Dış görünüş ile özgüven arasında çok yakın bir bağlantı vardır. Dış görünüşünün kötü olduğunu düşünen kişi, özgüvenini kaybedebilir. Kişinin davranışlarında özgüven kaybından kaynaklanan bu tutukluk, çoğu zaman konuşmaya ve iletişime yansır. Özgüvenini tekrar kazanmak isteyenler yüzünde veya vücudunda değişiklik yaratmak için, çoğu zaman estetik yöntemlere başvururlar. Yani estetik operasyon başvurularında sebep çoğu zaman özgüven kazanımıdır.
Dişler, yüzümüzün en dikkat çeken yeri olduğu için, küçük kusurların bile hemen göze çarptığını belirten, Diş Hekimi Protez Doktoru Çağdaş Kışlaoğlu, sağlıklı ve bakımlı görünen dişlerin, insanların dikkatini daima pozitif yönde etkilediğini söyledi. Kışlaoğlu’na göre, sağlıklı dişler kişide özgüveni arttırırken, kötü görünümlü dişler ise özgüveni kaybettirir, kişi gülümsemeye ve konuşmaya çekinir. İşte bu noktada diş estetiği devreye giriyor. “Eskiden dişi ağrıyana, şişene dek insanların aklına diş hekimine gitmek gelmezdi. Yani ihtiyaçtan diş hekimine gidilirdi.” diyen Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, artık güzellik kaygısıyla, hastaların sırf danışmak için bile diş hekimine gittiğinin altını çizdi.
Dişlerin konuşmada bir rolü var mıdır?
Konuşma, insan ilişkilerinin en önemli özelliklerindendir. Kendine güvenen bir bireyin kullandığı kelime ve kurduğu cümleler o kişi hakkındaki tüm düşünceleri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir. Konuşmada en önemli etken ağzımız ve dişlerimizdir. Diş yapısı bozuk olan bir kişi genellikle konuşmaktan kaçınır ya da konuşurken ağzını kapatma gereği duyar, bu da sosyal hayatı ve iletişimi kötü yönde etkileyen en büyük sebeplerden biridir.
Politikacılık, aktörlük, spikerlik, şarkıcılık gibi bazı meslekler, büyük ölçüde düzgün konuşmaya dayanır.
Dişlerin konuşmaya fiziksel etkisi…
Düzgün konuşmada dişlerin önemli rolleri vardır. Dişler çene kemikleri, dişetleri, dil ve damak, konuşma ile ilgili görevlerini bir bütün halinde yürütürler. Kullandığımız kelimelerdeki tüm harfler, dişlerimizin ne ölçüde tam olduğuna bağlı olarak istenilen sesi çıkarmamızı sağlar. Dişleri takma olan bir kişinin dişlerini çıkardığındaki konuşmasını düşünürsek, dişlerin konuşmamızı ne denli etkileyebildiğini kavramak hiç de zor olmayacaktır.
Örnek vermek gerekirse;
1-DE ve TE sesleri, dil ucunun, üst kesicilerin damak tarafındaki eğiminden destek almasıyla çıkar.
2-FE ve VE sesleri ise, alt dudağın, üst kesicilerin kesici uçlarına temas etmesiyle çıkar.
3-SE sesi, karışık bir işlemle çıkar. Alt ve üst kesiciler birbiriyle temas halindeyken, dilin, azıların dil tarafındaki yüzeyinden destek alması ve dil ucunun da (kesiciler arasında bir oluk yapıp) hava borusu oluşturmasıyla gerçekleşir. ŞE ve JE sesleri de buna benzer bir işlemle gerçekleşir; fakat bu sırada dil ucu göreve katılmaz.
Dişler çene kemikleri, dişetleri, dil, damak, buların hepsi, çiğneme, tat alma, yutkunma ve konuşma ile ilgili görevlerini bir bütün halinde yürütürler.
Konuşmayı etkileyen diğer bir etkenin de Ortodontik problemler denilen, çenesel uyumsuzluk veya dişsel bozukluklar olduğunu ifade eden Kışlaoğlu, ortodonti’nin çapraşık dişlerin düzeltilmesi, diş, çene ve yüzdeki uyumsuzlukların giderilmesi ile ilgilenen bir bilim dalı olduğunu belitti. Ortodonistlerin, çene kemiği ve dişlerimizin doğru yerde ve doğru konumda yerleşmesini sağladığını açıklayan Kışlaoğlu, ”Dişlerdeki çapraşıklıkların düzeltilmesi ile önemli bir estetik kazanım ve konuşma kolaylığı sağlandığı gibi, ağız ve diş sağlığına da birçok faydası vardır. Çapraşıklıkların giderilmesi ile bu bölgelerin daha kolay ve etkili temizlenmesi sağlanır, böylece çürük ve dişeti hastalıklarının önüne geçilmiş olur. Ayrıca dişlerin ve çenelerin birbiriyle kapanışları düzeleceği için kullandığımız kelime ve harflerin telaffuzu daha net sağlanır.” diye konuştu.