Cildiniz kışa teslim mi?
Kış aylarında cildinizin kurumasından, renginin değişmesinden ve sivilcelerinizin artmasından mı şikayetçisiniz?
Kışın soğuğu, rüzgarı, yağışlı havaları, is ve egzoz dumanından oluşan kirli havayla cildin barışık olması mümkün değil. Tüm bu cilt için kötü koşullar, kuruluğun yanı sıra ciddi deri hastalıklarına da zemin hazırlıyor. Kuruyan deride kırışıklıklar artıyor. Hava kirliliğine yorgunluk, stres, kötü beslenme gibi koşullar da eklenirse serbest radikaller ciltte enflamasyonlu görünüme neden oluyor.
Osmanoğlu Kliniği Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Meriç Aksoy, kışın mahkum olduğumuz kapalı mekanlardaki kalorifer ve diğer ısıtıcıların ortamın nemini yok ettiğini hatırlatıyor. Sigara dumanı hava kirliliğini artırıyor. Sıcak-soğuk gibi çevresel faktörler derinin koruma sistemini, optimal nemini bozuyor. “Serbest radikallerin de katkısıyla deride kızarıklık ve kabartılarla kendini gösteren enflamasyonlar gelişebilir. Soğuk, deride kanlanmanın azalmasına, deri yüzeyinin sertleşmesine ve deride belirgin bir kurumaya neden olur. Genetik olarak da kişinin cildi kuruysa daha da rahatsız edici bir görüntü ortaya çıkar” diyor.
Bu kötü koşullardan öncelikle bebekler, küçük çocuklar, yaşlılar, atipik ve kuru cilde sahip olanlar en fazla etkilenen gruplar. Bebeklerin ve küçük çocukların derisinin geçirgenliği (bariyer fonksiyonu) iyi olarak kabul edilse bile yıkandıklarından sonra üç-beş dakika içinde bebe yağıyla yağlanmaları gerekiyor. Bu, deriden su kaybını ve buna bağlı olumsuzlukları engellemeye yarıyor.
Dr. Aksoy, “Yaşlanmayla deriden su kaybı olmasa bile derinin su oranı azalır. Yaşlının derisi kurudur. Bu kuruluk kış aylarında artar. Yaşlılar özellikle bacaklarda kuruma ve kaşınma, hatta egzama haline gelmiş deri döküntüleriyle karşımıza gelirler” diyor.
Kış ayları akneleri coşturuyor
Kışın, hava koşullarına ve yaşanılan ortama bağlı bazı cilt hastalıklarında artış da gözleniyor. Örneğin seboreik dermatit denilen cilt hastalığı, stresli dönemlerde ve kış aylarında çok sık çıkıyor. Atopik dermatit ve çeşitli egzamalar yine kış aylarında daha çok görülüyor. Vücut direnci daha kolay düştüğü için, uçuk, suçiçeği, zona gibi viral hastalıklar, akne ve empatiko gibi bakteriyel hastalıklar can sıkıyor.
Akne her ne kadar androjen hormonlarının ve stresin tetiklediği bir cilt hastalığıysa da, yazın güneşli günlerinde daha silik ve hafif seyreder. Kış aylarında coşar. Soğuk, yağmurlu ve puslu havaların gençleri daha depresif yapması, sıkıntı ve streslerini artırması da akneleri tetikliyor.
Pudra ve fondöten sivilceye iyi gelmiyor
Dr. Aksoy, “Biz dermatologlar gençlerin, hele sivilceli ciltleri olanların ağır makyaj ürünleri kullanmalarını istemiyoruz. Çünkü gözenekleri tıkayan siyah ve beyaz noktaların oluşumunu artıran pudra ve fondötenleri sakıncalı buluyoruz. Olgun yaşta sağlıklı cilde sahip olanlar ve vitiligo gibi sorunları bulunanlar da bu ürünleri dikkatle kullanmalı” diyor.
Neyse ki katı kış koşullarının yol açtığı kötü etkileri bertaraf etmek için kremlerden yardım almak mümkün. Nemlendirici ve anti-aging etkisi bir arada olan çok sayıda krem seçeneği kozmetikçiler ve eczanelerin raflarını dolduruyor.
Soğuk günlerde oluşan yüzdeki aşırı kuruluk, göz çevresindeki kırışıkları da artırır. Soğuk ve rüzgarlı havalarda uygun giysilerin seçilmesinin yanı sıra koruyucu gözlük takılmasında da fayda var. Yıkanma sıklığı kişinin ihtiyacına göre değişir. Ancak çok sıcak suyla, aşırı sık yıkanmak cildi iyice kurutur. Banyo sonrası nemlendirici sürmeyi kesinlikle unutmayın.
Yaşam kalitenizi ihmal etmeyin
Yaşam kalitesiyle cilt sağlığı arasında direkt bağlantı var.
Düzenli uyku, sebze, meyve ve proteinden zengin yağlar ve şekerlerden uzak, dengeli bir beslenme programı cilde de yarar. Stresten uzak durmak çok önemli.
Bu arada cilt bakımının da ihmal edilmemesi gerektiğini hatırlatalım. Sabah ve akşam önce temizlik malzemeleri, ondan sonra uygun nemlendiricilerin düzenli olarak kullanılmasının yararlı etkilerini kısa zamanda gözleyebilirsiniz.
Bunları mutlaka yapın
* Banyodan sonra mutlaka uygun nemlendiriciler kullanın. Hatta yıkanırken yağlı temizleyiciler ve nemlendiricili sabunlar kullanılmasında yarar var.
* Her sabah yüzünüzü yıkadıktan sonra nemlendirici sürün. Kışın daha fazla nemlendiriciye ihtiyaç duyabileceğini göz ardı etmeyin.
* Haftada bir-iki kez yüzü tahriş etmeyen ölü derilerin atılmasına da yardımcı olan peeling (soyucu) ürünleri kullanın. Bunların vücut için olanları hem cildin ölü derilerini temizler hem de kıl köklerindeki keratin tıkaçlarını ortadan kaldırır. Bu sayede kıl dönmelerini ve batık kıl oluşumlarını önlersiniz.
* Hava şartlarına göre uygun giysi seçin. Soğuklarda, çok kalın giyinmek yerine, ince ama kat kat giysileri tercih edin. Terleten sentetik giysiler, mantar hastalıkları riskini artırır.
Bunlardan uzak durun
* Aşırı kalorili, ağır yiyeceklerden,
* Nemlendiricisiz sokağa çıkmaktan,
* Susuz kalmaktan,
* Soğuk ve rüzgardan,
* Yıkanmayı geciktirmekten,
* Dudaklarınızı bakımsız bırakmaktan,
* Ellerinizi el kremsiz ve eldivensiz bırakmaktan sakının.
Erkek cildi bakımdan muaf değil
Erkek cildi kadınlara göre daha kalın olduğundan ve hormonal yapısı dolayısıyla daha fazla yağ ürettiği için temizliğine daha fazla özen gösterilmeli. Mümkünse haftalık bakım yapmalı. Erkekler, gençliklerinde ciltlerinin çok parlak, yani yağlı olmasından şikayet ederler. Cilt su tutamaz ve zamanla yanmalar, kızarıklık, siyah noktalar ve lekeler görülür. İşte tüm bu nedenlerden ötürü, erkekler için özel cilt bakımı uygulaması farz.
Peeling cildin ölü derisini temizler. Maske ise temizlenen gözeneklere daha iyi ulaşır. Gözeneklerin içinde biriken, katılaşan yağı ve toksinleri temizler. Cilde yönelik ürünlerin oksijenlenmeye, kan dolaşımını artırmaya, ölü hücrelerin atılmasına ve yeni hücre oluşumuna katkısı var. Ayrıca doğal atıklar ve dış faktörlerle oluşan kirliliğinin temizlenmesi ve koruyucu katmanın oluşturulması için de yararlı. Yıpranma ve yaşlanmanın ihtiyacını artırdığı faktörleri, aynı ürünlerle yerine koymak mümkün.
Kış güneşini hafife almayın
Küçük çocuklar, yaşlılar, vitiligo ve cilt kanseri gibi problemleri olanlar için güneş kışın da zararlı. Dağda veya kayak merkezlerinde, yüksek ve rüzgarlı yerlerde, çok soğuk havada ve güneşte de aynen yaz günlerindeki gibi ciddi güneş yanıkları oluşabilir. Yüksek koruma faktörlü güneş kremi ya da losyonunu kışın da üç-dört saat arayla sürün.
Karda dolaşırken soğuğu hissettirmeyecek giysiler, ayakkabılar, eldiven, başlık ve atkı kullanılması da şart. Bunların yanı sıra cilt tipinize uygun nemlendirici, üzerine de güneş kremi, losyonu sürmek gerekir. Karlı ortamlarda güneş ışınları kar zerreciklerinden yansıyarak gelir. O yüzden güneş gözlüğü veya kar gözlüğü mutlaka kullanılmalı. Bu sayede katarakt, konjoktivit gibi göz hastalıklarından korunma sağlanırken, göz çevresi kırışıkları da engellenmiş olur.