Acıbadem Bakırköy Hastanesi’nden Prof. Dr. Solmaz Akar, diyabetli hastalarda göz tansiyonu, katarakt ve gözün arka damarlarında kanama gibi sorunların daha sık görüldüğüne dikkat çekiyor.
Diyabet, Türkiye’ de bilinen 2.5 milyon, bilinmeyenlerle birlikte 5 milyon insanı etkileyen bir sağlık sorunu. Pankreastan salgılanan insülin hormonunun, tamamen ya da kısmen eksikliğine bağlı olarak gelişen diyabet, kan şekeri yüksekliği ile kendini gösteriyor.
Kalıtım, şişmanlık,hareketsizlik ve yüksek tansiyon hastalığı diyabete yakalanma riskini artırıyor. Çok susama, idrara çıkma, acıkma, kilo kaybı ve yorgunluk hastalığın en iyi bilinen belirtileri.
Diyabetin düzenli tedavisi son derece önemli. Aksi halde hastaların göz sağlığı da olumsuz etkileniyor. Hastalarda göz tansiyonu, katarakt ve gözün arka damarlarında kanama gibi sorunlar gözleniyor. Özellikle insülin kullanan hastalarda gözle ilgili sorunlar daha sık görülüyor.
Damarları Etkiliyor
Acıbadem Hastanesi Bakırköy Göz Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Solmaz Akar, diyabetin gözün ağ tabakasındaki (retina) damar sistemini etkileyen bir hastalık olduğunu, çoğunlukla küçük damarları tuttuğunu belirtiyor ve "Ancak büyük damarları da etkileyebilir. Ufak damarlarda meydana gelen tıkanmalar retinada yetersiz beslenmeye (hipoksi) neden olur ve retinada oksijenlenmeyi artırmaya yönelik yeni damar gelişimi başlar. Bu bölgeler, tedavi edilmediği takdirde de retinada veya göz içinde kanamalara neden olur" diyor.
Gözdeki Belirtiler
Diyabetik retinopati, başlangıçta hastanın fark edebileceği bulgu vermeyebiliyor. Genellikle diyabeti nedeni ile göz kontrolü altında olduğu için hekim tarafından tanı konuluyor, gerekiyorsa tedavi ediliyor. Bulgu verenler ise görme noktasının tutulduğu ve kanamaların başladığı hasta grubunu oluşturuyor. Prof. Dr. Akar hastaların genellikle görme azalması, eğri görme veya görmenin tümünün kaybolmasından yakındıklarını söylüyor.
Tanı ve tedavi
Tanı için öncelikle hastanın gözünün retina tabakası inceleniyor. Bunun için özel lensler kullanılıyor. Eğer diyabetik retinopati bulguları mevcut ise retina damarlarının muayenesinin anjiyografi ile tamamlandığını belirten Prof. Dr. Solmaz Akar sözlerini şöyle sürdürüyor:
Anjiyografi de, tıkalı damar ve yeni damar oluşumu saptanırsa yapılacak lazer tedavisi hastanın görmesini koruyacaktır. Göz içi kanama mevcut ise ultrasonografi uygulayarak gözün arka bölümünü durumu incelenir ve ameliyata alınır.
Gözde retina damarlarında tıkanıklıklar veya yeni damar gelişimi saptanır ise hastaya acil olarak laser tedavisi uygulanmalıdır. Bu tedavi gözde tıkalı olan bölgedeki oksijen ihtiyacını karşılamak için gelişen anormal damarların oluşumuna dolayısı ile kanamalara ve gözün kaybına engel olacaktır.
Lazer tedavisi, görmenin azalmasını önler. Diyabetik retinopatinin ilerlememiş olgulardaki tedavisi, gerektiğinde gereken dozlarda uygulanan lazerdir. Bir defa lazer uygulanmış bölgeye tekrar uygulanma. İlave lazer tedavisi, yeni bölgelerin tedavisi şeklindedir.
Günümüzde artık çok ilerlemiş, hatta görme derecesi ışık hissine kadar düşmüş gözlere de görme sağlamak mümkündür. Vitrektomi dediğimiz ileri mikrocerrahi yöntemi ile göz içine girerek hasar veren dokuları temizleyip tekrar hastalara görme kazandırıyoruz.
Kaynak: Hastane.com.tr