Ne koyu ve ıssız bir gece, yazın dayanılmaz sıcaklığı da eklendi, her yanım yapış yapış. Yaz aylarını bundan sevmiyorum, aşkı zorluyor. Nasıl sarılıp uyuyacağız ki bu sıcakta? Neyse ki yine yalnızım!
Bugün Birisi Aşık Olacak!
Oysa yaz aşkları ne kadar meşhurdur, herkesin anılarında bir ağustos ortası eski aşk hikayesi kalmıştır muhtemelen. Daha çok gençlikte mi yaşanıyor o duygular acaba? Çünkü şimdi bu sıcakta aşk da hiç çekici gelmiyor. Üstelik saten nevresim takımlar ki, en ateşli parçasıdır yatak odasının, kışlık kıyafetlerle birlikte dolabın üstünde yerini almış durumda. Pikeler ve pamuklu, üstünde çiçek deseni olan çarşaflarla şöyle ateşli bir gece yaşanmıyor.
Aşk bahara ve kışa daha çok yakışıyor sanki, düşen kurumuş yapraklarında sonbaharın, kışın yanan bir şöminenin önünde veya kar altında ele ele dolaşırken, ilkbaharın coşkusuyla kanımız canlanıp etrafta heyecan ararken, aşka daha yakın durmuyor muyuz?
Bu gece olduğu gibi, şu sıcak yaz gecelerinde soyunup küvette uyumak istiyorum. Sabah her yanımın ağrımayacağını bilsem yapacağım. Zaten sabah ilk ışıkları görmeden uyuyamayanlardanım. Geceyi seviyorum. Herkesin düş alemlerinde dolaştığı saatlerde, benim gibi ne kadar çok insan yaşıyor, çalışıyor, üretiyor. Gece bu şehirde hummalı bir çalışma var aslında, bütün hazırlık güneşle birlikte kalkacak ve güne başlayacak insanlar için.
Aşk melekleri de geceleri mi çalışıyordur? Bu sorunun cevabını düşünmek için, elbette önce aşk meleklerinin varlığına inanmak lazım. Ben meleklere inanlardanım. Aslında her konuda sorumlu melekler var diye hayal ediyorum. Örneğin ilham perisi denilen, aslında ilham meleği olamaz mı? Öyle ya, gecenin yarısında , birden bire ortaya çıkan besteler, şiirler, romanlar, resimler nereden gelir? Hepsinin saçmalık olduğunu düşünebilirsiniz. Ben yine de buna inanarak yaşama eğlence katmayı seviyorum. Mesela bu gece, nöbetçi aşk melekleri, bu yazıyı okuyan birine büyük bir sürpriz hazırlıyor olmazlar mı? Neden olmasın? Hoş, yakışıklı, karizmatik birisi ile tanışmanız mümkün değil mi? Sabah işe gittiğinizde bir de bakmışsınız, yeni biri işe başlamış. Markette alış veriş ediyorsunuz, ikiniz aynı anda süt kutusuna uzanabilirsiniz. Parkta oturmuş kitap okurken, karşı bankta elinde aynı kitabı tutan yakışıklıyla göz göze gelmeyeceğinizi kim biliyor?
Bütün bunların benim hayallerimden ibaret olduğunu mu sanıyorsunuz? Belki de sadece filmlerde yaşandığını düşünüyorsunuzdur. Kim bilir? Ancak, ne zararı olur ki hayatınıza biraz oyun katmanın? Bence bu gece, üstelik tam da ben bu yazıyı yazarken, bir yerlerde birkaç melek toplanmış, sizin için bir mucize hazırlıyorlar. Üstelik yarın siz bunları okuyup, sayfayı kapatıp, bütün anlatılanları unuttuktan ve güne kaldığınız yerden devam etikten sonra; gece nöbetçilerinden detayları devralmış bir aşk meleği usulca gelip omzunuza dokunacak. Bir anda hayatınızda önemli bir değişim olacak. Tüm zincirleme olaylar, sonunda sizi Bay Yeni Aşk’a götürecek. Neye inanıyorsanız, o doğrudur. Hayal kurmak da parayla değil ya, keşke yarın şu sihirli değneğin hangi MSN kadınına değdiğini öğrenebilseydim. Ama olsun, ben bu yazıyı bitirirken bile, düşündüklerimle mutlu olup gülümsüyorum. Kim demiş aşk melekleri yok diye?