tutuyor. Türkiye’de 2000 yılında, 14 yaş altındaki
çocuklarda il ve ilçelerde çeşitli zehirlenmelere bağlı 27
(yüzde 2.77) ölüm olayı meydana geldi. Zehir danışma
merkezlerine bildirilen hastaların yüzde 50′den fazlasını
genç ve beş yaş altındaki çocuklar oluşturuyor.
İHA
muhabirinin derlediği bilgilere göre, ilk beş yaş grubunda
görülen zehirlenmeler, daha çok kaza sebebiyle oluyor, erkek
çocuklarda daha fazla görülüyor ve genellikle tek bir madde
ile oluşuyor. Zehirlenmelerin yüzde 90′dan fazlası evlerde
meydana geliyor. Zehirlenme vakalarının yüzde 80-85′i kaza,
yüzde 15-20’si isteyerek oluyor.
Çocuklarda görülen zehirlenmelerin yüzde 80′den fazlası
akut özellik taşıyor. Kurşun ve diğer metallere bağlı olarak
veya uzun süre kullanılmaya bağlı doz aşımları sebebiyle
küçük çocuklarda ağrı ve ateş giderici ilaçlarla az da olsa
kronik zehirlenmeler oluşabiliyor.
Tüm zehirlenmelerin yüzde 60′ı ilaç olmayan ürün
kaynaklı. En sıklıkla kozmetikler, kişisel bakım ürünleri,
temizlik maddeleri, bitkiler, hidrokarbonlar ile meydana
geliyor. Geri kalan yüzde 40′ı ise ateş ve ağrı giderici,
öksürük, soğuk algınlığı ilaçları, antimikrobiyal ajanlar ve
vitaminler oluşturuyor.
‘ZEHİRLEYEN’ İLAÇLAR
En sık zehirlenme yapan ilaçlar şunlar:
“Ağrı ve ateş düşürücüler, öksürük ve soğuk algınlığı
ilaçları, ağızdan alınan kontraseptifler, antibiyotikler,
benzo-diazepinler, vitamin preparatları, lokal kullanılan
ilaçlar, astım ilaçları, antihistaminikler, antidepresanlar
ve demir preparatlar”.
Uzmanlar, toksik (zehirli) maddelerin vücudun hemen her
sistemini etkilediğini ifade ederek, belirti ve bulguları
şöyle bildiriyor:
“Bulantı, kusma, karın ağrısı, yürüme bozukluğu, şuur
kapanıklığı, konvülziyon (havale geçirme), ateş, görme
bozukluğu, halüsinasyonlar, aritmiler (ritm bozuklukları) ve
siyanoz (morarma).”
İlaçla zehirlenme halinde kusmuk, idrar gibi maddelerin
mümkünse hekime getirilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar,
hastanın, hastanelerin acil polikliniklerine götürülmesi
gereğine dikkat çekiyor.
Uzmanlar, zehirlenmelerin ancak, ‘İlaç ve toksik
maddelerin güvenli paketleme ve muhafazası, zehir etkisinin
kontrolü, çevrenin düzeltilmesi, zehirlerin ev dışında
muhafazası, ürünlerin emniyetli depolama ve kullanılması,
etkin gözlem, sosyal, psikolojik ve ekonomik faktörlerin
değişmesi, eğitim, farkında olmayı ve bilgiyi arttırmak,
tavır ve davranışları değiştirmek, kişisel danışmanlık, grup
eğitimi, yazılı ve sözlü basın araçları ile yoğun
kampanyalar, zehir danışma merkezi telefonlarının
öğrenilmesi ve kullanılması ile azaltılabileceğini’ ifade
ediyor.