En çok ölüme neden olan hastalıklardan biri olan diyabet, artık çocuk yaşta bile görülebiliyor. Diyabet tedavisindeki yenilikler ise, bu hastalıkla yaşamı kolaylaştırıyor
YAŞAMIN her döneminde ortaya çıkabilen, tedavi edilmediği takdirde ciddi organ hasarlarına neden olabilen diyabet, 21. yüzyılda tüm ülkelerin gündeminde toplum sağlığını tehdit eden en ciddi kronik hastalıklardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Göztepe Medical Park Hastane Kompleksi’nden İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metobolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Berna Temel, dünyada ölüme neden olan ilk 5 hastalık içinde diyabetin yer aldığını söyledi. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle Berna Temel, dünyadaki ve bizdeki yeni gelişmeleri anlattı.
YENİ YAŞAM TARZI ÇOK ETKİLİ
Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun yaptığı çalışmalarla dünyada 240 milyonun üstünde diyabetli hasta olduğunun bilindiğine dikkat çeken Dr.Berna Temel, ‘Son 15-20 yıldır diyabetli hasta sayısında daha önce öngörülen istatistik artışın çok ötesinde ciddi bir artış söz konusu. 21. yüzyılın hızla gelişen ileri teknolojisinin insan hayatına getirdiği değişiklikler ile oluşan yeni yaşam tarzı hastalığın hızla yayılmasındaki en önemli etmenlerden biri. Önceleri Tip 2 diyabet sıklığındaki artış daha çok orta ve ileri yaşta görülürken, ne yazık ki son dönemde daha genç erişkinlerde, hatta çocuklarda tip 2 diyabet sıklığının artığına dair birçok çalışma var. Bu nedenle önce WHO (Dünya Sağlık Örgütü ) daha sonra IDF (Uluslararası Diyabet Federasyonu) diyabeti birinci derecede mücadele edilmesi gereken bir hastalık olarak kabul etti’ dedi.
TEDAVİYE GEÇ KALINIYOR
‘Diyabet tanı ve tedavisindeki en önemli sorunlardan biri, hastalığın oldukça uzun bir süre belirgin şikayet ve bulgu vermemesi dolayısıyla tanının geç konulmasıdır’ diyen Dr. Berna Temel, ‘Bir başka deyişle klinik olarak tanı konulan tüm diyabetli hastalarda, tedavi aslında ”geç kalınmış” bir tedavi olarak adlandırılabilir. Üstelik yapılan birçok çalışmada yeni tanı almış diyabetli hastaların yarısında hipertansiyon, üçte ikisinde kan yağlarında yükseklik ve obezite olduğu, en önemlisi de neredeyse tümünde az ya da çok damar hasarı olduğu belirlenmiştir. Tanı konduktan sonraki 10 yıllık dönemde diyabetin kronik komplikasyonları da sessiz gittiği için, komplikasyon tedavisinde de gecikmeler olmaktadır’ diye konuştu.
Diyabet tedavisinde yenilikler…
– İnsülin yapımını doğal yollardan artırarak etki gösteren ve insülin tedavi gereksinimini orta-uzun vadeli olarak öteleyen DPP- 4 inhibitörleri ve GLP-1 analoglarının kullanımı tip 2 diyabet tedavisindeki en önemli gelişmelerden biri.
– Cilt altı günde 2 enjeksiyon şeklinde uygulanan EKSENATİD adlı GLP-1 reseptör agonisti Amerika Birleşik Devletleri’nde 4 yıldan beri kullanılmaktadır, ülkemize henüz gelmemiştir. İnsülin ve diğer şeker düşürücü ilaçlardan en büyük farkı ortalama 2-4 kg kaybı sağlamasıdır. Ayrıca Liraglutide’de Amerika’da yeni piyasa çıkacak olan bir ilaçtır.
– DPP-4 vücutta birtakım proteinlerin örneğin GLP-1’in yıkımını sağlıyan bir enzim. DPP-4 inhibitörü verdiğimizde GLP-1 ve diğer inkretinlerin düzeyi artarak hastanın kendi insülinini daha iyi kullanması sağlanıyor. Ayrıca insülin karşıtı hormon baskılandığı için kan şekeri daha iyi kontrol altında tutuluyor.
– DPP-4 inhibitörü olan SİTAGLİPTİN Avrupada 2006 yılında kullanıma girmiştir, günde tek doz olarak ağızdan alınır. Kilo açısından nötr etkilidir. Ülkemizde de yeni kullanıma girmiştir. Her iki grup ilaçta glukoz bağımlı etki gösterdiklerinden hipoglisemi (şeker düşüklüğü ) yapmazlar.