Botoks son on yılda hayatımıza giren yeni sözcüklerden biridir ama modern tıp botoksla çoktan tanışıyor.
Botoks bir bakteri tarafından üretilen güçlü bir zehirdir. Yanlış üretilmiş veya kullanım tarihi geçmiş konserve gıdaların içinde bulunabilen toksik bir maddedir. 2002 yılında Amerikan Besin ve İlaç Dairesi tarafından da onaylanan “botoksla kırışıklıkları giderme tedavisi” müthiş bir hızla tüm dünyaya yayılmaktadır.
Cilt kırışıklıklarını gidermede kullanılan miktarının herhangi bir toksik etkisi yok. Hayati tehlike yaratan dozu 2500-3000 ünite iken, kozmetik alanda kullanılan dozajı en çok 50 ünitedir. Hakkında pek çok “şehir efsanesi” olsa da botoks enjeksiyonundan zarar görenlerin sayısı yok denilecek kadar azdır. Eğer botoks doğru zamanda, miktarda, uygun hastalarda ve uzman eller tarafından uygulanırsa hem mimik kasları üzerinde yarattığı geçici felç ile var olan kırışıklıkları azaltır hem de mimikleri yeniden biçimlendirerek daha sonra oluşabilecek kırışıklıkları önler.
KİMLERE UYGULANIR
Eğer cildinizde mimiklerin yol açtığı kırışıklıkların tedavisinde botokstan yararlanmak istiyorsanız, botokstan değil, uygulamada yapılan yanlışlardan korkun! Cildinizin fiziksel tahrişi; kaş çatma veya gülme kökenli mimiklerin ayrıca yaş ve kalıtım kaynaklı güneşin, sigaranın ve diğer çevresel yaşlanmanın etkisiyle oluşan kırışıklıklardan kurtulmak istiyorsanız botokstan yararlanmayı düşünün. Cildinize uygulayacağınız gençleşme programlarında botokstan da istifade edip edemeyeceğinizi doktorunuzla konuşun.
MİMİKLERİ GÜÇLEŞTİRİYOR
Botoks uygulamasının en çok eleştirilen yönü hastalardaki “donmuş, mimiksiz maske tarzı yüz” görünümüdür. Botoksun yüzdeki ifadeyi bir ölçüde yok ettiği doğrudur. Botoks kullanılan alanlarda mimik oluşması güçleşmektedir. Hatalı uygulandığında yüz ifadesi bile kaybolabilmektedir. Eğer uygun dozlarda ve uygun alanlarda yapılmışsa botoksun cilde yenilenmiş, tazelenmiş, toparlanmış bir görünüm verdiğinin de altını çizelim.
NE ZAMAN TEHLİKELİ
Botoks uygulanacak hastalarda bir-iki hafta önceden aspirin, E vitamini, gingko biloba, sarmısak tabletleri ve omega-3 kapsülleri gibi kan sulandırıcı ürünlerin kesilmesi önerilmektedir. Kasları etkileyen kalsiyum kanal bloke edici ilaçları, aminoglikozid antibiyotikleri, kinin ve pensilamin içeren antibiyotikleri kullanan hastaların doktorlarından izin alması gerekiyor. Hamilelerin, emziren annelerin, kanı sulandıran ilaçlar kullananların ve pıhtılaşma sorunu olan hastaların bu uygulamadan uzak durmasında fayda var. Bu uygulamayı sadece deneyimli dermatologlar ve estetik cerrahlara yaptırmanızı öneriyoruz. Eğer dikkat etmezseniz üzücü sonuçlarla karşılaşabileceğinizi hatırlatıyoruz.