Dikkat Eksikliğinin Belirginliği yada Hiperaktivite Nasıl Görülür
Örnek I:
Dikkat eksikliğinin önde olduğu tipte genelde hareketlilik olmadığı için okul yıllarına kadar kolay kolay tanınmaz, okul yıllarına kadar çok hareketli olmayan çocuk etraftan fark edilmez.
Dikkat eksikliği yönünde okul öncesi dönemde genellikle çok az faaliyete katıldığı için için sanki hiçbir sorun yokmuş gibi olur.
Okula başladığı ilk aylardan itibaren herkes şaşırır, çünkü etraftan az çok zeki diye bilinen çocuk o dönemde dersleri anlamadığını, uzun süre dinleyemediğini, öğretmeninin dikkat dağınıklığından dolayı kendisini sık sık uyardığını söyler. Aynı zamanda ikinci yarıya gelmelerine rağmen hala okuma yazma konusunda fazla ilerleyemediği, evde ders çalıştırılırken sık sık dikkatinin dağıldığı, uzun süre dikkatini ders üzerinde toparlayamadığı ve dikkatini derse devam ettiremediği, dikkat
eksikliğinden ve basitçe hatalar yaptığından dolayı sınavlardan başarısız olduğu, bütün bunlardan dolayı okula gitmek, ders çalışmak istemediği, okulda sık sık eşyalarını kaybettiği, ödevinin ne olduğuna dikkat etmediği, her ders saatinin büyük bir sıkıntı anı olduğu, ders sırasında basit bahaneler bularak dersi sık sık böldüğü, sık sık aralarla dersin başından kalktığı, dersi çok nadir eksiksiz tamamladığı ve çok nadir başında uzun süre kalabildiği fark edilir.
Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite
Bu durumda hareketliliğin geri planda olduğu dikkat eksikliğinin ön planda olduğu durumdan bahsedebiliriz.
Örnek II:
Hiperaktivite ve fevrilik önde olduğu durumda çoğunlukla yürümeye başladığı dönemden itibaren çok aşırı ve yaşıtlarından hemen farkedilen derecede fazla hareketlilik, devamlı kıpır kıpır olma, mobilya üzerinde, dolapların üzerinde gezme, hızlıca oradan oraya koşuşturma, sanki bir motor tarafından sürülüyormuş gibi görünme, çok konuşma, başkaları konuşurken sözün arasına girme, otururken dahi ellerinin ayaklarının oynaması veya biryerlere dokunmaya çalışma, ataklık, başkalarının önceden kestiremediği reaksiyonlarda bulunma, ağzından istemeden başkalarının hoşuna gitmeyen bazı sözler kaçırma, akına geleni hemen yapma, kendisini ilgilendiren veya ilgilendirmeyen işlere müdahale etme, hiç düşünmeden ani tepkiler verme, hiç sonunu düşmeden zararlı işlere girme, ani hareketler, sonucu düşünmeden ani işlere girme, diğer çocuklara acımasız davranabilme, onlara kızdığında onlara ani olarak vurma, iç huzursuzluğu varmış gibi sürekli bir arayış içinde olma, eşyalara zarar verme durumu olabilir.
Okula başladığında ise dikkatini istediği zaman toplayabildiği, ders çalışma konusunda çok fazla sorun olmadığı, evde isterse ders çalışabildiği, ders başarısının çok fazla düşmediğini, ders durumunu az çok başarılı devam ettirdiğini ancak sınıfta gezdiğini, yerinde oturmakta güçlük çektiğini, sık sık söze karıştığını, sabırsızlık gösterdiğini, arkadaşları ile oyun oynamakta ve oyun kurmakta zorlandığını, hiç düşünmeden soruları cevaplamaya çalıştığını gözlemleriz. Burada dikkat eksikliği çok geri planda hiperaktivite ve fevrilik ön planda bulunmaktadır.
Örnek III:
Bu durumda hem dikkat eksikliği hem de hiperaktivite ve içtepkisellik (fevrilik) belirtileri ikisi birlikte bulunur. Genelde hiperaktif çocuklarda hem örnek I deki hem de örnek II deki belirtiler mevcuttur. Yukarıda sayılan hem dikkat eksikliği hem hiperaktivite belirtileri belli oranlarda bu çocuklarda bulunmaktadır.
Bir çocukta hiperktivite durumunun olduğunu kesinleştirmek için bu problemlerin çok yaygın ve uzun süreli olup olmadığı diğer yaşıtlarından çok anlamlı olarak bu belirtilerin fazla olduğu ve hemen her ortamda olup olmadığı uzmanlar tarafından araştırılmalıdır.
Diğer Örnekler:
1- Cenk 4 yaşında anne babasının tek çocuğudur. Biraz enerjik olması dikkat çekmektedir. Aynı zamanda ilk torun olan Cenk büyükanne ve büyükbaba tarafından el üstünde tutularak her dediği yapılmaktadır. Cenk sürekli istediklerini ağlayarak söylemektedir. Anne babası tarafından kurallar uygulanmaya çalışıldığında bile etrafındaki büyükleri devreye girerek Cenk’in kurallara uyması engellenmektedir. Zamanla bazı şaşırtıcı tepkiler, öfke patlamaları, istediği olmadığında bağırıp çağırma davranışları gözlenmeye başlanmıştır.
Ev harici başka mekanlara gidildiğinde Cenk bütün kurallara uymakta ve sakin davranmaktadır. Ev ortamında Cenk sanki tamamen farklı bir kimliğe bürünmekte ve kuralları hiçe saymaktadır. Cenk’in enerjik olması, kurallara uymaması, dağınıklığı ve ani tepkileri anne babanın aklına “acaba hiperkatif mi?” sorusunu getirmiştir. Bu açıdan bir uzmana danıştıklarında Cenk’in Hiperaktif olmadığını öğrenmişler ve uygulanan bazı pedagojik yönlendirmeler ile davranışları düzelmiştir.”
Bu örnekte görüldüğü gibi pedagojik açıdan bazı yanlışlıklar çocuklarda davranış kontrolünde problemlere, kurallara uyma zorluğuna ve günlük hayatta onu yönlendirmede bazı zorluklara sebep olmuştur. Uzman yardımı sonrasında uygulanan ve çocuğun aşırı zorlanmadan kurallara uyması sağlanmıştır. Bu değişim zamana yayılarak yavaş bir şekilde sağlanmıştır. Uzman yardımı ile birlikte tutum birliği, bazı kuralların yerleştirilmesi, yeri geldiğinde otorite ve hoşgörü uygulaması ile önemli bir ilerleme sağlanmıştır. Bu örnekte gördüğümüz yanlış yetiştirme metodları çocuklarda kurallara uyma zorluğu, öfke patlamaları ve bazı davranış problemlerine yol açmaktadır ve hiperaktif çocuk olarak yanlış algılamaya neden olmaktadır.
Ama şunu da unutmamak gerekir çocuk hem hiperaktif hem de yanlış pedagojik yönlendirme var ise o zaman belirtiler çok daha şiddetli seyretmektedir. Yani çocuk hem hiperaktif belirtileri hem davranış problemlerini bir arada göstermektedir. Mesela iç enerjisi fazla, aceleci, sabırsız, çabuk sıkılan, tutturmaları olan, dikkati dağınık, müdahaleci, çok konuşan, kurallara uyma zorluğu olan bir hiperaktif çocuğa ek olarak yanlış tutum ile çok aşırı şımartma ve tutum farklılığı içinde yanlış yetiştirme eklendiğinde o zaman sıkıntı daha da artmaktadır. Özellikle bu durumun ayrımında bir uzman desteği gerekmektedir. Şımartılmış bir çocuk veya hiperkatif denmesi için uzman gözlemi ve yorumu önemlidir.
2- “Fırat 9 yaşında sakin bir çocuktur. Anne babası ile iyi diyalogu olan Fırat’ın sadece ders çalışırken anne baba ile çatışması olmaktadır. Evin kurallarını yerine getiren, okulunda ders başarısızlığı problemi dışında sevilen bir öğrencidir. Derslerinde özellikle el becerisi, teknik beceri gerektiren derslerde iyi olmasına karşın sözel derslerde önemli bir zorlanma görülmektedir. Yazı yazmak sıkıcı, kitap okumak onun için en son yapılacak aktivite gibi gelmektedir.
Annesi ona her gün kitap okutsa bile okuma hızı artma-makta ve okumada isteksizlik devam etmektedir. Ders konusu ne zaman gündeme gelse hemen yüzü kızarmakta ve en basit dersleri bile yaparken mutsuz olmaktadır. Bu durumun normal olmadığını, zekasını dersine yansıtamadığını fark eden ailesi bir uzmana başvurmuşlar ve yapılan değerlendirme sonrasında Fırat’ın “Özel Öğrenme Güçlüğü” problemi yaşadığı tespit edilmiştir. Uygulanan okuma ve yazma eğitimleri sonrasında, eğitim açısından yönlendirilmesi ite Fırat’ta kısa zamanda önemli değişiklikler olmuştur.” Bu örnekte ise hiperaktiviteye çok sık eşlik eden özel öğrenme güçlüğü sorunu olan bir çocuk görülmektedir.
Bu açıdan derse karşı ilgisizlik hiperaktif çocuklarda olmasına rağmen özgül öğrenme güçlüğü olan bir çocukta da derslere karşı ilgisizlik problemi görülmüştür. Derse karşı ilgisizliği olan çocukları sadece hipreaktif çocuk olarak değerlendirmemek gerekir. Hiperaktif olsa bile %30-70 oranında eşlik edebilen özel öğrenme güçlüğünün de eşlik edip etmediği uzman yardımı ile anlaşılmalıdır. Eğer bir çocukta hiperaktivite tedavisi yönünde ilaç kullanılıyor ve halen istenen netice alınamıyorsa öğrenme güçlüğü olup olmadığı tekrar değerlendirilmelidir. Unutmayınız ilaç dikkati artırırken çocukta öğrenme güçlüğü sorunu varsa bu onda derslere karşı zorluğun devam etmesine sebep olur.
Öğrenme güçlüğü ayrıca tedavi edilmeden çocukta olumlu değişiklik görmek zordur. Hiperaktif çocuğun okuma hızı, okuduğunu anlayıp anlamadığı, yazma becerisi, yazılı anlatımdaki başarısı değerlendirilmelidir. Mesela ilkokul 1 de dakikada 70 kelime, ikinci sınıfta 80 kelime, üçüncü sınıfta 90 kelime, dördüncü sınıfta 110 kelime, beşinci sınıfta 120 ve üzeri kelime okuması gerekir. Bu okuma hızı yoksa çocukta okuduğunu anlama güçlüğü, ders yapmayı sevmeme, yanlış okumadan dolayı hatalar, ödev yapma zamanının uzaması gibi sıkıntılar devam eder. Eğer ek olarak yazı yazma konusunda da sıkıntı varsa bu durumda çocuk yazı yazmayı sevmediği için ders yapmak onun için daha da zor hale gelecektir.
Bir çok anne babanın düştüğü önemli hata çocuğunda ilaç kullanması ile her şeyin düzeleceği ve çocuğunun ders olarak bütün sorunlarının biteceği şeklindedir. Bu türlü bir sonuç olabilmekle birlikte iyi sonuç alınamadığında etkin bir eğitim yönlendirmesi ve çocuğun özel öğrenme güçlüğü olup olmadığının araştırılarak tedavi edilmesi gerekir.
3- “Serap 11 yaşında dördüncü sınıfa giden bir öğrencidir. Derslerindeki başarısı son aylarda düşmeye başlamıştır. Ders çatışmaya karşı bir isteksizlik olmuş dersin başında uzun süre zaman harcamasına rağmen dersi yeterince öğrenememektedir. Çoğu kez ders çalışmak istememekte ve derslerini hep ikinci plana atmaktadır. Ders esnasında öğretmenini uzun süre dinleyememekte ve çabuk sıkılmaktadır. Görünüşte cok hareketli olmayan Serap rehber öğretmeninin aileye tavsiyesi ile bir uzmana başvurmuşlardır. Yapılan incelemede Serap’ta “dikkat eksikliği” problemi olduğu ve dersin yoğunlaştığı bu sınıflarda derslerin içinden çıkamaz hale geldiği tespit edilmiştir. Yapılan yardım sonucunda Serap’ın ders başarısı giderek artmış ve başarısını tekrar eski haline getirmiştir?” Bu örnekte yaşanan durum daha çok dikkat eksikliğinin ön planda olduğu hiperaktivite durumudur. Dikkat eksikliğinin tedavi edilmesi başarı oranını da giderek artırır.
Yaş büyüdükçe çocukların hareketlilikleri daha geri planda kalır. Özellikle ilkokul 4 ve 5. Sınıftan sonra çocuklarda hareketlilik azalır. Çocuk sakin olduğunda dikkat eksikliği yaşasa bile aile bunu fark etmekte zorlanabilir. Hareketli çocuk hiperaktif olabilir mi? diye dikkatleri çekerken hareketli olmayan sadece dikkat eksikliği olan çocuğun dikkat çekmesi de zor olur. Bu tür durumlarda çocuğun dikkat eksikliği gözden kaçmakta, ders başarısı giderek düşmekte ve okuldan kopabilir. Hareketli olmayan çocukların ders başarısızlığı var ise dikkat eksikliği olup olmadığı veya öğrenme güçlüğü olup olmadığı değerlendirilmelidir.