Canlıların Evrimi (Evolusyon)
Evrim, kelime anlamı ile “gelişme” olarak tanımlanır. Bu deyim latince dış gelişim (evoluence) kökünden gelmektedir. Ontogenesis (embriyonal gelişme) ile evrimsel gelişme aralarında süreç bakımından fark vardır. Bir tavuk yumurtası belirli ısıda tutulduğu zaman embriyonal gelişim göstererek civciv haline gelir. Yumurta içindeki embriyo ontogenesis sonucu ergin canlıya dönüşür.
Modifikasyon ve mutasyonların incelenmesinden, canlılarda çeşitli iç ve dış etmenlerde devamlı bir takım değişmelerin olduğu ve bunların dölden döle geçebileceğini öğrendik. Böylelikle ilk çağlarda gerek çeşit gerekse yapı bakımından basit ve ideal olan canlıların değişmelerle yeni türlerle zenginleştikleri ve yapısal bakımdan daha evrinmiş oldukları söylenebilir. Bu düşünce şekli, canlılarda devamlı bir evrimin olduğu ve canlılarda yeni türlerin meydana geldiği şeklinde tanımlanan bir görüştür. İlk kez Lamarck adlı araştırmacı türlerin değişmezlik teorisine karşı, canlılarda devamlı bir gelişim meydana geldiği görüşü yani (Evolüsyon=Evrim) teorisini ortaya atmıştır.
Daha sonra Darwin (1809-1882) adlı İngiliz bilgini, “Doğal seleksiyon ile türlerin oluşumu” adlı yayınında ileri sürdüğü fikirleri açıklamıştır. Bu görüşler şu şekilde özetlenebilir:
1. Canlılar yaşadıkları doğal ortam içinde, devamlı olarak yaşam savaşı içindedirler.
2. Ortam koşullarına en iyi uyabilen canlılar, bu devam eden yaşam savaşından galip çıkarlar. Galip çıkanlar, diğerlerine üstün gelerek o ortamda çoğalıp yaşamalarını ve döllerinin devamını sağlarlar. Böylelikle doğa koşulları canlılar arasında bir seleksiyona sebep olur. Buna doğal seçim denilmektedir.
3. Genetik farklılaşmalar, seleksiyon sonucunda ortaya çıkar.
Darwin’in ortaya attığı bu görüşler, genetik bilimin babası Mendel (1822-1884) çaprazlamalarının sonuçlarını ve kalıtım yoluyla dölden döle karakterlerin geçişleri ile ilgili kanunları açıklamıştır. Ayrıca doğal bilimler alanında yapılan embriyolojik, sitolojik, fizyolojik ve antropolojik araştırmalarda sağlanan kanıtlar da LAMARCK ve DARWİN’in ortaya attıkları görüşleri destekler niteliktedir.
Evrim Kanıtları: Canlılarda evrimin oluştuğuna dair, çeşitli ve farklı kanıtlar ileri sürülmektedir. Bu bakımdan özellikle bitki ve hayvan fosillerinden öğrenilen gerçeklerle, karşılaştırmalı morfoloji, coğrafık dağılış bakımından bulunmuş kanıtlar çok önemlidir.
Hayvansal ve bitkisel fosiller incelendiğinde, dünyada canlıların değişmez olmadığını; aksine değişik devirlerde farklı hayvan ve bitkilerin dünyada egemen oldukları ve farklı devirlerde görülen hayvan ve bitki türleri arasında tipik geçit formlarının bulunduğu ortaya konulmuştur. Aynı şekilde canlılarda morfolojik bakımdan saptanan yakın benzerlikler de, onların aynı kökenden evrinmiş olduklarının kanıtı sayılır. Canlıların gelişim kademelerindeki ortaklık ve fizyolojik fonksiyonlarındaki yakın benzerlik canlılarda evrimin meydana geldiğini çok açık delillerle ortaya koymuştur.
Genetik ve Evrim
Son zamanlarda, genetikte ayrı bir inceleme alanı olarak tartışılan konulardan biri genetiğin canlılardaki evrim problemi ile ilişkisidir. Sitolojik araştırmalarda, türler arası genetiksel deneyler yapılmaktadır. Bu deneylerin koşullarını belirlemek yoluyla tür ve alt tür bağıntıları, sitolojik esasları ve ortamla ilişkileri saptanarak, evrimin daha iyi anlaşılmasına çalışılmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalarla saptanmış olaylar, doğada varolan canlı tiplerinin kökenini ve evrimini tam formüle edememektedir. Yeni evrim kuramına göre evrim, doğal seleksiyondan ziyade genetiksel değişmelerin bir sonucudur ve genetiksel değişmelerle yaratılan mutasyonlardır. Kalıtsal olayların temelinde mutlaka genler vardır.
Genlerin devamlılığını ve dölden döle geçmesini sağlamak ancak çiftleşme olması durumunda mümkün olabilir. Çiftleşme yapamayan veya yapsa bile (at, eşek çiftleşmesi gibi) verimli döller veremeyen canlılarda gen geçişi olamaz. O halde canlıların ortak atadan geldiği yani evrimleştiği kabul edilmektedir.
Darvvin’in sonuçlarına göre populasyonlar arası ilişkiyi inceleyen genetiğin dalı olan populasyon genetiği bugün evrim kurallarım açıklayan genetik dalıdır. Genetiğin diğer bir dalı da son yıllarda çok popüler olan moleküler biyolojidir.
Öte yandan 1980 li yıllardan beri güncel hale gelen genom analizleri sonucu gen teknolojisindeki ilerlemeler evrim hakkında ayrıntılı bilgiler edinmemizi sağlamıştır.