Dolaşım Şoku
Vücudun genel olarak dolaşım yetersizliği içerisinde bulunması ye kan beslemesinin yetersizliği nedeni ile dokulardaki anormal metabolik ve fizyolojik değişiklikler meydana gelmesidir. Kalbin pompalama gücündeki bozukluklar, kalbe kan dönüşünü olumsuz etkileyen faktörler dolaşım şokuna neden olabilir. Kanama gibi nedenlerle dolaşımdaki kan miktarının azalması-da dolaşım şokuna yol açar. Şokun yapılacak tıbbi müdahale ile artık geri dön-dürülemeyen tipine irreversibl (geri dönmez) şok denmektedir ki ölümle sonuçlanır. Hekimlerin şokla savaşabilmek için, bir çok özel tedavi yöntemleri vardır. Şok tedavisi hekimlerin en önemli acil müdahale sorunlarından birisini oluşturur. Sinirsel etki ile çevre damarların genişlemesi, anafilaksi dediğimiz özel, ani, alerjik reaksiyonlar nedeni ile yine çevrede kan göllenmesi, kalbe dönen kan miktarını azaltarak şok nedeni olabilir. Çünkü çevredeki kan kalbe dönerek oksijenlenmek üzere akciğere pompalanamamaktadır. Kalp ise bunu telafi edebilmek için çok hızlı atmaya başlamakta bunun sonucunda pompalama etkinliği azalmaktadır. Bir takım mikrobik etkenler ve salgılarda damarlar üzerindeki etkisine yaparak septik şok denen bir şoka yol açabilir. Genel vücut travmalarına bağlı olarak şok meydana gelebilir.
Şok sonucu metabolizma azalır, kaslar hareket yeteneğini giderek yitirir, vücut imsi azalır, beyin fonksiyonları düşer, böbrek çalışması bozulur ve etkinliği azalır.
Hekimler şokun tiplerine göre özel müdahale yöntemleri ile savaşırlar.
Diğer özel dolaşım bölgeleri
Kaslar önemli miktarda kan damarı olan ve dolaşımda en büyük payı alan vücut bölümlerinden birisini meydana getirir. Kasın etkinliğine ve çalışma düzeyine göre dolaşım miktarında artım ve azalım meydana gelir. Egzersiz sırasında kaslara giden kan miktarında artma olur. Hayati önem taşıyan dolaşım bölgelerinden birisi beyin dolaşım bölgeleridir. Önemli bir dolaşım payı da bağırsak bölgesince alınmaktadır. Ayrıca her dakika karaciğere portal kan dolaşımı ile 1100 santimetre küp kan akar, karaciğer-atardamarı ile de karaciğere her dakika 3500 santimetre küp kan gider. Karaciğer gereğinde kanı tutucu birikinti bölgesi olarak da rol oynar. Karaciğere kan akımı sempatik sinir sisteminin etkisi altında önemli değişikliklere uğrayabilir. Vücudun fizyolojik gereksinimine göre bu kan akımı azalar ya da artar.
Önemli dolaşım bölgelerinden birisi de dalak bölgesidir. İnsanlarda dalak kapsülünde aşağı sınıf hayvanlarından farklı olarak kas yoktur. Buna rağmen dalak damarlarının genişlemesi gereğinde dalakta önemli miktarda kan göllenmesine neden olur. Dalak kanı süzerek’ yıpranmış kan hücrelerini alır ve bunların parçalar. Dalak retiküloendotelyal hücre bakımından da çok zengindir. Kan yapıcı bir organ olarak ta görev yapar. Özellikle anne karnında geçen dönemde en önemli kan yapım organı dalaktır. Doğumdan sonra bu işlevi ortadan kalkar. Bazı hastalıklarda ve durumlarda dalağın kan yapma işlevi doğumdan sonra da devam eder.
Önemli bir dolaşım bölgesi de deridir. Deri tabakalarının beslenmesi ve vücut metabolizması sonucunda meydana gelen ısının terleme ve diğer yollarla uzaklaştırılması için yaygın bir kılcal boru ağı vardır. Derinin kan akımı vücudun en çok değişen kan akım bölgelerinden birisidir. Sinirsel olarak özellikle sempatik sinir sistemi ile, dışardan meydana gelen soğuk ve sıcak etkisi ile, derinin kan akımında değişiklik olur. Ayrıca havada solunan oksijen miktarına göre derinin kanlanma kapasitesi değişime uğrar. Sempatik sinir sistemi derinin kanlanmasında çok etkilidir, özellikle soğuk iklimlerde soğuk etkisi ile yerel olarak deride meydana gelen damar kasılmasına bağlı olarak, ellerde Raynaud hastalığı denen hastalık oluşabilir. Sigaranın etkisine bağlı olarak ayak parmak damarlarındaki büzülmeler buranın kanlanmasını etkileyerek Buegrer hastalığı denen hastalığa yol açar. Buerger de sempatik sinir sisteminin etkisi çok önemlidir.
Buerger hastalığında derinin ve dolayısı ile o bölge dokularının kanlanmasındaki azalma dokularının kanlanmasındaki azalma doku ölümü ve gnagrenlere yol açarak ayağın kesilmesine bile neden olabilir.
özel sıvı sistemleri
Beyin omurilik sıvısı, göz, plevra, kalp zarları arası boşluk, periton ve eklemler kendi özel sıvı sistemlerine sahiptirler. Akciğerlere gönderilen kanın yeterince kalbe dönememesi-ne bağlı olarak kanın sıvı kısmı akciğerlerde göllenebilir. Buna akciğer ödemi denir. Acil müdahale gerektiren önemli durumlardan birisidir. Alveollerdeki kronik ve dejeneratif değişiklikler akciğer solunum dinamiğini bozarak bu hastalığın gelişmesini kolaylaştırırlar. Sık sık geçirilen akciğer enfeksiyonlarının etkisinin bunun üzerine eklenmesi hastalık sürekli hale gelebilir. Sigaranın bu gibi dejeneratif değişikliklerdeki önemli rolü unutulmamalıdır.