Alternatif Tedaviler
Elektrokonvulsif Tedavi (EKT)
Yaygın olarak şok tedavisi olarak bilinir, bu tedavi yöntemi hakkında flu-oksetinden daha fazla eleştirici yayın yapılmış ve hemen hemen hiç olumlu yayın yapılmamıştır. (En son ne zaman bir toplantıda birini parıltılı bir sesle EKT’nin kişiliğini iyi yönde değiştirdiğinden söz ederken duydunuz?) Toplum bunu barbarca, işkenceci bir işlem olarak görme eğilimindedir; sanki sadist hekimlerce ceza verilmekte ve zihin kontrolü yapılmaktadır. Pek çok kişi yanlış olarak insanın EKT ile bir zombiye döndüğünü ve tüm belleğini ya da bireysellik ve kimlik duygusunu kaybettiğini zanneder.
Gerçekler çok farklıdır. EKT acısızdır, ilaç tedavisinden daha hızlıdır ve daha az yan etkiye neden olur ve sonuçta ilaç tedavisinden daha güvenlidir. EKT şiddetli depresyonu olanlarda ve gebe hastalarda ilaçtan daha güvenlidir. Şiddetli depresyonu olan yaşlı bir hasta, özellikle başka tıbbi hastalıkları da varsa, kesin olarak EKT ile antidepresan ilaçlarla yaşayacağından daha az sorun yaşar. Daha önemlisi, EKT şiddetli depresyon ve mani için en etkili tek tedavidir.
EKT şöyle çalışır: Hasta anestezi verilerek uyutulur. Bir kas gevşetici verilir. Pek çok hastaya oksijen verilir. Başın bir tarafına bir elektrod yerleştirilir. Buna unilateral (tek taraflı) adı verilir. Unilatera! EKT eski yöntem olan başın her iki tarafına da elektrot yerleştirilen (bilateral EKT) uygulamadan daha az oranda şaşkınlık ve bellek kaybına neden olur. Bazı hekimler unilateral etki etmezse bilaterali denerler. Bir nöbet ortaya çıkarmak için çok küçük bir akım verilir. EKTdeki tedavi edici bileşen nöbettir. Hekimler şimdi kısa atış adı verilen EKT’yi kullanmaktadır. Kısa atış EKT daha az enerji kullanır, bu da tedavi sonrası şaşkınlık ve bellek kaybı riskini daha da azaltır.
Bir nöbetin etkili olabilmesi için en az 25-30 saniye sürmesi gerekir. Genellikle kendiliğinden durur, fakat gerekirse hekim nöbeti ilaç yardımıyla son-landırmak için hazırlıklıdır. Hasta akımı hissetmez ve kas gevşeticiler kullanıldığı için vücudu kasılmaz. Nöbet bittikten birkaç dakika sonra uyanır. Hastaya genellikle 2-3 gün aralarla uygulanacak 5-12 EKT gerekir. Ancak uygulanacak tedavi sayısı ve aralarındaki zaman oldukça değişkendir.
Hasta genellikle yakın olaylarla ilgili bir şaşkınlık ve bellek yitimi ile uyanır, bu, sıklıkla en fazla bir saatte sona erer. Yineleyen tedavilerde, bir miktar bellek yitimi tedavi sonlandıktan sonraki birkaç ay boyunca sürebilir fakat sıklıkla zaman içinde kaybolur. Kalıcı bellek yitimi riski düşüktür. Hatta şiddetli depresyon belleği olumsuz yönde etkilediğine göre pek çok kişi EKT’den sonra belleklerinin düzeldiğini bildirmiştir.
EKT ile ilişkili en büyük risk anesteziye bağlı beyin hasarı ve ölümdür. Ancak bu risk bir tıbbi girişim nedeniyle anestezi alan bir hastanın taşıdığı riskten daha yüksek değildir.
Kim EKT’ye adaydır? Şiddetli depresyonu ya da manisi olan her hasta, intihar ya da şiddet eğilimi olanlar, psikotikler, yemek yiyemeyen, uyuyamayan ve işlevselliğini kaybetmiş olanlar. Ancak yaygın olarak EKT, ilaç tedavisine yanıt vermeyenlerde kullanılmak için saklanır.
Transkraniyel Manyetik Uyan (TMU)
Bu işlem aslında nörolojik bozukluklar için bir araştırma ve tanı aracı olarak kullanılmaktadır. Depresyon beyinin sol ön lobundaki (alnınızın altındaki alan) beyaz cevherin işlevindeki azalmayla ilişkilendirilmektedir. Sol ön lobun üzerinden hızlıca bir mıknatıs geçirildiğinde beynin bu bölgesindeki hücreler etkinlesin (Beyniniz kimyasal olarak ve zayıf elektrik akımlarıyla çalışır. Manyetik alanlar beyninizdeki elektrik akımını etkiler.) Ruh Sağlığı Ulusal Enstitüsü’nde yapılan bir çalışma birçok ilaca yanıt vermeyen 6 hastanın günlük TMU uygulaması sonucu birkaç haftalık sürede düzeldiğini bulmuştur. İki hasta büyük düzelme göstermiştir, bir tanesi üç yıldır ilk kez tam olarak iyileşmiştir. Bunu takip eden çalışmalar da TMU’nun depresyon ve post-travmatik stres bozukluğunun tedavisinde etkili olduğunu göstermiştir.
Tedavi haftada 2-3 kez 20 dakika süreyle uygulanır. Araştırmacılar TMU uygulanan hastaların, kafatası kaslarındaki orta şiddetli kasılmalar ve gerginlik dışında birkaç şey hissettiğini bildirmiştir. TMU nöbet riskini arttıran ilaçlardan kullanan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. TMU’nun kendisi de nöbete neden olabilir. Bu istenmeyen bir yan etki olmasına karşın sorun yaratıcı nitelikte değildir, çünkü zaten EKT’nin hedefi nöbet yaratmaktır. EKT’den farklı olarak TMU bellek yitimi ya da uygulama sonrası şaşkınlık yaratmaz.
Bu, önümüzdeki yıllarda hakkında daha fazla şey duyacağımız, ümit vadeden bir yöntemdir. Şu anda birkaç araştırmacı grubu tarafından etkin olarak araştırılmaktadır.
Parlak-Işık Tedavisi, Şafak Simülatörü ve Renklendirilmiş Camlar
Günde 30 dakika süreyle parlak ışık uygulamak mevsimsel duygudurum bozukluğunu (Kuzey Yarımkürede görülen, sonbaharda başlayıp, ilkbaharda sona eren depresyon ile belirli bir duygudurum bozukluğu) tedavi etmede etkili olabilir. Depresyon şiddetli olabilir (mevsimsel duygudurum bozukluğuyla ilgili bölüme bakınız). Işık tedavisinin serotonin adlı nörotransmitterin üretimini uyararak çalıştığı düşünülmektedir, fakat kesin etki mekanizması net değildir. Bazı çalışmalar aşırı yemek yeme ve uyumanın parlak ışık tedavisinden yanıt alınacağının öngöstergeleri olduğunu bulmuştur ancak bir çalışma tatlı tüketiminin sadece günün ikinci yarısında artmasının iyi yanıtı ön göreceğini göstermiştir. En azından bir çalışma parlak ışık tedavisinin plasebo tedavisinden daha etkili olduğunu göstermeyi başaramamıştır.
Uygulama tipik olarak içinde parlak floresan ışıklan bulunan bir kutunun önüne hastayı oturtarak gerçekleştirilir (akkor ışıklar da aynı şekilde işe yarar). Tam ışık spektrumu (güneş ışığına özgü tüm dalga boylarını içeren ışık) gerekli değildir ve ultraviyole ışınları da içerdiği için potansiyel olarak tehlikelidir. Işıklar, göz kamaştırıcı parıltıyı kesmek ve göz yorgunluğunu azaltmak için yarı şeffaf bir maddeyle örtülür. Işık lüks adı verilen birimle ölçülür. Normal oda ışığı 300-500 lüks arasındadır. Işık kutusu 10.000 lüks ışık verir. Bu çok parlak gibi gelebilir ancak kör edici değildir. Yüksek şiddetteki ışığa gereksinim olup olmadığıyla ilgili çelişkili kanıtlar vardır, fakat çalışmaların çoğu parlak ışığın düşük şiddetteki ışıktan daha etkili olduğunu bulmuştur. Hastalar ışığa oldukça yakın oturur (yaklaşık 45 cm kadar).
Hastalar ışıktan kabaca 45 cm uzakta durdukları sürece kitap okuyabilir, yemek yiyebilir ya da istedikleri herhangi bir şeyi yapabilirler. Gözlerini açık tutma ve uyumama komutu verilir. Tedavinin etkisi ışığın, derideki değil, gözdeki etkisine bağlıdır. Ancak diğer bir alet, şafak simülatörü kişi uyurken çalışabilir ve ışık gözlerinden içeri süzülür. Yani bazı hastalar ışığın önünde otururken uyuyabilirler. Hastalara gözlerini ışığa dikip bakmamaları ancak arada bir göz atmaları söylenir. Hastaların günün hangi saatinde ışığın önünde oturacaklarıyla ilgili bazı anlaşmazlıklar vardır fakat çoğuna kalkabildikleri sürece bunu sabah yapmaları önerilir. Uykusuzluğa neden olabileceği için gece geç vakit uygulanması önerilmez, insanların çoğu 2-4 gün süren 30 dakikalık uygulamadan sonra yanıt vermeye başlar. Tam etki bir, iki hafta alabilir.
Işık kutusu kullanan bazı kişilerde orta şiddette baş ağrısı ya da göz yorgunluğu ortaya çıkar. Bu sorunlar uygulama süresi kısaltılarak ya da ışıktan biraz daha uzakta oturarak kolayca çözülür. Bazılarında birtakım hipomanik belirtiler ortaya çıkar: “Gergin”, sinirli ya da öforik hissetme gibi. Bu durumlarda tedavi sonlandırılmalıdır.
Sonuç olarak bu tedavi güvenli görünmektedir. Ancak parlak ışık tedavisinin gözler üzerindeki uzun vadeli etkileri bilinmemektedir. Bazı hekimler hastaların retinalarında bir sorun olmadığından emin olmak için göz muayenesi önerirler. Bazıları ise sadece hastanın daha önceden bir sorunu varsa göz muayenesi önerir. Bazı ilaçlar hastayı parlak ışığa karşı aşırı duyarlı yapabilir. Bu hastaların parlak ışık kullanmaları olası olmayabilir. Hasta ilaç kullanıyorsa bunu hekimlerine ve eczacılarına danışmalıdır.
Işık kutuları piyasada satılmaktadır. Bazı hastalar kendilerine hareket etme özgürlüğü verdiği için ışık siperi kullanmak ister. Siperlerdeki ışık şiddeti çok daha düşüktür, fakat hasta ışık kaynağına daha yakındır. Bazı klinisyenler ve araştırmacılar bunların, 10.000 lükslük ışık kutuları kadar etkili olamayacaklarına inanır. En iyisi ışık kutusuyla başlamaktır. Bu işe yararsa sipere geçmeyi deneyebilirsiniz.
Bazı hastaların yararlı bulduğu bir diğer alet de şafak stimülatörüdür. Bu alet hasta uyurken ışığın şiddetini kademeli olarak arttırarak yaz mevsimindeki bir şafak durumunu taklit eder. Ulaşılan son şiddet şaşırtıcı olarak 250 lüks kadar düşüktür.
Parlak ışık tedavisi, belirtilerinde mevsimsel değişiklikler olmayan bazı depresyonlu hastaların tedavisinde de etkili olabilir. Hastada depresyondan dolayı sabahlan erken uyanma varsa, parlak ışığı gece uygulamak depresyonu rahatlatabilir. Uygun bir saatte yatma sorunu olan ve sabahlan yataktan sürünerek kalkan depresyonlu bir hasta için sabahları uygulanan parlak ışık yararlı olabilir. Bu stratejiler, depresyonun en azından kısmen vücudun doğal ritmindeki değişikliklerden ve hastanın uyku-uyanıklık düzeninin bozulmasından kaynaklandığı düşüncesine dayanmaktadır. Parlak ışık vücudun ritmini yeniden düzenler.
Bazı sigorta şirketleri ışık kutusu ve siperi masraflarını karşılar.
Bir araştırmacı, şiddetli mevsimsel duygudurum bozukluğu belirtileri olan ve parlak ışık tedavisine yanıt vermeyen bir grup hastanın açık pembe ya da mavi-yeşil renklendirilmiş lenslerin kullanımına yanıt verdiğini bulmuştur. Yanıt veren hastaların pek çoğunda migren tipi baş ağrısı vardı. Erkek hastalarda ise yaz mevsiminde öfke patlamaları ortaya çıkmaktadır.
Uyku Evresi İlerletme ya da Parlak Işıkla Birleştirilmiş Uyku Yoksunluğu
Bir gecelik tüm uyku yoksunluğu (TUY) ya da geç, kısmi uyku yoksunluğundan (KUY, hasta normalden üç-dört saat daha erken uyandırılır) sonra, şiddetli depresyonu olan hastaların yaklaşık % 60’ı belirtilerinde belirgin azalma bildirmiştir. Bu yaklaşım özellikle hastanın zevk alma yetisini tamamen kaybettiği, sabahları erken uyandığı, iştah ve kilo kaybının bulunduğu durumlarda özellikle etkili gibi durmaktadır. Atipik belirtileri olan hastaların küçük bir kısmında da yararlı olabildiği gözlenmektedir. İlginç olarak UY’nun uygulandığı geceden sonra yapılacak kısacık bir şekerleme bile hemen alevlenmeye neden olmaktadır. Gerçekten kötü olan ise UY’na yanıt veren has-talann % 80’i ve daha fazlası bir sonraki gece tam uyuduklannda belirtilerin alevlenmesidir. Ilımlı depresyonu olan hastalann çoğu UY’na yarat vermez.
Bazı hastalar sürekli, aralıklı (haftada bir kez gibi) uyku yoksunluğu uygulaması ile ilerleme kaydetmişlerdir. Uyku yoksunluğu aynı zamanda an-tidepresan ilaca yarat alınmasını hızlandırabilir ve hastanın etkisiz kalmış bir ilaca yanıt vermesine yardımcı olabilir.
Bir gecelik uyku yoksunluğundan sonra görülen alevlenme sorunuyla ilgili diğer bir olası çözüm de hastanın gece yatış saatini yaklaşık 5 saat öne çekmektir. Avrupalı araştırmacılar uyku yoksunluğuyla tedavi edilenlerin yaklaşık 2/3’ünde bunun alevlenmeyi önlediğini bildirmiştir. Buna uyku evresi ilerletme adı verilir (UEİ). Kişinin normal uyku-uyanıklık döngüsü takibeden hafta içinde kademeli olarak düzeltilir. UEİ tek başına (sonuçlar karışıktır) ve an-tidepresanlara ek olarak denenmiştir.
Alevlenmenin önlenmesinde kısmi uyku yoksunluğunu takiben kullanılacak parlak ışık tedavisi faydalı olabilir.
Uyku yoksunluğu kendi kendinize uygulayabileceğiniz basit bir yöntem gibi görünse de bunu tek başınıza uygulamamalıanız. Yanıt veren bazı hastalar -özellikle atipik belirtileri olanlar- UY uyguladıktan sonra, bir gecelik tam uykuyu takiben, öncekinden daha kötü hissederler. UY duyarlı kişilerde mani ve hızlı döngüyü başlatabilir.
Uyku yoksunluğu veya evre ilerletme tedavisi öneren her klinisyen bunların kullanımında deneyimli olmalı, hastayla yakın temasta kalmalı ve ortaya çıkacak psikiyatrik bir acil durumla başetme konusunda tam donanımlı olmalıdır.
Elektroakupunktür
Akupunktur eski bir Çin tedavi yöntemidir. İnce tel iğneler vücudun belli yerlerinde deri içine sokulur. Daha sonra iğnelere hafif bir elektrik akımı verilir. Çin’de yapılan bir kontrollü çalışma 5 hafta süreyle uygulanan elektroakupunktürün depresyon tedavisinde etkili olabileceğini göstermiştir.
Göz Hareketi Duyarsızlaştırması ve Yeniden İşleme (GHDYİ)
GHDYl ilk kez 1980’lerin sonunda savaş, çocuklukta yaşanan fiziksel ve cinsel işkence, şiddet suçu ve kazalar sonrası duygusal bir yara taşıyan hastaların tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilmiştir.
Hastaya travmanın imgesini ve bununla birlikte olan herhangi bir bedensel duyumu ve travmaya eşlik eden olumsuz düşünceleri zihninde tutması söylenir. Terapist ilk iki parmağını dikey olarak hastanın yüzünün yaklaşık 25 cm uzağında tutar. Hastadan, başını hareketsiz tutarak, gözleriyle terapistin parmaklarını izlemesi istenir. Terapist parmaklarını bir uçtan diğerine hareket ettirir ve bunu en az 18 kez yapar.
Hastalar genellikle travmanın imgesiyle, bununla ilişkili düşüncelerle ilgili bir değişiklik yaşarlar ve travmanın arasıyla ilgili acı veren duygularda bir azalma görülür. Terapist, sonra hastaya ortaya çıkan yeni imgeler ve düşüncelerle birlikte göz hareketlerini tekrarlatır. Bu temel işlem terapistle birlikte bir oturum süresince pek çok kez tekrarlanır. GHDYİ’nin hedefi duygusal acıyı ve travmayla ilişkili diğer belirtileri ortadan kaldırmaktır.
GHDYİ’nin depresif hastalığın tedavisinde kullanımı yeterince araştırılmamıştır. Temel bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmemelidir. Ancak, kapsamlı tedavi planında ek bir rolü olabilir. Çocukluğunda travma yaşamış depresif hastalar muhtemelen bundan yararlanacaktır. Ayrıca depresif hastalıkla ilgili bilişsel çarpıtmaların ortadan kaldırılmasında da yardımcı olacaktır.
Depresyonunuzun tedavisinde GHDYİ kullanmayı öneren bir terapist bu işlemin resmi eğitimini almış olmalıdır.
Diğer Psikoterapi Teknikleri
Hipnoz ve nörolinguistik programlama (NLP) adı verilen psikoterapi siteminden alınan teknikler, depresif hastalığın temel tedavi formları olarak kabul edilmese de, ilaç ve biyolojik açıklamalı psikoterapi ile birleştirildiğinde yararlı olabilir.
Geleneksel hipnozda, terapist hastanın gevşeyerek hipnotik trans adı verilen odaklanmış bir bilinç durumuna ulaşmasına yardımcı olur. Bu durumda, bir hasta, normal bilinç durumuna göre daha fazla telkine yatkındır ve bilişsel çarpıtmaları değiştirme konusunda daha kolay etki altında kalabilir.
Hipnozun geleneksel olmayan değişik türleri de vardır, bunlarda hastanın gerçek bir transa girmesi söz konusu değildir. Hipnozun geleneksel olmayan türleri ve NLP, hastaya belirtilerini, bilişsel çarpıtmalarını, duygusal bloklarını ya da kişisel gelişimini engelleyen davranış kalıplarını değiştirme konusunda yardımcı olmak amacıyla pek çok değişik sözel ve sözel olmayan tekniği kullanır.