Çocuk sahibi olma kararı kimi zaman çiftleri karşı karşıya getiriyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Aslıhan Kurt, çiftlerin çocuk sahibi olma kararını birlikte alması ve bir bebeğe hazır olması konusunda fikir birliğinde olması gerektiğini belirterek merak edilenleri sizlerle paylaşıyor.
Çocuk sahibi olmaya karar verme aşamasında, evlilikte uyum noktasında önemli bir faktör. Evlilikle hayat çok değişmiyor ama çocuk sahibi olunca evlilikte bir değişim olması kaçınılmaz. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Aslıhan Kurt değişimi güzel bir örnekle açıklıyor: “Bir çift pistte tango yaparken, sırtlarında kabarık birer sırt çantası olduğunu düşünün. Uyumlu dans etmek zorlaşacaktır. Bazı figürleri yapamayacaklar, yeni bir takım hareketler geliştirmeleri gerecek, çok akrobatik olan hareketler yerine daha dengeli hareketleri tercih edecekler, kısacası bu yeni duruma göre danslarında uyumu sağlayacak bazı değişiklikler yapmaları gerecektir. Bu değişikliklerden sonra dansları eski dansları gibi olmayacaktır, ama yeni bir tarzda yine uyumlu olacaktır. Çocuk yapma kararı verildikten sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bu açıdan çiftlerin birbirini tanıyor olmasından çok, birbirlerinde meydana gelecek değişikleri algılamaya ne kadar niyetli ve becerikli oldukları, uyum için daha önemli olacaktır.”
Ortak karar alınmalı
Çocuk sahibi olma kararının alınmasında dikkat edilmesi gereken altın standartlar diye bir şey yok. Şu şu şartlar karşılandığında çocuk yapmak için en doğru zamandır diye bir şey söylemek de mümkün değil. Yine de sağlıklı bir karar için ne gerekiyorsa, çocuk yapma kararı için de aynı şeyler söylenebilir. Psikolog Aslıhan Kurt konuyla ilgili şunları söylüyor: “Bunlardan ilki, çocuk sahibi olmak çiftin hayatında önemli değişikler meydana getirecektir. Çiftin, hayatlarının iş, kariyer, ekonomik yapı, sosyal ilişkiler, iş bölüşümü vs. alanlarında meydana gelecek bu değişikliklerin farkında olmaları ve bunlarla ilgili gerçekçi bir değerlendirme yapmaları, kararlarının doğruluğunu etkileyecektir. İkincisi, bu kararın iki kişinin ortak kararı olmasıdır. Çiftlerin çocuk yapmak ile ilgili kişisel nedenleri aynı olmayacaktır. Ancak karar iki kişinin kararı olmalıdır. İkincisi, kişiler birbirlerinin çocuk yapma kararıyla ilgili nedenlerini bilmeli, birbirlerine bildirmelidirler. Üçüncüsü, çocuk yapmak istemenin gerçek nedeni, sadece bir çocuğa sahip olmak istemek olmalıdır. Bazı durumlarda çocuk yapma kararının altında, çocuğun yolunda gitmeyen ilişkiyi düzelteceği, ilişkiye bir değişiklik getireceği, ilişkiye heyecan katacağı gibi gerçekçi olmayan beklentilerin bulunduğu görülür. Bu durumda, çiftin bu gerçek nedenlerin farkında olması, bunları iyice değerlendirmesi ve mümkünse bu konularla ilgili çözüm yolları aramaları daha faydalı olacaktır. Bu sorunları çözümledikten sonra çocuk yapma kararlarını tekrar değerlendirebilir. En azından ikincil nedenleri bilerek, ve bunlara rağmen çocuk yapma kararı aldıklarının farkında olmalarında yarar vardır. Dördüncüsü, eşlerden birinin bu kararla ilgili tereddüdü veya şüpheleri varsa, bu karar iyice konuşulup tartışılmalıdır. Eğer bir çözüme ulaşılamıyorsa, çiftin birlikte bu kararlarını bir profesyonel (psikolog, aile danışmanı, psikiyatrist vs.) ile değerlendirmesinde fayda vardır. Bütün bunlara rağmen, şunu unutmamak gerekir ki bu kararın doğruluğu ya da yanlışlığından çok, bu kararı vermede kişilerin dayandıkları kişisel nedenlerin iki kişi tarafından da farkında olunması önemlidir. Çünkü ileride çiftin yaşantısında meydana gelecek kaçınılmaz değişiklikle ne kadar etkili bir şekilde başa çıkacakları, bu farkındalıklarının derecesine bağlıdır.