Cilt koruyucu: Zeytinyağı
Zeytinyağının hikâyesi çok eskilere dayanıyor. Antik çağlarda Akdeniz havzasında nemlendirici olarak kullanılıyordu. Ancak bu mucizevi yağın cildi güzelleştirdiğini fark eden antik çağ insanı, o zamanlar henüz onun cildi besleyen yağ asitleri ve antioksidan içerdiğini bilmiyordu. Bugün birçok kozmetik üründe kullanılan zeytinyağı, güneş sonrası yanıkları iyileştirmek için de birebir. Zeytin bitkisinin sadece yağı değil, yaprağından elde edilen ekstre de kozmetik endüstrisinde kullanılıyor.
Yumuşatıcı: Avokado
Avokado, cilt ve saçlara yumuşatıcı ve nemlendirici bir etkiye sahip olan oleic asit deposu. Son araştırmalar avokado ekstresinin kesikleri daha hızlı iyileştirebildiğini gösteriyor. Ayrıca cilt kanserlerinin tedavisine destek olabileceği de söyleniyor.
Nemlendirici bitki: Jojoba
200 yıla yakın bir süre önce Kaliforniya’da bir çölde keşfedilen bu çalıdan elde edilen balmumuna benzer yağ, bugün saç bakım ürünlerinden ruja, kremlerden şampuanlara hemen her türlü kozmetik üründe kullanılıyor. Yaygın ismiyle jojoba, Latince ismiyle Sitnmondsia Chinensisten elde edilen yağ, son derece saf olması ve çok kolay emilmesi nedeniyle kozmetik üreticilerinin gözdesi. Harika bir nemlendirici olan jojoba, sabun ya da tonik gibi ürünlerde iritasyonu azaltmak için ürünlerin içeriğine ekleniyor.
Gençlik koruyucu: Üzüm çekirdeği
Üzüm çekirdeği, E vitamininden 20 kat, C vitamininden 50 kat daha güçlü olan, en önemli cilt koruyucusu proanthocyanidin yönünden en zengin bitkidir. Üzüm çekirdeği içeren bakım ürünleri, ciltteki kolajen ve elastini koruyarak cildin sıkılığını kaybetmesini önlüyor. Kırışıklıkları minimize ediyor. Araştırmalar yara izlerini de hafiflettiğini gösteriyor.
Leke savaşçısı: Meyan kökü
Meyan kökü ekstresi, metabolizmaya etki ederek güneş lekelerinden korunmayı sağlıyor. Antioksidanlar yönünden de zengin olan meyan kökü, inflamasyonu azaltıyor ve akne yaralarının iyileşmesini hızlandırıyor. Meyan kökü, tüm bu yönleriyle, kimyasal bir aydınlatıcı olan hidrokinon’a doğal bir alternatif olarak kremlerde ve diğer kozmetik ürünlerde kullanılıyor.
Her derde deva:Yeşil çay
Yeşil çay, adeta antioksidanların bir kokteylini sunuyor. Araştırmalar, cilt kanserinden koruduğunu, güneşin yarattığı tahribatı azalttığını ve lekeleri tedavi edebildiğini gösteriyor. Peki, kırışıklık, sarkma gibi yaşlanma belirtilerine karşı da kullanılabiliyor mu? Deneyler, yeşil çaydaki polifenolün, yaşlanmayı yavaşlatmak için de ümit olabileceğini gösteriyor. İçeriğinde bu bitki olan kozmetik ürünleri kullanmanın yanı sıra, çay olarak içmek de cilt için faydalı. Eğer kendi yeşil çay kozmetiğinizi yapmak isterseniz, işte size harika bir tonik tarifi: Demlediğiniz yeşil çayı buz kalıplarında dondurarak buz küpleri haline getirin. Ancak buzdolabından çıkarır çıkarmaz değil, birkaç dakika sonra cildinize uygulayın ki, buz yanıkları oluşmasın.
Kırışıklık giderici: Gül
Gül, güçlü bir antioksidan olan C vitamini yönünden zengin. Bu yönüyle kırışıklıkları gidermek için ideal bir bitki. Araştırmalar, gülün sakinleştirici özelliği olduğunu da ortaya koyuyor. Haricen sürüldüğünde gül yağı, kan basıncını düşürerek kişinin sakinleşmesini sağlıyor. Bu arada hatırlatmakta fayda var: Türk gülü dünyada hatırı sayılır bir üne sahip. Son yıllarda da Türk kozmetik firmaları bu harika bitkiden çeşitli kozmetik ürünler üretmeye başladı.
Kızarıklık alıcı: Krizantem
Yapılan son araştırmalar, bir çeşit krizantem olan Chrysanthemum parthenium (feverfew) bitkisinin cilt kızarıklığı ve inflamasyona iyi geldiğini gösteriyor. Kızarık cildi sakinleştiren bitki, aynı zamanda kızarmayı da önleyebiliyor. İyi sonuç almak için, içeriğinde bu bitkinin bulunduğu nemlendirici ve temizleyicileri sabah-akşam kullanın.
Sıvı altın: Argan yağı
Yalnızca Fas’ın güneybatısında yetişen Argania spinosa ağacından elde edilen ve ‘Fas’ın sıvı altını’ olarak bilinen argan yağı, içerdiği E vitamini, ferulik asit ve diğer güçlü antioksidanlarla kozmetikçilerin gözdesi. Cilt kuruluğunu önleyen ve ince çizgileri dolduran argan yağı, yağlı ciltler için de umut veriyor. Bir araştırmada, argan yağı içeren kremlerin sebum üretimini yüzde 42 düşürdüğü gözlemlenmiş.
kaynak: ekolay.net