6 Haftayı Geçen Yaralara Dikkat!
Cildin bütünlüğünün bir hastalık nedeniyle veya herhangi bir dış etkenden darbe alması, bozulması sonucunda yara oluşur. Yara iyileşmesi belli bir doğal süreci izleyip, yaklaşık 1 haftada tamamlanır. Bazı durumlarda; yaraların geç iyileşmesi, kapanmaması ve kendiliğinden ortaya çıkması, çeşitli hastalıkların işareti olabilir. Özellikle 6 haftayı tamamladığı halde yara kapanmazsa; kabuklanma, kaşıntı veya akıntıyla kendini belli eden deri değişiklikleri varsa, mutlaka dermatoloğa başvurmak gerekir.
Bir yaranın nasıl ortaya çıktığı, yeri, ne zamandır devam ettiği, ağrı varlığı, kanamanın olması önemli kriterlerdir. Bazı bulaşıcı hastalıklar, cilt kanserleri, cildin damarsal yapısının bozulmasına neden olan iç organ hastalıkları, sistemik hastalıklar, uzun süre devam eden allerjik durumlar, güneş hassasiyetine bağlı bazı hastalıklar, iyileşmeyen yaralarla kendini gösterebilir.
Saçlı deri, yüz, dekolte bölgesi, eller gibi özellikle güneşe maruz kalan yerlerde, açık tenli kişilerde oluşan yaralar, vücutta alacalı renkli, kırmızı kabuklu alanlar, cilt kanserinin işareti olabilir. Düzensiz, sınırlı, arada kanayan ve kapanmayan yaralarda öncelikle cilt doktoruna başvurmak gerekir. Özellikle kenarları kabarık ve ortası çukurlanma şeklinde, krater gibi görülen yaralar risklidir.
Vücudun kapalı bölgelerinden veya benlerin üzerinden başlayan renk ve şekil değişikliği gösteren yaralar “Melanom” ismi verilen tehlikeli ve öldürü cilt hastalığının işareti olabilir. Bu nedenle mutlaka cilt doktoruna görünmeyi gerektirir. Dermoskopik, gerekirse patolojik incelemeyle tanı koyulur. Cilt kanserlerinin başlangıç evresinde yakalanması, yaşam süresi ve tedavinin seyri açısından çok önemlidir. Haftada bir, tüm vücudun tepeden tırnağa aynayla değerlendirilmesi; yeni çıktığı veya büyüdüğü, renginin koyulaştığı farkedilen benlerin, kabuklu, kanamalı iyileşmeyen yaraların mutlaka cilt doktoruna gösterilmesi gerekir.
Ağızda ve genital organlarda çıkan ağrısız yaralar “sifilis” ve AIDS başta olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtisi olabilir. Bazen hafif ateş, yorgunluk gibi bulguların ayakta atlatılmasından sonra; beyaz renkte, zımbayla delinmiş gibi görünen, keskin sınırlı yaralar oluşabilir.
Bu yaraların farkedilmesi durumunda, enfeksiyon kökenli veya Behçet hastalığı gibi bağ dokusu kökenli hastalıklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığının ayırt edilmesi gerekir. Bu amaçla; bazı kan tetkiklerine bakılması, yara yerinden kültür alınması uygundur. İyileşmeyen yaralı alandan etrafa saçılan mikrobik etkenler, hastalığın başka insanlara geçmesine neden olabilir. Behçet hastalığı gibi bağ dokusu hastalıklarının tanısının erken dönemde yakalanması, hastalığın ilerlemesini ve iç organların tutulmasını önlemek açısından önemlidir.
“
Kaynak: Hastane.com.tr