İnsanların aklını kurcalayan deri yaşlanması ile ilgili çevresel ve genetik faktörler.
Amerikan Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Dr. Buket Pençe, deri yaşlanması ile ilgili çevresel ve genetik faktörlerin neler olabileceğini söylüyor.
Vücut yaşlandıkça cildimizin görünüşü ve karakteri değişir. Deri yaşlanması çevresel faktörler, genetik, makyaj, beslenme ve diğer faktörlerden etkilenir. Amerikan Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Dr. Buket Pençe, cilt yaşlanmasında etkili olan güneş ışınları, beslenme alışkanlıkları, derinin dış fiziksel ve kimyasal uyarılara fazla maruz kalması, sigara kullanımı, fazla alkol tüketiminin yaşlanmayı ve beraberinde gelişen yaşlılık belirtilerini artırabildiğini, bu etkilerden kaçınılmasının yaşlanmayı yavaşlatacağını dile getiriyor.
En büyük organ olan deri de diğer organlarla birlikte 20 yaşından itibaren yaşlanmaya başlar. Deri yaşlanmasını etkileyen faktörler;
1) Genetik yapı yani ailenin deri yapısı,
2) Hormonlar: Özellikle hipofiz, tiroid, overler ve böbreküstü bezinin hormonları,
3) Güneş ışınları (ultraviyole),
4) Beslenme
5) Sigara ve alkol,
6) Stres,
7) Çevre kirliliğidir.
Deri yaşlanırken deride oluşan değişiklikler ve bunların belirtilerini ise şöyle sıralayabiliriz:
1. Derinin üst tabakası (epidermis) incelir ve kırışıklıklara neden olur, derinin yaralanması kolaylaşır.
2. Epidermisin en üst tabakasının yenilenmesi gecikir ve deri soluk bir renk alır.
3. Derinin onarımı yavaşlar ve küçük yaralar bile geç iyileşmeye başlar.
4. Deriden su kaybı kolaylaştığı için deri kurur ve kaşınır.
5. Deriden giren kimyasal maddelerin atılımı gecikir ve kontakt dermatitler (ekzema) artar. Bunun nedeni ise derinin bariyer fonksiyonunun bozulmasıdır.
6. Derinin yaşlanmasıyla renk yapan hücreleri (melanosit) azalır ve koyu renk benler azalır.
7. Ultraviyoleye karşı koruyuculuğu azalır güneş lekeleri artar.
8. Derinin bağ dokusundaki (elastik ve kollagen lifler) bozukluk nedeniyle deri gevşer ve sarkarken, elastikiyeti azalır, mimik çizgileri oluşur, sertleşir ve pürüzlenir.
9. Seboreik keratozlar (deride kalın, pürtüklü lekeler) artar.
10. Alerjik reaksiyonlara neden olan mast hücreleri azaldığı için erken tip (anında oluşan) ilaç ve besin alerjileri azalır.
11. Eller ve yüzde deri altı yağ dokusu azalırken, uyluklar ve karında artar. Bu da kadınlarda kalça, erkeklerde bel bölgesinin genişlemesine neden olur.
12. Derinin immünolojik (direnç) fonksiyonu bozulduğu için deri kanserleri artar.
13. Ter bezleri azalır ve sıcak çarpması riski artar.
14. Deride kılcal damarların görünümü artar, kendiliğinden oluşan morluklar artar.
15. Derinin ısı regülasyonu bozulur ve yaşlılar daha çok üşür.
16. Yaş ilerledikçe yüzde gözenekler genişler ve siyah noktalar artar.
17. Saçlar incelir, yavaş uzar, dökülür, beyazlaşır. Erkeklerde saç dökülmesi 20’li yaşlarda, kadınlarda ise menapozdan sonra başlar. Yaşla kadınlarda çenede istenmeyen kıllar oluşurken, erkeklerde kaş, burun içi, kulak kılları uzar.
18. Tırnaklar incelir,yavaş uzar,kurur,matlaşır ve kolay kırılırlar.
Bütün bu değişikliklere engel olabilmek için ilk ve en önemli yapılacak şey güneşten korunmaktır. Çünkü ultraviyole ışınları, deride serbest radikal üretimini artırarak ve antioksidan savunma kapasitesini azaltarak foto yaşlanmaya neden olurlar.
İkinci aşamada deri yaşlanmasına engel olmak ve tedavi etmek amacıyla beslenmeye dikkat edilmeli, yaşa göre vitaminler, alfa hidroksi asitler, bitkisel ürünler, biyolojik faktörler, serbest radikal yakalayıcılar, antioksidanlar, bazı hormonlar dıştan veya ağızdan kullanılmalı alkol ve sigara içilmemelidir.
A ) Vitaminlerden kozmetik açıdan en önemlileri:
1.Vitamin A ve deriveleri: Retinoik (tretinoin) asit, betakaroten (provitamin A), retinol en sık kullanılanlardır. Bunların hem ağızdan alınmaları hem de kozmetiklerde kullanılması güneşe ve diğer tüm etkenlere (genetik gibi) bağlı deri yaşlanmasını geriye döndürebilir. Bu etkinin görülebilmesi için retinoik asit içeren kozmetiklerin en az 6 hafta kullanılması gerekir. Ancak deriyi tahriş edici etkisine dikkat edilmeli, geceleri kullanılması tercih edilmelidir.
2.Vitamin E: Kuvvetli bir antioksidandır. Ultraviyole ışınlarından korur. Nemlendiricidir. Kızarıklık ve lekelenmeyi engeller. Topikal kullanıldığında (dıştan) alfa tokoferol olarak kırışıklıkları önler ve kollajen sentezini artırır.
3.Vitamin C: Antioksidan ve leke açıcıdır. Hücrelerde kollajen sentezini düzenler ve ultraviyole ışınlarından korur.
4.Vitamin B: Vitamin B3 (Niasin) derinin su kaybını önler, deriyi nemlendirir ve antioksidandır. Provitamin B5 (Pantenol) ise nemlendiricidir ve saç bakım ürünlerinde %5 oranında kullanılabilmektedir.
B) Alfa Hidroksi Asit (AHA)ler: Meyve asitleri olarak bilinirler. En çok kullanılanlar glikolik asit ve kaltik asittir. %2 oranında nemlendirici etkisi olan glikolik asittir. %2 oranında nemlendirici etkisi olan glikolik asit, %8-12 oranında kollajen sentezini artırır, %70 oranında ise peeling yapar.
C) Bitkisel Ürünler: Flavonoidler (genistein vb.) ginkgo biloba ekstresi, soya fasulyesi, mercimek ve kırmızı şarapta bulunurlar. Serbest radikallerden ileri gelen yaşlanmayı geciktirebilir. Piyasada vitaminlerle birlikte yaşlanma karşıtı preparatlarda (ilaç) bulunur.
D) Polifenoller yeşil çayda bulunurlar. C ve E vitamininden daha kuvvetli serbest radikal tutucudurlar. Saç toniklerinde erkek tipi saç dökülmesine karşı da kullanılırlar.
E) Aloe vera jeli ise ultraviyoleden koruyucu, kızarıklık düzeltici, nemlendirici olarak yaşlanmayı geciktirmek amacıyla kullanılır.
F) Biyolojik Faktörler:
Kallikrein: Domuz pankreasından elde edilir. Yara iyileşmesini hızlandırır ve kırışıklık oluşumuna engel olur.
G)Plasenta Ekstreleri: İnsan veya hayvan kaynaklı olabilir. Hücre yenilenmesini sağlar, derinin esnekliğini artırır.
Üçüncü sırada ise yaşlı deriyi düzeltmek ve daha fazla ilerlemesini engellemek amacıyla uygulanan kimyasal peeling (derinin üst tabakasının soyulması), mikrodermabrazyon, lazer, botulinum toksini, dolgu maddeleri ve estetik plastik cerrahi operasyonları gelmektedir.