Kadınlarda Doğurganlığı Etkileyen Faktörler
Gebeliği Engelleyen ve Doğurganlığı Azaltan Etkenler
Çok fazla sigara içen bir erkeğin sperminin etkilenmesiyle aynı miktarda sigara için bir kadının yumurtasının etkilenmesi aynı oranda mı oluyor?
Doğru. Kromozom yapısına etki eden dış faktörler var. Bir de kromozom yapısına çok etki etmeyen dış etkenler var. Bugün sigaranın üremeye negatif etki ettiğini çok iyi biliyoruz. Sigara erkeğin sperm kalitesini bozuyor. Bir başka deyişle, spermin yumurtayı dölleme yeteneği azalıyor. Kadın kendisi içmiyor ama kocası içiyor diyelim ki. Kadın pasif içici ama kadın da içiyorsa durum daha da vahim. Yumurtanın dışında zona adı verilen bir bölge var. Resimde mikroenjeksiyon yapılan bir yumurta görüyorsunuz. Yumurtanın dış kısmına “zona tabakası” ya da kolay anlaşılması için en dıştaki kabuk kısmı diyebiliriz. “Zona tabakası”nın sigara içen hanımlarda içmeyenlere göre daha kalın olduğu gösterildi. Bunun anlamı şu: Sigara içen hanımlarda sperm yumurtanın içine çok daha zor giriyor. “Zona tabakası” kalınlaştığı için zorlanıyor. Bu hanımlar, pasif içici bile olsalar (dikkatinizi tekrar çekiyorum) eşlerinin hanımın yanında içtiği her iki sigaranın bir tanesini hanım içmiş gibi oluyor. Hatta yanında değil de balkonda içtiği her dört sigaranın bir tanesini yine hanım içmiş oluyor. Maalesef böyle.
Kadın da sigara içiyorsa eşiyle birlikte diyelim. O zaman ne oluyor?
O zaman gebe kalmak güçleşiyor. Kesinlik var mı bu konuda diye sorarsanız elbette yok. Sigara içtiği halde, çok sayıda çocuk sahibi olan pek çok çift var etrafımızda. Bugünkü bilgilerimiz “zona tabakası”nın kalınlaştığını gösteriyor. Sigara içen erkeklerin de sperm değerlerinin bozulduğunu gösteriyor. Bile bile, kör gözün parmağına sigara içmeye devam etmek çok da akıllıca olmasa gerek.
Kadının ya da erkeğin üreme yeteneğini böylesine olumsuz etkileyebilen başka etkenler var mı?
Hava kirliliğinin etkinliği konusunda da çok fazla çalışma var. Örneğin endometriosis dediğimiz bir hastalık var. “Endometriosis hastalığı” gebe kalmayı güçleştiren bir hastalık. Belçika’da yaşayan hanımlarda bu hastalığa çok sık rastlanıyor. Buna orada yaşayan Yahudi hanımları da dahil. Ama İsrail’de yaşayan hanımlarda ise hastalık yok denecek kadar az görülüyor. Dolayısıyla, çevre faktörünün bazı hastalıkların oluşumunda etken olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Bu çevresel faktörlerin çocuk sahibi olmayı da güçleştirdiğine dair elimizde bazı tıbbi veriler var. Bunun dışında “radyasyon” çok etkili mesela. Ama radyasyonun etkisi, yumurtalık içerisindeki yumurta sayısını düşürmek şeklinde olursa kadın yine de doğurabiliyor. Ama tümüyle bitmesi de mümkün. İşte o zaman yapılabilecek pek bir şey yok. Aynı şekilde kanser tedavisinde kullanılan birtakım ilaçlar, yumurtalıktaki yumurta sayılarının azalmasına, hatta tükenmesine neden olabiliyor. Bunun en iyi örneği çocukluk çağı kanserleri. Çocukluk çağında kanser olan kız çocuklar, tedavi ile sağlıklı bir yaşam sürebiliyorlar ama bir bedel ödüyorlar. Bu da yumurtalıkların içerisindeki yumurtaların bitmesi. İşte bu vakalar için yumurta bağışı ile gebe kalmak mümkün. Az önce sorduğunuz ileri yaştaki hanımlar için değil de bu hanımlar için yumurta bağışı onlara tıbbın sunduğu büyük bir imkan.