşılır. Siz de dolgunuzu küçük bir test ile kontrol edebilirsiniz. Öncelikle dişlerinizin arasında bir şey sıkışmış hissi olmamalıdır. Bir diş ipini alın, dolgu ve komşu diş arasına geçirmeye çalışın. Çok kolay geçiyor, arada boşluk olduğunu hissediyorsanız ya da hiç aradan geçmiyor, hatta parçalanıyorsa sorun var demektir. Doğal dişlerde olduğu gibi ip bir noktada takılmalı, biraz zorlama ile de iki diş arasından geçmelidir. Doktorunuzu uyarın. Korsanınızı ise uyar-mayın bile, size uzaylı görmüş gibi bakabilir. Anlattığımız bu problem varsa kısa vadede bir rahatsızlık hissetmeseniz de uzun vadede dişeti ve ikincil bir çürük sorunu yaşarsınız. Eğer dolgu komşu dişe tamamen yapışık ise; dişeti papiline zarar verir. Dişeti sorunlarına yol açar. Hiç temas yok ise de yiyeceklerin bu bölgeye girmesine ve birikmesine neden olur. Dolayısıyla plak birikimi normalden fazla olacaktır, kısa bir süre sonra da komşu dişte bir çürük olması kaçınılmazdır.
10. Çürüğün çok derin olduğu bazı durumlarda, önce geçici bir dolgu yapılır. Bir süre (yaklaşık 3 hafta) beklenir. Beklenmeyen bir ağrı olmuyorsa, normal dolgu yapılır. Bu geçici dolgular adı üstünde geçicidir. Mutlaka zamanı geldiğinde normal dolgu ile dişin gerekli tedavisi bitirilmelidir. Bazı hastalar nedense bu geçici dolgularla yıllar geçirmeye bayılır. Ancak bu geçici dolgular dişi uzun vadede koruyacak güçte değildir. Zamanla diş sinirlerinin iltihaplanmasına neden olabilir.
11. Dikkat etmeniz gereken bir diğer konu da, muayenehane şartlarıdır. Hekim amalgam dolguyu hâlâ bir havan içerisinde ezerek hazırlıyor, eliyle temas ederek dişinize yerleştiriyor ve ağzınızın tükürük içinde olmasına aldırmadan dolgu yapmaya çalışıyorsa lütfen orada dolgu yaptırmayınız. Tüm bu saydıklarım dolgu yapılırken dikkat edilmesi gereken önemli noktalardır. Evet belki bundan 50 yıl önce dolgu havanda ezilerek hazırlanıyordu, fakat karışım yeterince sağlanamadığı ve ideal oran tutturulamadığı için dolgunun ömrü de kısa oluyordu. Zamanla kopmalar ve kopan bölgelerde oluşan ikincil çürükler önlenemiyordu. Günümüzde ise özel karıştırıcı makineler vardır. Ondan daha ideali de kapsül dediğimiz amalgamlardır. Karışım, bu kapsüller içinde ideal oranda hazırlanmıştır. El değmeden kapsül içinde karıştırılır. Ve yine el değmeden özel taşıyıcı tabancalarla dolgu içine yerleştirilir. Bu arada dolgu için çürükten arındırılan diş oyuğu hazırlanmış temiz ve kuru olmalıdır.
Tükürüğümüzdeki mikrop ve nemle dolgu maddesi ve diş oyuğu temas etmemelidir. Bu da dolgu aşamasında özen gerektirir. Hekim bu aşamada sizi sıkıca uyarır, pamuklarla ve tükürük emici ile dişinizi izole eder. Ve bu ortamda çalışır. Bunlara dikkat etmiyorsa hekim sandığınız kişiye dikkat edin.
Kompozit (Beyaz, Işınlı) Dolgu
Halk arasında bu dolgulara lazer dolgu da denir. Ama kullanılan ışığın lazerle alakası yoktur. Plastik esaslı beyaz dolgu maddesinin dondurulmasını sağlayan özel bir lambadır. Ön dişlerde ve küçük çürüklerde tercih edilirler. Işınla ya da kendi kendine normal gün ışığı ile donan cinsleri vardır. Kendi kendine donan cinsi çok eski bir teknolojidir. Günümüzde pek tercih edilmez. Savaşta ya da mahrumiyet bölgesinde değilseniz siz de tercih etmeyiniz. Ayrıca günümüzde ışın tabancası bir muayenehanede olması gereken standart malzemelerden biridir. Lüks ya da son teknoloji falan değildir. Hâlâ bu cihazın olmadığı ve bu yüzden kendi kendine donan malzeme kullanılan bir muayenehane gerekli teknolojik gelişimi yakalamamış demektir. Dikkatli olmanızı öneririm.
1- Kompozit dolguda da kısa süren soğuk ağrısı önemli değildir. Zamanla geçer. Fakat gece ağrıları, şişlikler, üstüne basarnama gibi şikayetler varsa kanal tedavisi gerektirir.
2- Pürüz, fazlalık ve renk farklılığı olmaması gerekir. Kompozit dolgularda parlatma işlemi hemen yapılabilir. Yapılmalıdır da. Koltuktan kalktığınızda pürüzsüz, ısırdığınızda hissetmeyeceğiniz bir dolgu olmalıdır. Renk konusu önemlidir. Kompozit dolguda karşıdan bakıldığında, konuşurken, gülerken dolgunuz fark edilmemelidir. Çok yakından ve kuvvetli ışık altında belli olabilir. Bazen kullanılan maddeden dolayı, özellikle iri dolgularda, renk tam olarak tutturulamaz. Ama karşıdan bakıldığında fark edilecek kadar da farklı olmamalıdır. Renk ve estetiğinden memnun kalmazsanız, hekimi uyarın. Hasta bu konuda hassas değilse bir ton koyusu ya da açığı hemen kullanılabilir. Ama sizin için estetik önemliyse bilin ki bu dolguların çok estetik olanı uygun malzemeyle rahatlıkla yapılır.
3- Dolgu maddesi kalitesizse çok kısa sürede renk değiştirir. Koyu bir renk alır. Eğer haddinden fazla çay, sigara içip, dişlerinizi fırçalamıyorsanız bu durum normaldir. Fakat dişlerinizi fırçalamanıza rağmen kısa sürede böyle bir renklenmeyle karşılaştıysanız; ya yeterli parlatma işlemi yapılamamıştır ya da malzeme düşük kalitelidir. Dolgunuzun kaliteli yapıldığına inanarak, ona göre ödeme yaptıysanız hakkınızı arayınız. Ama piyasanın altında, ucuza, bazı şeyleri görmezden gelerek bir dolgu yaptırmış-sanız, bu durumu da sineye çekeceksiniz. Kısa süre sonra dişinizi kaybetmeyi de göze alın. Çünkü kalitesiz malzeme sadece renk sorunu yaratmakla kalmaz. Dolgunun altında tekrar çürük oluşmasına da sebep olur.
4- Arka dişlere ışınlı dolgu yaptırmışsanız, her 6 ayda bir diş hekiminize dolgularınızı kontrol ettirmelisiniz. Beyaz dolgular çiğneme kuvvetlerine karşı çok dayanıklı değillerdir. Hastalar estetik oluşlarından dolayı tercih ederlerse kontrolleri aksatmamalarını öneririm.
5- Yapım aşamasında dolgularda dikkat edilmesi gereken noktalardan biri, hekimin dolgu yaparken tükürük izolasyonuna verdiği önemdir. Dolgular yapım aşamasında tükürükle, kanla temas etmemelidir. Hekiminiz bu konuda çaba sarf etmiyor, pamuklarla, tükürük emicilerle önlem almıyor, aşamalar arasında ağzınızı kapatmanıza, diş oyuğuna ve dolgu maddelerine tükürük değmesine aldırmıyorsa bir korsanla karşı karşıya olabilirsiniz. Diplomasını sorun. Bu konularda gösterilecek özen dolgunun ömrünü ve sağlamlığını etkiler. Daha da önemlisi hekiminizin iş disiplinini gösterir. Bunlara dikkat eden hekim okulda aldığı eğitimi sizlere yansıtıyor, sağlığınız için gerekli şeyleri atlamıyor demektir. Gerçek bir hekim bunları atlamaz, atlıyorsa dikkatli olun.