Canlıların Sınıflandırılması ve Canlıların Çeşitliliği
Yeryüzünde bilinen canlılar çok değişik yapıda ve farklı özellikler göstermektedirler. Bugün dünyamızda iki milyondan daha fazla canlı çeşidi olduğu tahmin edilmektedir. Örneğin hayvanlar aleminde çok geniş bir yer tutan böceklerin tür sayısının bir milyona yakın olduğu düşünülmektedir. Bu zengin çeşitliliğin tek tek incelenmesi oldukça zordur. Bu durum canlı bilimcileri pek çok problemle karşı karşıya getirmiştir. Bu amaçla bilim adamları canlıları, çeşitli özelliklerini dikkate alarak gruplandırma yoluna gitmişlerdir.
Canlıları Sınıflandırma
Canlıları akrabalık derecelerini ve filogenetik gelişimlerine dayanarak sınıflandıran bilim dalına sistematik veya taksonomi denir. Taksonomi bilimi benzerliklerden çok farklılıklarla ilgilenir. Farlılıkları ortaya koyarak canlıları sınıflandırmaya çalışır. Canlılarda ilk sınıflandırmayı Aristo yapmıştır. Daha çok gözleme dayanan bu sınıflandırmada; bitkiler otlar-çalılar-ağaçlar ve zararsız-etkisiz-faydalılar, hayvanlar ise karada, suda ve havada yaşayanlar olmak üzere sınıflara ayrılmıştır. Canlıların sadece dış görünüşlerine ve yaşadıkları ortama göre yapılan bu sınıflandırmaya ampirik (gözleme dayalı, yapay) sınıflandırma denir. Günümüzde canlıların orjin birliği (akrabalık derecesi ve vücut yapıları) esas alınarak yapılan sınıflandırmaya filogenetik (doğal) sınıflandırma denir. Bu sınıflandırmada kriter olarak a-lınan özellikler şunlardır :
1) Homolog Yapılar: Embriyonik kökenleri aynı olduğu halde farklı görev gördükleri için farklı şekil alan yapı ya da organlardır . Örneğin; insanın kolu ile balinanın yüzgeci, bitkilerde ise diken yaprak ile pulsu yapraklar
2) Analog Yapılar: Yapıları farklı görevleri aynı olan organlar ya da yapılardır. Örneğin; arının kanadı ile kuşun kanadı.
3) Protein Yapı Benzerlikleri: Proteinler canlılara özgü bileşiklerdir. Proteinlerdeki aminoasit sayısı ve dizilişi ne kadar benzerlik gösteriyorsa akrabalık derecesi de o denli kuvvetlidir.
4) Fizyolojik Benzerlik: Akraba olan canlılarda aynı görevi yapan organlar, yapı ve çalışma bakımından benzerdir.
5) Azotlu Boşaltım Ürünlerindeki Benzerlik: Akraba canlılarda fizyolojik benzerlik gösteren canlı gruplarının boşaltım ürünlerinde benzerlik görülür. Örneğin; tatlı suda yaşayan tek hücrelilerle sölenterelerde boşaltım maddeleri amonyak (NH3); kurbağa, sürüngen ve kuşlarda ürik asit; memelilerde ise üredir.
6) Embriyonik Gelişim Evreleri : Çok hücreli organizmaların zigottan başlayarak gelişip, tekrar gametler oluşturuncaya kadar geçirdiği evredir. Bu evreye ontogeni denir. Canlılar arasında ontogeni benzerlikleri ifade eder. Her canlı ontogenetik gelişim sırasında filogenisini (orijinini) tekrar eder. Örneğin; insan embriyosu gelişim basamaklarında solungaç yarıkları taşır. Gelişen bir embriyo önce anne-babanın girdiği şubenin (phylum), sonra sınıfın (clasis), sonra takımın (ordo), daha sonra familya, cins (genus) ve tür’ün (species) özelliklerini göstermektedir.