Doğumda Sezeryan, İstek üzerine kesi
Sezaryen doğrultusunda talep söz konusuysa, “istek üzerine kesi’den söz edilir. Bu kavram yeni bir ameliyat yöntemini değil, sadece gebe kadının sezaryen istediğini anlatır. Bir hekim bu isteği yerine getirmeli mi getirmemelimi, ne zaman yerine getirmeli konusu, şu sıralar tıp basınında hararetle tartışılıyor.
Görünüşe göre sezaryen ameliyatı şu sıralar çok büyük bir toplumsal kabul görüyor. Bunun hiç azımsanmayacak bir nedeni, herhalde son zamanlarda bazı kalburüstü kadınların çocuklarını sezaryenle dünyaya getirmiş olmalarıdır. Böylece gitgide daha çok kadın, kendisi de çocuğunu bu yolla dünyaya getirme isteğini gösteriyor. Gerçi birincil bir sezaryenin riski vajinal doğuma göre daha yüksektir, ama orana vurulduğunda, son derece düşüktür. İstek üzerine keşi sayısının ilerideki yıllarda daha da fazla artıp artmayacağı, şu sıralar tıp dünyasında büyük bir tartışma konusu.
Neden istek üzerine sezaryen?
Son zamanlarda neden gitgide daha çok kadının sezaryen istediği, bir bilmece ve galiba da öyle kalacak. Görünüşe göre bu gelişimden en azından kısmen sorumlu olan bir şey, çoğu kez “yumuşak sezaryen” diye de anılan Misgav-Ladach yöntemi ve kısmi narkoz yöntemlerinin gitgide mükemmelleşmesi. Ancak istek üzerine kesiye karar verirken, bambaşka, çok güçlü bazı nedenler de rol oynuyor. Sözgelimi anne daha önce zor geçen bir vajinal doğum yaşamışsa, bu hiç kuşkusuz istek üzerine kesiyi onaylamak için bir neden olabilir. Doğumu tam olarak planlama, böylece olabildiğince güvenli bir biçimde organize etme konusunun açık açık dile getirilmesi de hiç kuşku yok ciddiye alınması gereken bir kriterdir. Alt edilemez korkular bir normal doğuma ters düşüyorsa, sırf psikolojik bakış asından gerekli görülmüş olmasa da, sezaryen yapmak anlamlı olabilir.
İlkesel olarak, bununla çelişen tıbbi ya da etik görüşler yoksa, karar verilirken asıl kriter annelerin istekleri olmalıdır.
Etik itirazlar ve Sezaryen Anı
Her ne kadar tıbbi açıdan sezaryen için mutlak kontrendikasyonlar hemen hemen hiç olmasa da (kontrendikasyon = tedavide bir yöntemin uygulanmasını engelleyen durum -ç.n.) bazı durumlarda etik itirazlar oluyor. Sözgelimi yüzyıl dönümünün hemen öncesinde milenyum bebeği yarışmasında böyle oldu. Birçok anne baba, bebeğin sezaryenle tam gece yarısı doğurtulması ricasıyla jinekologlara başvurdu. Neyse ki bu istekler tabipler odası tarafından püskürtüldü. Toplumumuzun gizil güçlere inanan köşesinden de müstakbel anne babalara sürekli tavsiyeler geliyor ve çocuklarını, astrolojik durumun çocuk için en elverişli olduğu anda istek üzerine sezaryenle doğurtmaları söyleniyor. Görünüşe göre bu türden istekleri yerine getiren hekimler de yok değil. Finansal kaygılar bu kararlarda galiba en son sırada gelmiyor. Nitekim sezaryende personel israfı saatler süren bir doğuma göre çok daha azdır.
Sonuç: Kendince iyi nedenlerle sezaryene karar veren bir müstakbel anne için mutlaka sorumsuzca davranıyor denemez. Doğum karşısında hissedilen çok derindeki korkular her durumda istek üzerine keşi için bir kriterdir. Ancak, o sırada egemen olan eğilimlere kapılarak ya da başka karan derilerle verilmiş kararlar kuşku götürür.
Birden fazla sezaryen/re-sectio
kadın bir kez sezaryen ameliyatı olmuş, sonra tekrar gebe kalmış ve yeniden sezaryen geçirmişse, buna “re-sectio denir. Üçüncü çocuğu da sezaryenle dünyaya gelirse, bu da “re-sectio” diye adlandırılır. Ancak, bir sezaryen geçirmiş bütün kadınlarda bundan sonraki gebelikte de bu tür doğum zorunlu değildir. Yeni bir gebelikte, ilk doğumdaki gibi, riskler ve komplikasyon olasılıkları açısından aynı değerlendirmelerin yapılması gerekir.
Birden fazla sezaryenden sonra
Ancak, ikinci ya da üçüncü sezaryenden sonra, yeniden birincil keşi kararı kılı kırk yararak ele alınmalıdır, çünkü rahim duvarı bölgesindeki eski sezaryen kesilerinin doğum sancıları sırasında yırtılma tehlikesi her ameliyattan sonra biraz daha artar. Kadın bir tek sezaryen geçirmişse tehlike henüz azdır. Fakat iki ya da daha çok sezaryenden sonra iyice yükselir. Bir kadın şimdiden üç ya da dört sezaryeni arkasında bırakmışsa, başka çocuk istediğinde, mutlaka bir doktorla konuşmalıdır. Çünkü çok sayıda sezaryenin ardından, bundan sonraki her gebelikte annenin ve çocuğun Tehlike Artar sağlığı açısından tehlike biraz daha artar.
Sezaryen sırasında kısırlaştırma, Sezeryanlı
Siz ve eşiniz artık başka çocuk istemediğinizden eminseniz, sezaryen ameliyatıyla birlikte kadının kısırlaştırılması işlemi yapılabilir. Bundan çok daha basit ve komplikasyonsuz olanı—burada bunu önemle vurgulayalım—erkeğin kısırlaştırılmışıdır. Bu, yerel uyuşturmayla yapılabilen bir şeydir ve kadının kısırlaştırılmasının aksine karın boşluğuna müdahale söz konusu değildir. Oysa sezaryen sırasında ki kısırlaştırma enine boyuna düşünmeyi gerektirir. Çünkü bu müdahale geri döndürülemez. Bunun anlamı şudur: Kısırlaştırmanın geri dönüşü yoktur.
Sözgelimi Charite’nin doğum kliniğinde, kısırlaştırma isteyen bütün kadınlara, müdahaleden önce, psikosornatı eğitimi görmüş bir doktorla konuşma günü ayarlanıyor. Bu sırada mümkünse eşinin de orada bulunması isteniyor.
Böyle bir konuşmanın amacı, belki de aceleyle alınmış olan, geri dönüşü olmayan bu kararın ve sonuçlarının bir kere daha iyice gözden geçirilmesini sağlamaktır. Sırf teknik açıdan bakıldığında, sezaryen ameliyatının kısırlaştırma için genişletilmesi zor bir şey değildir. Ameliyat sadece yaklaşık on dakika daha uzar.