Bu tümörler sıklıkla dalağın lenfatik ve Vasküler elamanlarından köken almakta ve genellikle sol üst kadran ağrısı ile birlikte olan dalak büyümesi ve/veya muayene sırasında palpe edilebilir bir kitle olarak saptanmaktadır. Tümörlerin dalağa metastatik yayılımı da nadirdir ve genellikte yaygın metastatik hastalığın geç belirtisi olarak ortaya çıkmaktadır.
Malign Tümörler : Hodgkin-dışı lenfoma dalağın en sık görülen primer malign tümörüdür. Bununla birlikte, lenfomalı hastaların sadece % 1-2’sinde dalak primer organdır. Dalak daha sıklıkla sekonder olarak tutulur ve Hodgkin ile Hodgkin-dışı lenfomalı hastaların % 40’ında dalağa yayılım vardır.
Primer splenik lenfoma genellikle dalak büyümesi ile birliktedir ve palpe edilebilir sol üst kadran kitlesi ile birlikte nonspesifik abdominal rahatsızlık ve ağrı mevcut olabilir. Periferik lenfadenopati, lenfositoz ve bünyesel semptomlar gibi sistemik lenfoma bulguları sıklıkla yoktur. Sıklıkla primer dalak lenfoması sonucu oluşan hipersplenizm (anemi, lökopeni, trombositopeni) ile sonuçlanmakta, fakat bu durum lenfomayı dalakta büyümeye neden olan diğer sebeplerden ayırmamaktadır.
Benzer şekilde, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans gibi görüntüleme çalışmaları genellikle nonspesifik organ büyümesini göstermekte ve lenfoma nedeniyle oluşan splenomegali ile diğer sebeplere bağlı splenomeğaliyi güvenilir bir şekilde ayırt edememektedir. Bu sebeplerden dolayı, primer splenik lenfomanın kesin tanısını koymak için hemen daima splenektomi gereklidir. Splenektomi, yaygın lenfoması bulunan bazı hastalarda da semptomatik splenomegali ve komşu organları üzerindeki basıncı rahatlatmaya yardım etmekte veya hipersplenizm nedeniyle oluşan hematolojik çöküntüyü düzeltmekte faydalı olabilir.
Nadir olmasına rağmen, anjiosarkom dalağı en sık tutan lenfoid dışı malinitedir ve toryum dioksit ile vinil kloride maruz kalma oluşmuştur. Bu tümörün prognozu oldukça kötüdür ve klinik olarak karın ağrısı, sağ üst kadranda palpe edilebilir kitle ve bazen sponton intraabdominal rüptür ile karşımıza çıkabilir. Anjiopatik hemolitik anemi bulunabilir ve BT’de sıklıkla belirgin santral tümör nekrozu vardır. Dalağın diğer primer malign lezyonları leiomyosarkom, fibröz histiositom, fibrosarkom ve plazmasitom’dur.
Benign Tümörler : Benign dalak tümörleri de oldukça nadirdir ve genellikle otopsi sırasında tesadüfen veya diğer endikasyonlarla yapılan laparotomiler sırasında saptanır. BT’nin yaygın kullanımı bu lezyonlarm raslantısal olarak saptanmasını arttırmıştır. Hemanjiom ve lenfanjiomlar dalaktan kaynaklanan en sık benign tümörlerdir. Hemanjiomlar BT’de kolayca tanınır, kalsifikasyon ve kistik değişiklikleri ile farklı bir splenik kitle olarak görülür.
Dalağın lenfanjiomları genellikle çocuklar ve genç erişkinlerde görülmekte, BT’de multipl septasyonları olan kistik kitle olarak izlenmektedir. Bu tümörlerin hiçbiri splenomegali sonucu veya hemanjiom olgularında harcanma koagülopatisi sonucu semptomatik olmadıkça tedavi gerektirmez. Çapı 10 cm’-den küçük lezyonlarda spontan rüptür nadirdir.
Dalağın diğer benign tümörleri olan hematom ve lipomlar da spesifik bir girişim gerektirmez. Benign olduğu bilinen bir dalak tümörünün rezeksiyonu endike olduğu zaman, splenik immün fonksiyonu korumak için mümkünse par-siyel splenektomi düşünülmelidir.
Metastatik Tümörler : Tümörlerin dalağa metastatik yayılımı nadirdir ve genellikle yaygın malignitenin geç bir belirtisi olarak ortaya çıkmaktadır. Dalağa en sık olarak metastaz yapan malign lezyonlar meme ve akciğer tümörleri ile melanom’dur.
Dalak, retioperitoneal tümörlerden veya pankreas yada kolon gibi komşu organlardaki malign odaklardan direkt yayılım ile de tutulabilir. Kolorektal primer tümörlerden izole metastaz olguları bildirilmiştir ve bu olgularda mümkünse küratif splenektomi düşünülmelidir. Dalağın metastatik hastalıkla nadir olarak tutulumu ilginç bir şekilde filtrasyon fonksiyonu ve zengin kan akımına bağlanmaktadır. İmmün korunmadaki dalağın fonksiyonu ve lokalize metastatik odakların etkin bir şekilde tanınarak elimine edilmesi bu bulguyu açıklayabilir.