Biz anneler, çocuğum sağlıklı olsun, derken bazen paniğe kapılıp yanlışlar yapabiliyoruz. İşte, size yol haritası olacağını düşündüğüm doğru beslenme davranış modellerini açıklıyorum.
1. Çocuklar anne ve babaları üzerindeki yaptırım güçlerini öğrenmeye çok meraklı oldukları gibi bunu çok da kolay öğrenirler. Özellikle de yemek yeme konusunda… Anne-babanın yemek yeme ve yenilecek yiyeceğin cinsi ve miktarı konusunda gösterdiği itina ve özeni fark ettiklerinde bunu yaptırım güçlerini arttırmak üzere değerlendirmek isterler. Özellikle de anne-baba yaptırımlı cümleleri sık kullanırsa, çocuk bunu da benzer şekilde kullanmak üzere ip ucu olarak algılar. Şartlı cümleler bu nedenle tercih edilmemelidir. Örneğin, “Tabağındakini bitirmeden asla…” veya “Eğer fasulyeni bitirirsen tatlıyı da yiyebilirsin” şeklindeki ifadeler karşısında çocuk hem anne-babasının hassasiyetini hem de şart koşmayı öğrenir. Çocuk bu konunun bir araç olarak kullanılabileceğini öğrenir. Çocuk da ne istemiyorsa veya ne istiyorsa bunu elde etmek üzere benzer davranış ve düşünce içine girebilir. Çocukların ne yiyeceklerine ve ne kadar yiyeceklerine karar verme özgürlükleri vardır. Ancak bunu anne-babaları tarafından kendilerine önerilenler arasından seçmek durumundadırlar. Anne-babalar da sorumluluklarının bir kısmını çocukla paylaşmayı kabullenmeli ve ısrar etmemelidirler.
2. Hiçbirimiz herşeyi yemeyiz. Hatta bazı şeyleri hiç yemeyiz. Yediklerimizden bir kısmını severek, isteyerek yememize rağmen bir kısmını ise zorunluluk veya var olanlar arasında tercih ettiklerimiz olarak yeriz. Ancak bu yüksek bir bilinç düzeyi gerektirir. Salatalık sevmiyoruzdur ama, sağlıklı olduğunu bildiğimiz için kabullenir ve yeriz. Ama bir başka gün bunu bilmemize rağmen yememeyi tercih edebiliriz. Çocukları da farklı düşünmemek gerekir. Ayrıca çocuklardan yüksek bilinç düzeyinin yaptırımlarını da bekleyemeyiz. Bu nedenle sevdikleri ve sevmedikleri olması çok doğaldır. Her zaman yedikleri olabileceği gibi hiç yemedikleri veya zaman zaman yedikleri de olacaktır. Ayrıca özellikle erken yıllarda tat alma özellikleri ve bunlar arasından tercihleri de sürekli değişir ve gelişir. Bu nedenle bu dönemde benzer sorunlar daha yoğun yaşanır. Anne-babanın sorumluluğu besinleri çeiştleyerek çocuğun tercihine sunmaktır. Çocuk eğer dener ve sevmezse doğal olarak da yemeyebilir. Israr etmeksizin çocuğa sevmediklerini de zaman zaman sunmak gerekir. Çalışmalar çocuklara besinlerin sevdirimesi, alıştırılması ve kabul ettirilebilmesi için en az 18 defa sunulması gerektiğini göstermiştir. Ayrıca besinin farklı sunumları da denenmelidir. Katı pişmiş yumurtayı sevmeyebilir ama çırpılmış yumurtayı sevebilir. Çocuğun yemesini istediğimiz besin haftada bir-iki defa masada yer almalıdır. Bir gün çocuk özellikle de çok aç olduğu bir anda denemek isteyebilir.
3. Çocuk eğer o öğün için hazırladığınız yemeği sevmedi ve yemiyorsa, ne istediğini sormayın. Pek çok anne bu durumda çocuğun isteğine göre yeni yemek hazırlamak için ne istediğini ve ne yiyeceğini sorar ve kalkıp onu hazırlar. Bu hiçbir zaman tercih edilmeyen bir davranıştır. Buna engel olmak üzere daima masada az ya da çok sevdiği bir başka seçenek bulundurmaya gayret edilmelidir. Çocuk, ne zaman ve ne isterse annesi onu hazırlar gibi bir düşünceye sahip olmamalıdır.
4. Çocuğunuz o gün yemesi gerektiğini düşündüğünüz, örneğin sebze veya meyveyi yemediği zaman hemen üzülmeyin. Birkaç gün sebze veya meyve yemez ise bir şey olmaz. Anne-babalar bunu çok önemserler. Oysa, haftalık düşünülürse sorun kalmaz. Çocuk o hafta herhangi bir gün sebze ve meyve yiyebilir.
5. Anne-baba ve çocuk arasındaki sorun çoğunlukla yemeğin miktarı ile ilgilidir. Anneler çocukları için uygun gördükleri miktarı çocuğun yemesini isterler ve beklerler. Oysa ki, çocukların midelerinin bedenleri ile orantılı olduğu dikkatten kaçar. Çocuklar erişkinlere göre bu nedenle daha az miktarlarla doyarlar. Bu nedenle üç ana ve iki ara öğün beslenmeleri söz konusu olur. Ara öğünlerde sonraki ana öğünde yediklerini etkilemeyecek ama besleyici değeri olan besinler tercih edilmelidir. Süt, meyve, yoğurt, meyve suyu bu amaçla kullanılabilir.
6. Çocukların cezalandırılması veya ödüllendirilmesi için de zaman zaman beslenmeyle ilişkili davranışlar yapıyor, sözler söyleyebiliyoruz. “Yemeğini bitirirsen parka gideriz” ifadesi yanlıştır. Veya “Yemeğini yemedin. O halde top oynayamazsın” gibi cezalandırmalar da çok yanlış davranışlardır. Yine cezalandırmak amacıyla çocuğun sofrada yalnız bırakılması da hiç tercih edilmemelidir.