Karaciğer yağlanmasının en büyük sebebi diyet ürünler…
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Uzman Doktor Yavuz Dizdar, karaciğer yağlanmasının en büyük sebebinin mısır şurubu tatlandırıcıları olduğunu belirterek, tatlandırıcıların yaygın olarak kullanıldığı diyet ürünlerinden uzak durmak gerektiğini söyledi.
Sakarya Sivil Toplum Platformunca (SASTOP) Şeker İş Sendikası’nda düzenlenen ”Nişasta Bazlı ve Kimyasal Tatlandırıcılar” konulu konferansta konuşan Dizdar, tatlandırıcıların zararlarına değindi.
Tatlandırıcıların kanser vakalarındaki artışı tetiklediğini savunan Dizdar, ”Beslenmede bir ürün çıkartılıyor, buna ‘tatlandırıcı’ deniyor. Bir bakıyorsunuz, yaşam tarzı olarak, ‘işte zayıflayın, kilo almayın’ diye bu tatlandırıcıların kullanımı doruklara çıkıyor. ‘Bunun güvenlik verisi nedir?’ dediğimizde, ‘Güvenlik alanı biz değiliz, biz sadece üretiriz. Güvenlik Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) işi’ cevabı alıyorsunuz” dedi.
Tatlandırıcıların verdiği tadın doğal şekerin verdiği tatla aynı olmadığını ifade eden Dizdar, ucuzluğu nedeniyle tatlandırıcıların yaygın olarak kullanıldığını söyledi.
Toplumda birçok insanın karaciğerinde yağlanma sorunlarının ortaya çıktığına dikkati çeken Dizdar, şöyle konuştu:
”Ne zaman ki Türkiye’de tatlandırıcılar ve diyet ürünleri arttı, bu tür sağlık sorunları da arttı. Karaciğer yağlanmasının en büyük sebebi mısır şurubu tatlandırıcılarıdır. Örneğin, sakarin fazla alındığında idrar yolu kanseri yapar. Tatlandırıcı kullananlar muhakkak önemli sağlık sorunları yaşar. Bugün yediğimiz tüm diyet ürünlerinin içinde tatlandırıcılar var. Bu yüzden diyet ürünlerinden uzak duralım. Diyet tatlı ve yiyecekler yerine, doğal olanlardan az miktarda tüketelim. Tüketim ne kadar azalırsa, bu ürünlerin ülkemize girişi de o kadar azalır. Bu konuda örgütlü hareket etmek ve toplum olarak bilinçlenmemiz gerek. Herkes bu ürünlerin girmesine karşı çıkarsa, bu ürünleri ülkemize sokan yasaların çıkmasını da engellemiş olur. Karşımızda bu işten kazançlı olan çok etkin bir lobi var. Bu lobi karşısında organize olmak dışında çare yok.”
Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Oğuz Kalay ise bir dönüm arazide ekili olan pancarın sağladığı oksijenin, 6 dönüm ormana eş değer olduğunu belirtti.
Yapay tatlandırıcıların taşıdığı riskler nedeniyle sağlık çevrelerinin ve tüketicilerin tepkisini çektiğini kaydeden Kalay, ”Hatta İngiltere’de bu ürünlerin yasaklanması tartışılırken, ülkemizde merdiven altı dediğimiz yasa dışı imalathanelerde kontrolsüz bir şekilde gıda üretimlerinde kullanılıyor. Pancar şekeri ise tamamen doğal olan pancar ham maddesinden, tamamen doğal yollardan elde edilen, en katıksız, en sağlıklı besindir. Özellikle son yıllarda sıkça görülen diyet yapma tutkusu ve diyet ürünlerine olan talebin artışı da kimyasal tatlandırıcıların bilinçsiz kullanımını körüklüyor” dedi.