Bacak ağrıları, kısacık bir an için yaşanan görme ve konuşma bozukluklarının önemli hastalıkların belirtileri olabileceğini unutmayın!
Amerikan Hastanesi Damar Cerrahisi Bölümü Şefi Dr. Cihangir Çelik, arteryal (atardamar) – venöz (toplardamar) sistemini kapsayan hastalıklar konusundaki sorularımızı yanıtladı:
Toplardamar hastalıklarından söz eder misiniz?
Kanı vücüdun çeşitli yerlerinden kalbe taşıyan damarlara toplardamar veya ven diyoruz. Toplardamarların en çok belirti veren hastalıkları bacak damarlarında görülür. Bacak toplardamarları yüzeysel ve derin olmak üzere iki gruba ayrılır. Yüzeysel damarlardaki bozukluklar varis veya belirgin kılcal damar oluşmasıyla kendini gösterir. Ayrıca ağrı ve özellikle ayakta uzun süre kalındığında şişme olabilir. Derin damar yetmezliğinde de ağrı ve şişme olabilir. Atardamar hastalıklarının belirtileri nelerdir?
Atardamarların en sık görülen hastalığı “ateroskleroz” dediğimiz ve halk arasında damar sertliği olarak bilinen daralma ve tıkanmalardır. Tutulan sisteme göre semptomlar değişir. Örneğin kalbe giden damarlarda daralma veya tıkanma varsa gögüs ağrısı olabilir. Beyin damarları tutulmuşsa geçici veya kalıcı felçler oluşur. Geçici görme bozukluğuyla konuşma zorluğu olabilir. Böbrek damarları tutulmuş ise hipertansiyon veya böbrek yetmezliği de olabilir. En sık tutulan damar gruplarından birisi de bacak damarlarıdır. Semptom olarak yürümeyle gelen ve dinlenmeyle geçen “kladikasyon” dediğimiz bacaklarda ağrı ve erken yorulma olabilir. Tutulum arttıkça yürüme uzunluğu azalır. Dinlenirken olan ağrılar çok daha ciddi tıkanıklıkların olduğunu gösterir. Ayakta iyileşmeyen yara dolaşım yetmezliğinin bir belirtisi olabilir.
Fonksiyonel bozukluğun yanı sıra estetik olarak da sorunlar yaratan varisten söz edebilir misiniz?
Varis yüzeysel toplardamar sisteminin en sık görülen hastalığıdır. Genel olarak damar duvarındaki zayıflık nedeniyle kanın tek yönlü gitmesini sağlayan kapakçıkların iyi kapanmamasından oluşur. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Hamilelerde ve hormon kullanan kişilerde varisin görülebilme oranı artabilir. Varis bir venöz yetmezlik bulgusudur. Tabii ki varis olmadan da venöz yetmezlik olabilir.
Varisin belirtileri nelerdir?
Varis genişlemiş kıvrımlı belirgin damar olarak görülür. Görüntü dışında ayak bileğinde şişme, ağrı, kaşıntı olabilir. İleri devrelerde deride sertleşme ve ülserler oluşabilir. Varis tedavisi nasıl yapılır?
Konservatif ve invazif tedavi yöntemleri vardır. Konservatif tedavide kompresyon, bacakların kalpten yukarıya yükseltilmesi ve kilo verme en önemli yöntemlerdir. Ayrıca uzun zaman hareketsiz kalma ve ayakta durma önlenmelidir. Kadın hormonlarının çok gerekli değilse kullanılmaması önerilir. İnvazif yöntemlerde damar içine ilaç verme ve varise sebep olan yüzeysel damarları ameliyatla çıkarmak şeklinde özetleyebiliriz. Biz ameliyatı “Mikro İnvazif Trivex” yöntemiyle yapıyoruz. Hem görüntü açısından hem de fonksiyonel açıdan sonuçlar oldukça iyi. Hastanede yatmaya gerek kalmadan aynı gün taburcu olunabiliyor.
Ameliyata rağmen varis tekrarlar mı?
Bozukluk sadece yüzeysel damarlarda ise ve ameliyat uygun şekilde yapılırsa 10 yılda yüzde 10-15 hastada tekrarlama olabilir.
Halk arasında damarların balonlaşması diye bilinen ve ölümlere yol açan anevrizma nedir?
Halk arasında damarların balonlaşması diye bilinen hastalığa tıpta Anevrizma diyoruz. En sık görülen ve en tehlikeli olanları böbrek arterlerinin altındaki aortada oluşanıdır. Özellikle 5 cm.’den büyük olanlarda rüptüze olma olasılığı vardır. Çap büyüdükçe risk artar. Serbest rüptüze olanlarda genellikle hastaneye yetişilemez, karın duvarına açılanlar bir süre basınçla kontrol edilir. Bu hastalar hastaneye yetişirse yüzde 50 si kurtulabilir.
Atardamar hastalıklarından da kısaca söz edebilir miyiz?
Atardamar (arter) hastalıkları daha çok 50 yaşın üstündeki erkek ve kadınlarda görülür. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar. Hipertansiyon, sigara, diyabet, obezite, yüksek kolesterol ve aile hikayesi önemli riskli faktörlerdendir. Damarlarda darlık olup olmadığı hastanın hikayesinden, fizik muayane ve ultrasonla büyük bir olasılılkla ortaya konulabilir. Tutulan sisteme göre tedavi alternatifleri önerilerek hastaların büyük problemleri önlenebilir. Örneğin beyine giden damarlarda ciddi darlık varsa ameliyatla felç olma riski büyük ölçüde azaltılabilir. Diyabette damar hastalığının yanında his kaybı da olduğu için yaralanmaları bazen farkına varılmaz. Bu tür hastalıkların vakit kaybetmeden damar cerrahisine görünmeleri uygun olur.