Dekonjestan Nedir, Dekonjestan İlaçlar
Antihistaminikler burun akması, kaşıntı ve hapşırığa iyi gelir; ama en rahatsız edici alerji belirtilerinden burun tıkanıklığına karşı pek işe yaramaz. İşte bu noktada görev dekonjestanlara düşer. Bunlar sinüslerinizin açılmasına ve—bazen birkaç dakika içinde—daha rahat nefes almanıza yardım eder.
Çoğu kişi burnunun mukusla (sümükle) dolarak tıkandığını sanır. Oysa sorunun yalnızca bir bölümüdür bu. Alerjik tepki harekete geçtiğinde, vücudunuzun verdiği yanıt sinüslerinizin iltihaplanması ve buna bağlı şişmedir. Gelişen durum mikroplar ve diğer kötü yaratıklar için burnu barınılmaz bir hale sokar (vücudunuzun zararsız alerjeni sakıncalı saldırganlardan biri olarak gördüğünü hatırlayın). Hissettiğiniz şişme burna yönelik kan akışının artmasından kaynaklanır. Burnun içi şiştiğinde hava geçitleri daralır ve solunum zorlaşır.
Dekonjestanlar kan damarlarını çevreleyen düzkasların kasılmasına yol açarak iltihaplanmayı azalır. Kasılmayla birlikte damarlar büzüşür ve dolayısıyla kan akışı düşer. Burna giden kanın azalması şişkinliğin de azalmasını getirir. Böylece ağzınız kapandığında bile yeterince soluk alabilirsiniz.
Birinin eksiğini diğeri tamamladığından, dekonjestanlar ve antihistaminikler çok güçlü bir ikili oluşturur. Üreticiler de zaten satışa sundukları birçok ilaçta bu iki etken maddeyi birlikte kullanmış, yani tıp jargonuyla söylersek kombine etmişlerdir. Birçok kişiye göre bu kombinasyonun bir yararı da eski kuşak antihistaminiklerin yol açabileceği uyuklama halini, bir süre tansiyonu yükseltmeye eğilimli dekonjestanların dengelemesidir. Herkes için önerilecek bir durum olmadığı ortada. Ama bu yolla antihistaminiklerin yarattığı sorunlardan kurtulabilir, gün boyu uyanık kalabilirsiniz.
Antihistaminiklerden farklı olarak, dekonjestanlar alerjik tepkiden sonra ya da soğuk hava ve duman gibi burun tıkanıklığına yol açan alerji dışı nedenlerin söz konusu olduğu durumlarda bile yarar sağlar. Saatlerdir kapalı duran şişkin burundaki tıkanıklık ilaçla birlikte açılır. İlacı almadan önce bir alerjeni solunum yolunuza almışsanız, burnunuzu sonradan açma şansınız aynen sürer.
Dekonjestanların iki kullanma yolu vardır: Ağızdan hap ve burundan damla ya da sprey. İnhalerler doğru kullanıldığında çok etkilidir. Bunlar ilacı doğrudan en gerekli olan yere, burun içine gönderir. Haplar ise önce mideye iner, ardından kan dolaşımına ve sinir sistemine geçerek kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Bu süreç bir saat ya da daha uzun bir zaman alır; oysa burun inhaleri dakikalar içinde etkisini gösterir.
Hemen her zaman olduğu gibi, bu hızın da bir bedeli vardır. Buna geri tepme etkisi denir. Burun damlaları art arda birkaç günden fazla kullanılmamalıdır. Daha uzun kullanımlardan sonra ilaç kesilince sinüsler daha fazla şişebilir (birkaç saatte). Artık burnunuz inhalere bağımlı hale gelmiştir. Ortaya çıkan duruma (kimyasal rinit denir) son vermek, uzun ve sıkıntı verici bir süreçtir. Sonuç olarak burun yoluyla kullanılan dekonjestanlar hızlı düzelme sağlamak için kullanılır. Aşırıya kaçmamaya dikkat edilmelidir. Durumu kontrol altına aldıktan (en fazla birkaç gün) sonra, ağız yoluyla kullanılan dekonjestanlara geçmek yerinde bir karardır.
Dekonjestanların da yan etkileri vardır. Bunların uyarıcı etkisini antihistaminiklerle dengelemek iyi fikirdir; ama ipin ucu kaçabilir. Dekonjestan kullanan bazı kişiler kendilerini huzursuz, sinirli ya da gergin hissettiklerini bildirmişlerdir. Bu nedenle kahve, çay, kola, diyet hapları gibi başka uyarıcılara ara vermek yerinde olur. Vücudun uyarıcı etkiye göre kendini ayarladığı birçok örnekten bilinmektedir. Dolayısıyla birkaç hafta kadar dekonjestan kullanınca, hissettiğiniz gerginlik azalabilir.
Aşırı uyarılma bazı kişilerde pek bir fark yaratmaz. Bazı kişilerde ise tehlikeli olabilir. Bu durum özellikle yüksek tansiyonu olanlar için geçerlidir. Bazen dekonjestanlar kan damarlarını genişleten ilaçlarla etkileşime girer. Kalp sorunları olan kişiler dekonjestanlarm etkisini göğüslemekte zorlanabilir.
Hamile olan ya da bebek emziren kadınlar, dekonjestan almadan önce hekimlerine danışmalıdır. Aynı durum şeker hastaları için de geçerlidir.