Dizanteri sözcüğü çoğu kez yanlış olarak ishalin şiddetli bir şekli diye tanımlanır. Gerçi ishal sindirim sisteminin hemen her yerinde bozukluklara ve enfeksiyonlara sebep olursa da, bu hastalığın pek az örnekleri dizanteri sayılır.
Dizanterinin, basilli dizanteri ve amipli dizanteri olmak üzere başlıca iki türü vardır. Kalın bağırsağın iç yüzeyinde yaralara yol açan dizanteri vücutta kan ve su kaybına sebep olur; kanlı ve sulu dışkılar meydana getirir. Dizanterinin yalnız bulaşma yoluyla meydana geldiği kabul edilirse de, dizanteriye benzer hastalıklar doğuran başka nedenler de vardır. Dizanterinin belli başlı iki türü olan basilli ve amipli dizanteri, sağlığa aykırı koşullar allında yaşayan topluluklarda her zaman görülebilir.
Özellikle basilli dizanteri, tarih boyunca sık sık görülmüş, bazen dizanteriden ölenlerin sayısı savaşlarda ölenlerin sayısını geçmiştir. Hippokrates, M.Ö, 380’de dizanterinin İran ordusunun büyük bir kısmının ölümüne sebep olduğunu yazar. Bunun gibi, ortaçağda Haçlı seferleri sırasında binlerce kişi aynı hastalıktan ölmüştür. Yakın çağlarda ise, I. ve II. Dünya Savaşı boyunca salgınlar görülmüş; bu salgınların savaş esirleri ve mülteci kamplarındaki kişiler üstünde olumsuz etkileri olmuştur. Dizanteri hapishanelerde, hatta hastanelerde bile görülür. Tropikal ülkelerden dönen yolcular basilli dizanteri mikrobu taşıdıkları için, hava ulaştırmasının artması da basilli dizanterinin yayılmasında etken olmuştur.
Amipli dizanteri ise genellikle salgın şeklinde görülmez. Tedavi edilmezse hastalık uzar ve yan etkilerinden bazıları (karaciğer apsesi gibi) ölüme yol açabilir. Dünya nüfusunun yüzde onunda dizanteri amipi (Entamoeba histolytica) olduğu sanılmaktadır; bu oran tropikal ülkelerde yüzde yetmişi bulur. Günümüzde amipli dizanteriye ılıman iklimli ülkelerde pek rastlanmamakla birlikte, bu hastalık sağlık koşullarının kötüye gittiği akıl hastanelerindeki hastalarda hala görülmektedir.
MİKROP TAŞIYICILARDAN KORUNMA
Dizanterinin en yaygın şekli olan basilli dizanteriye Shigella cinsi bakteriler sebep olur. Bu basilin belli başlı dört türü vardır. Bunlar Shigella dysenteriae, Shigella flexneri, Shigella boydu ve Shigella sonneidir. Bu bakterilerin bulaştığı yiyecekleri yiyenler veya içecekleri içenler hastalığa yakalanırlar. Bakteriler çoğalabilmelerine elverişli tek yer olan, kalın bağırsağa vardıkları zaman, bağırsak çeperini zedelemeye başlarlar ve bazen geniş yaralara yol açarlar. Bazen Salmonella cinsi bakteriler de kalın bağırsakta yaralar meydana getirerek dizanteriye sebep olurlarsa da, bu az rastlanan bir durumdur. Salmonella bakterileri, daha çok tifo ve paratifonun etkenleridir; bazıları da besin zehirlenmesine yol açar. Bu durumlarda zarar gören ince bağırsaktır: Bazı Salmonella enfeksiyonları, insanlardan geçen Shigella enfeksiyonlarının tersine, hastalıklı hayvanlardan geçer.
Basilli dizanteriye yakalanan hastaların dışkılarında sayısız bakteri bulunur ve bunlar koşullar elverişli olursa kolayca başkalarına hastalık geçirebilirler. Hasta iyileştikten sonra bakteriler dışkılarda bir veya iki hafta daha kalır. Bazı enfeksiyonlarda hiç bir belirti görülmez. Bu durumlarda mikrobun bulaşmış olduğu kimseler, kendileri hasta olmadan başkalarına hastalık taşıyabilirler.
Amipli dizanteriye dizanteri amipi adıyla bilinen birhücreli hayvan sebep olur; bu hayvan kalın bağırsağın iç yüzeyinde zararsız bir asalak gibi yaşar. Bilinmeyen bazı koşullarda bağırsak çeperine girerek yaralar açar. Yaralar bazen çok derin olur ve bağırsak zarını yırtar.
Asalaklar, bağırsaktan kapı toplardamarlarına oradan da karaciğere geçebilirler ve böylelikle karaciğerde çoğalarak bir apse meydana getirirler.
Amipli dizanteriye yakalanan hastaların dışkılarında çok sayıda amip bulunur; fakat bunlar çok geçmeden öldükleri için başkalarına bulaşmazlar; amipler yutulsa bile midedeki asit onları yok eder.
Ancak mikroplu ve kistli amipler yutulduğu zaman enfeksiyon meydana gelir. Bu kistler, amiplerin aksine, dört çekirdeklidir ve kalın zarları sayesinde elverişli koşullar altında iki ay kadar yaşayabilirler. Bunları, kalın bağırsak çeperinin yüzeyinde zarar vermeden yaşayan amipler üretir. Amipli enfeksiyonların çoğu hiçbir belirti göstermez ve hasta da hastalığının farkına varmaz. Ama enfeksiyon her an dokulara geçebilir ve dizanteriye ya da karaciğer apsesine sebep olabilir. Bu gibi hastalıklar, özellikle karaciğer apsesi, hastanın mikrop kapmasından yıllar sonra ortaya çıkabilir. Mikrop taşıma süresi bazen 25 yıla kadar uzayabilir. Dizanteri amipi bazen hayvanlara (köpek vb.) bulaşırsa da, hastalık insanlara hep insanlardan geçer.
Balantidiyumlu dizanteri kirpiklisi (Balantidium coli) adı verilen birhücreli ise, balantidiyumlu dizanteri veya kirpikli dizanteri denen dizanteriye sebep olur. Bu asalak öbür birhücreli hayvanlardan daha iridir ve vücudunu kaplayan kirpikler (cilia) aracılığıyla hareket eder. Bu organizmanın insanlarda meydana getirdiği enfeksiyonların kaynağının domuz olduğu sanılmaktadır; çünkü bu asalak en çok domuzlarda yaşar.
Bazı solucan çeşitleri de dizanteriye ve dizanteri belirtilerine yol açarlar. Bunların içinde en önemlisi şistomiyasise yo! açan Schistosoma mansonidir. Bu asalak bağırsak toplardamarlarında yaşar ve yumurtalarını burada yapar. Bu yumurtalar bağırsak çeperini delerek bağırsağa girerler, oradan da dışkılara geçerler. Bağırsak çeperi küçük urlar veya polipler meydana getirerek tepki gösterir; polipler sonradan yara olur ve kanar.
DİZANTERİ SALGINI
Şiddetli bir enfeksiyon olan basilli dizanteri, 24 saat ile bir hafta arasında değişen kuluçka devresinden sonra hastayı yatağa düşürür. Hastalık karın ağrılarıyla birdenbire başlar. Hasta gitgide daha fazla dışarı çıkma gereksinmesi duyar. Bazı durumlarda birkaç saat içinde kuvvetten düşerse de, dışkılarda dizanteri belirtileri bir veya iki gün sonra görülür.
Hastalığın en ileri durumunda hasta günde 20-40 defa dışarı çıkabilir ve ateşi 40°C’ye kadar yükselir. Vücutta su kaybı başlar; bu su kaybı kan kaybıyla birlikte hastayı son derece zayıf düşürür. Ağız kurur, nabız azalır, sinir sistemi de etkilenir. Hastalık hastanın hayatına mal olabilir. Özellikle Uzak Doğu’da rastlanan ve Shigella dysenteriaelerin sebep olduğu enfeksiyonlar en kötü enfeksiyonlardır. Shigella sonneinin meydana getirdiği enfeksiyonlar ise en hafif dizanteri türüdür. Bu organizma ılıman iklimli ülkelerde oldukça sık salgınlara yol açarsa da, hastalık ancak iki veya üç gün sürer; yalnız şiddetli bir ishal görülür, dışkıda hemen hemen hiç kan görülmez, ama dışkı mikroskopla incelenirse kırmızı kan hücreleri göze çarpar. Shigella flexneri ile Shigella boydu ise orta derecede şiddetli hastalıklara sebep olurlar; bu hastalıklarda ishalin şiddeti fazla değildir.
Genel olarak kalın bağırsağın iç zarı bütünüyle yangılanır ve yaralarla kaplanır. Hastalık en fazla bir hafta sürer, bağırsak çeperi çabucak iyileşir ve çok az bir yara izi kalır. Shigella bakterileri kan dolaşımına girmez; ancak diz eklemlerinde ağrı ve şişlik yapan eklem yangısı olabilir. Bazı hastalarda, hastalıktan sonra kalın bağırsaktaki yara izi azar ve bu durum, bağırsak bakterilerden temizlendikten sonra da bazen aylarca sürer ve şiddetli ishallere yol açar; dışkılarda çoğu zaman mukus bulunur.
YÜRÜYEN DİZANTERİ
Amipli dizanteri, kistlerin yutulmasından üç dört gün sonra kalın bağırsağa yerleşirse de, belirtilerin hepsinin ortaya çıkması haftalarca bazen yıllarca sonra olur. Yaralar daha çok kalın bağırsağın kör bağırsak ve göden bağırsağı kısımlarında meydana gelir. Basilli dizanterinin tersine, yaralar yerleşik ve bazen çok derin olurlar. Belirtiler yaraların sayısına ve yerleştikleri yerlere göre değişir; genellikle hastalık derece derece ilerler ve başlangıçta hastayı yatağa düşürmez; bu nedenle yürüyen dizanteri diye tanımlanır. Dışkı sulu ve zaman zaman da kanlıdır. Eğer yaralar göden bağırsakta ise kan tazedir; hasta basilli dizanterideki gibi ağrılı dışkılıyorsa ve yaralar kör bağırsakta ise kan kimyasal yönden bozulmuştur ve dışkıya çikolata rengi ve çok kötü bir koku verir.
Bazı şiddetli durumlarda yaralar bütün kalın bağırsağa yayılır ve hastalık o zaman basilli dizanteriyi andırabilir. Genel olarak ağrılar yavaş yavaş artar; çoğu zaman ateş veya halsizlik olmaz. Hasta bazen kendiliğinden iyileşir, ama çoğunlukla zayıf düşer ve tedaviyi gerektirir. Yaralar derin olursa kan damarları aşınır ve büyük kan kaybı olur, ya da bağırsak çeperi delinebilir ve bağırsağın içindekiler karın zarına gider. Yürüyen dizanteri bağırsakta bir çeşit yangılı ur olan «ameboma»nın oluşmasına da yol açar; eğer bu ur çok büyürse bağırsağı tıkayabilir.
Amipli dizanterinin yo! açtığı en önemli hastalık karaciğer apsesidir; bu apse kesinlikle bilinmeyen bazı nedenlerden ötürü kadınlardan çok erkeklerde görülür. Karaciğer apsesi bazen dizanteri hastalığı sırasında da meydana gelebilir; ama daha çok amipli dizanteriye yakalandıktan aylar hatta yıllar sonra ortaya çıkar. Karaciğer apsesi olan birçok hastalar daha önce kanlı ishal geçirmemiş olabilirler. Bu gibi hastalarda amipler bağırsakta uzun zaman zararsız bir şekilde yaşarlar ve oradan kan dolaşımı yoluyla karaciğere ulaşırlar.
Karaciğer apsesinin belirtileri ateş ve göğsün sağ tarafının aşağı kısmıyla karnın sağ tarafının üst kısmında duyulan ağrılardır. Hasta kendini çok kötü hisseder ve çoğu kez sarılık olur. Apseler bazen çok büyür ve karaciğerin genişlemesine yol açar; daha sonra apse deriyi delerek diyafram yoluyla sağ akciğere ulaşabilir. Bu sonuncu durumda sağ omuzda ağrı hissedilir ve hasta öksürdüğü zaman içinde geniş ölçüde ölü karaciğer dokusunun yer aldığı kahverengimsi bir salya çıkarır. Delinme bazen karın zarı veya kalp dış zarında da meydana gelebilir. Çok az görülmekle birlikte amipler kan dolaşımı yoluyla beyne de varabilirler; beyinde öldürücü apse meydana getirirler.
ZOR BİR TEŞHİS
Kalın bağırsaktaki mikroplanmanın varlığını saptamak için herşeyden önce asalağın kendisini veya solucanlı enfeksiyon durumlarında asalağın yumurtalarını elde etmek gerekir. Bu, çoğu zaman hastanın dışkısının sıcakken incelenmesini gerektirir. Basilli dizanteride bakteriler özel bir ortamda geliştirilerek incelenir. Shigella organizmasının saptanması 48 saatlik bir süre alabilir. Bir salgın sırasında eğer dışkı mikroskopla incelenir ve yangılı hücreler görülürse, doğruya yakın bir şekilde hastalığa teşhis koymak mümkün olur.
Amipli ve kirpikli dizanteride hareket eden asalaklar görülebilir; amipli enfeksiyonlarda kırmızı kan hücrelerini yiyen amiplere rastlanır. Amipli enfeksiyonun başlıca belirtisi dışkıda görülen kistlerdir. Bunlar özel konsantrasyon yöntemleriyle görülür; solucan yumurtalarını meydana çıkarmak için de aynı yöntemden yararlanılır, Başka bir yöntem de kalın bağırsağın aşağı kısmına sokulan içi oyuk bir tüple bağırsak çeperinin doğrudan doğruya incelenmesidir. Bu aletin küçüğüne proktoskop, büyüğüne ise sigmoidoskop adı verilir. Proktoskopla bağırsağın aşağı kısmı, sigmoidoskopla da bütün göden bağırsak incelenir. Amipli ve basilli yaraların görünüşleri farklı olmakla birlikte, bu teknik, cerrahın doğrudan doğruya yaralardan parçalar alarak onları incelemesini sağlar.
Daha önce de belirtildiği gibi kalın bağırsakta, bulaşma yoluyla geçmediği halde dizanteriye benzeyen başka hastalıklar da görülür. Bunların içinde en yaygını hafif bir ishalle birlikte ortaya çıkan basur memeleridir; basurlardan bazıları proktoskopla kolayca görülebilir. Öbür hastalıklar arasında çeşitli urlar ve yaralara yol açan kolit yer alır.
BAKIM VE TEDAVİ
Dizanteri, asalağı öldürmeye yarayan ilaçla tedavi ve genel tedavi olmak üzere iki yolla tedavi edilebilir. Ağır bir hastanın kurtulması için çoğu kez bu ikinci tedavi şekli uygulanır; vücuttaki sıvı ve onu meydana getiren tuzların kaybı ağızdan veya bazı ciddi durumlarda damardan verilen suyla giderilir. Kan kaybı çok fazla olursa hastaya kan verilir, ağrılar ve ağrılı dışkılama kasılmayı önleyici ve ağrı dindirici ilaçlar vb. ile tedavi edilir.
İlaçla tedavide, basilli dizanteri için sülfonamitler ve antibiyotikler kullanılır; . bu arada Shigella organizmaları, özellikle Shigella sonnei güç kazanır, ama bu organizmanın yarattığı enfeksiyon çok hafif olduğu için, mikrop öldürücü ilaçları gerektirmeksizin, yalnız hastayı kuvvetlendirici tedbirler alınarak da tedavi edilebilir. Amipli dizanteride genellikle hastaya birkaç gün emetin enjekte edilir; ayrıca bağırsaktaki enfeksiyonu kesinlikle önlemek için de ilaç verilir.
Karaciğer apsesini tedavi etmek için yapılacak ilk iş irinin iğneyle mümkün olduğu kadar alınmasıdır. Çok geniş bir apseden bir litre kadar irin çıkabilir. Daha sonra emetin şırınga edilir ve ayrıca klorokin verilir. Yok edilmesi en güç olan amipli enfeksiyon,hasta olup da hiç bir belirti göstermeyen taşıyıcıda bulunan hastalıktır; bunun için birçok ilaç kullanılırsa da hiçbiri yüzde yüz kesin sonuç vermez. Kirpikli dizanteri, tetrasiklin gibi antibiyotiklerle tedavi edilir. Bu enfeksiyonların hiç birine karşı henüz bağışıklık sağlanamamıştır, içme suyunun kaynatılması koruyucu tedbirlerin başında gelir. Ayrıca klorlu tabletler de kullanılabilir.