Boğmaca Hastalığı Nedir, Çocuklarda Boğmaca
Şiddetli öksürük nöbetlerinin görüldüğü akut solunum yolları enfeksiyonudur; komplikasyonları bazen çok ağır olabilir.
Boğmaca akut ve çok bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. En tipik özellikleri solunum yollarında nezle ve üst üste gelen öksürük nöbetleridir. Öksürük kasılma nöbetleriyle birlikte gelebilir. Hastanın soluk alma sırasındaki iç çekişleri ötmeyi andırır.
Boğmaca Nedenleri
Boğmaca etkeni Bordetella pertussis adlı mikroorganizmadır. Haemophilus pertussis adı da verilen bu basil yumurta biçimindedir; bağımsız hareket edemez, dış çevre koşullarına fazla dayanamaz, ama solunum yolları ve bronş ağacının mukozasında rahatça üreyip gelişebilir. Hastaların konuşma ya da öksürme sırasında çevreye yaydıkları tükürük damlacıklarının solunmasıyla vücuda girerek solunum yollarına ulaşır. Boğmaca basili genellikle soluk borusu ya da gırtlak mukozasına yerleşerek lezyon oluşturucu etkisini göstermeye başlar. Zedelenen mukozanın tepkisi iltihap ve bol miktarda mu-kus salgılamaktır. Bu arada ölen mikropların parçalanmasıyla çok zehirli bir madde (toksin) de açığa çıkar. Bu madde bronş dallarına zarar verir; buradaki sinir uçlarını zedeleyerek uyarır ve tıkayıcı öksürük nöbetlerini başlatır. Toksinlerin açığa çıkması düzensiz olduğundan nöbetler de düzensizdir. Her ikisini de belirleyen basilin yaşam çevrimidir.
Boğmaca Nasıl Bulaşır?
Boğmaca basilinin tek konağı insandır; hastalık yalnızca solunum ağacının salgıları, özellikle de tükürük ve burun yutak mukusu aracılığıyla bulaşır. Hastalığın bulaşıcılığı başlangıçtaki akıntılı ya da nezleli dönemden öksürük nöbetlerinin görüldüğü ilk 4 hafta boyunca sürer. Bulaşma doğrudandır; hastanın özellikle öksürük nöbetleri sırasında, ayrıca konuşma ve aksırmayla çevreye yaydığı mikropların solunmasıyla gerçekleşir. Hastanın çamaşırları ve kullandığı eşya aracılığıyla dolaylı bulaşma olasılığı bulunsa bile B. Pertussis dış ortamda çok dayanıksız olduğundan bu olasılık çok düşüktür.
Kızamık ve kızıl gibi boğmaca da kalabalık yerleşim yerlerinde ve kentlerde salgınlar yapabilen bir hastalıktır; genellikle kalabalık ortamlarda enfeksiyon kaynakları her zaman bulunduğu ve insanlar hastalanmaya daha yatkın oldukları için salgınlar ortaya çıkar. Hastalığın kalıcı bir bağışıklığa neden olması, küçük merkezlerde aralıklı olarak görülürken bu zaman dilimlerinde küresel düzeyde salgınların sürmesini açıklar. Boğmaca bir toplulukta bir kez ortaya çıktığında, bütün alıcı kişiler hastalanır. Bu insanların hepsinde kalıcı bir bağışıklık geliştiğinden enfeksiyonun bulaşabileceği kişilerin yeni doğumlarla topluluğa katılması için belirli bir süre geçmesi gerekir. Boğmaca en çok iki ile altı yaş arasındaki çocuklarda görülür. İki yaşından küçük çocuklar arasında görülme sıklığı da oldukça yüksektir. On yaşından sonra ise gittikçe seyrekleşir ve erişkinlik evresinde ancak tek tük olgulara rastlanır.
Hastalığa özgü klinik belirtiler başlangıçtaki akıntılı dönemde henüz ortaya çıkmamıştır. Oysa bu dönemde hasta öksürükle sürekli ve çok miktarda basil çıkardığından bulaşma çok kolaydır.
Bulaşıcılık belirtilerin açık görüldüğü tipik öksürük nöbetleri döneminde azalır; hastalığın yedinci haftasında ise bütünüyle biter.
Boğmaca Hastalığı Belirtileri
Hastalığın 10-15 günlük kuluçka dönemi tümüyle belirtisiz geçer. Bu sürenin sonunda da hastalık oldukça yanıltıcı biçimde başlar; boğmacaya özgü belirtiler yerine soğuk algınlığı, hafif ateş, kızarmış ve sulanmış gözler görülür. Çocuğun boğazı kırmızıdır, burnu akar ve kuru bir öksürüğü vardır; genel durumu iyidir; her şey sıradan bir soğuk algınlığını düşündürür. Ama zamanla iyileşeceği yerde boğmaca tanısı konmasını sağlayacak belirtileri vermeye başlar. Bu başlangıç döneminin ilk altı-yedi gününe “akıntılı dönem” ya da “nezle dönemi” denir. Bu dönemin sonuna doğru öksürük daha kuru, inatçı ve hırıltılı hale gelir; geceleri artar. Çocuk gecede ancak birkaç saat uyuyabildiğin-den huzursuz, hırçın ve sinirlidir; sürekli acı içinde görünür. İkinci haftanın sonunda hastalığın en tipik dönemine ulaşılır. Bu dönemde görülen öksürük nöbetleri art arda gelir ve bu hastalığa özgüdür. Öksürük nöbetleri üç-dört hafta boyunca, hatta bazen daha uzun süreyle tek belirti olarak kalır. Başlangıçta daha çok olmak üzere nöbetler gün boyunca değişik sıklıkta ortaya çıkar; süresi ve şiddeti hastadan hastaya değişir; birdenbire başlar; başlama nedeni ağlama, bedensel güç harcama, şiddetli bir heyecan ya da yemek yutma olabilir. Çocuk bazen nöbetin başlayacağım önceden hisseder, yaptığı işi bırakır ve birkaç saniye şaşkınlık içinde bekler. Nöbet gecikmez. Beş, altı, on öksürük nöbeti art arda gelir. Çocuk birkaç saniye soluğunu tutar, sonra çok derin bir soluk alır. Hava gırtlaktan geçerken öter gibi derin bir ses çıkar. Bu ses boğmacaya özgüdür.
Özellikle şiddetli nöbetlerde hastanın yüzü kırmızı-mor bir renk alır; dili dışarı fırlar; gözleri kızarır ve sulanır. Çocuk yatak örtülerini sıkıca tutarak yatağın üstüne oturur ya da oynuyorsa bir dayanak arayarak durur; derin bir acı içinde gibidir. Öksürük nöbeti kısa sürede geçer. Öksürük hafifleyerek kaybolur ve ateşi yüksek olmayan küçük hasta hiçbir şey olmamış gibi normale döner. Bununla birlikte art arda gelen ya da yemek sırasında ortaya çıkan öksürük nöbetleri kusma ve aşın terleme yapar. Tipik öksürük nöbetleri dönemi daha önce belirtildiği gibi uzun sürer; bu nedenle ninelerimizin zamanında boğmacalım iyileşmesi için dokuz ay geçmesi gerektiğine inanılırdı.
İyileşme döneminin başlıca özellikleri nöbetlerin seyrekleşmesi, öksürüğün azalması ve kusmanın görülmemesidir. Zamanla nöbetlerin yerini aralıklı, tek tük öksürükler alır. Bu dönemde hastanın genel durumu düzelir. Kusma görülmediğinden beslenme rahatlar. Gece uykusu öksürük nöbetleriyle bölünmez. Çabuk sinirlenme, hırçınlık belirtileri de yok olur. Ortalama 2-3 hafta süren bu dönemin sonunda hasta iyileşir.
Fazla şiddetli olmayan olgularda boğmaca ortalama 8-10 hafta sürer. Boğmacanın yanı sıra bir başka enfeksiyonun daha başlaması nöbetlerin yinelenmesine ve hastalığın uzamasına yol açar. Boğmaca geçiren kişiler iyileştikten bir süre sonra da nezle gibi sıradan bir solunum yollan iltihabına tutulduklarında boğmacaya özgü öksürük görülebilir. Bu olgularda boğmacanın yineleme olasılığına karşı bakteriyolojik inceleme gerekir.
Boğmaca Hastalığı Klinik Biçimleri
Boğmacada, klinik belirtilerin şiddeti ve süresi değişebilir. Ama hastalığın bunun dışında da bazı tipik klinik tabloları vardır.
• Örtük boğmaca – Özellikle erişkinlerde, büyükçe çocuklarda ya da bağışıklığı olan kişilerde görülür. Öksürük hırıltılı olabilir, ama boğmacının tipik öksürük nöbeti dönemindeki özellikleri taşımaz; gene de ender olarak bu tür nöbetler görülebilir. Örtük boğmaca genellikle gözden kaçar ve bu durumda bulaşmayı önlemek için yeterli önlem alınmayabilir. Akciğer komplikasyonları sonucunda da boğmacanın tipik nöbetleri görülmez.
• Aksırma nöbetleri- Hastalığın ağır ve hastayı çok zayıf düşüren bir biçimidir. Boğmacanın bu biçiminde öksürük yerine 2-3 dakika süren aksırık nöbetleri görülür. Hastanın burnu akar, bazen de kanar; yüzünde belirgin kan toplanması vardır. Aksırma nöbetleri öksürük nöbetinin başlamasından önceki birkaç gün içinde ya da bir hafta boyunca görülür. Süt çocuklarında daha yaygındır.
Yalancı Boğmaca
Bordetella parapertussis boğmacaya çok benzeyen bir hastalığın etkenidir. Kuluçka dönemi 6-15 gündür. Hastalık görece hafif ve tipik olmayan belirtiler verir; boğmacadan kısa sürer (1-3 hafta) ve çoğunlukla ikincil sorunlar yaratmaz. Birçok olguda hastalığın hemen hiç belirti vermediği görülmüştür; bu yüzden taşıyıcı sayısının yüksek olabileceği düşünülmektedir. Boğmaca ile karşılıklı bağışıklık söz konusu olmadığından boğmaca aşısı yalancı boğmacadan korumaz. Tedavi belirtilere yöneliktir, ama bazı antibiyotikler de kullanılabilir.
Bordetella bronchiseptica aynı cinsten bir başka mikroorganizma türüdür. Kobay, tavşan gibi deney hayvanlarında (ama farede değil) bazı enfeksiyonların etkenidir; bazen insanda da hastalık yapar. Bu hayvanlarla ilişkide olan kişilerde boğmacaya benzer bir solunum sistemi enfeksiyonu başlatabilir.
Boğmaca Komplikasyonlar
Boğmaca bir dizi ikincil hastalığa yol açabilir. Bunların solunum sisteminde ortaya çıkan en önemlisi zatürreedir. Zatürree doğrudan doğruya basil ve toksinlerin etkisiyle gelişir.
Biraz şiddetli olan bütün boğmaca olgularında hafif bir akciğer amfizemi görülür. Akciğerlerin göğüs boşluğuna bakan yanlarındaki hava keseciklerinin parçalanmasıyla mediyastin amfizemi gelişebilir. Akciğer zan boşluğuna hava girmesi ise kendiliğinden (spontan) pnömotoraksa yol açar.
Boğmacanın ardından solunum sisteminde bronş genişlemesi (bronşektazi), akciğerde bağdoku artışı (fibroz) ve akciğer amfizemi gibi sorunlar görülür. Solunum sisteminde doğrudan boğmaca etkeninin yol açtığı komplikasyonlarının dışında başka bakterilerin eklenmesiyle de bronşit ve bronş-akciğer iltihabı (bronkopnömoni) görülebilir; buna süper enfeksiyon denir.
Kalpte özellikle sağ karıncıkta olmak üzere bir genişleme, ardından da akciğer kan basıncının yükselmesine bağlı büyüme görülebilir.
İkincil bakteri enfeksiyonlarına bağlı olarak çoğu kez ortakulak iltihabı gelişir ve iltihap hinleşme eğilimindedir. Yineleyen şiddetli öksürük nöbetlerinden sonra, tanı açısından büyük değer taşıyan konjunktiva altı kanamaları görülebilir. Nöbet sırasında ağız boşluğundan dışarı çıkan dilin alt kesicidişler üzerine bastırılması sonucunda dili ağız tabanına bağlayan bağ (frenulum) zedelenir ve bu bölgede hastalığa özgü ülserler oluşur. Burun kanamalarına görece sık, kulak kanamalarına ise çok daha seyrek rastlanır.
Gözkapakları ve ağız çevresindeki şişme (ödem), toplardamarların yanı sıra lenf damarlarında da göllerime, yani lenf akışında da bozulma bulunduğunu gösterir.
Boğmaca çeşitli sinir sistemi komplikasyonlarına yol açar. Özellikle çocuklarda sık görülen havale nöbetleri genellikle iz bırakmaz. Önemli bir sinir sistemi komplikasyonu olan beyin iltihabı (ensefalit) ise iyileştikten sonra değişik derecede iz bırakır; ruhsal gelişmede gecikme, sara ve göz bozukluktan yapabilir. Omurilik iltihabı (miyelit), çoklu sinir iltihabı (polinevrit) ve lenfositer beyin zan iltihabı (lenfositer menenjit) daha seyrek görülür. Bu bozuklukların oluşum süreçleri günümüzde de tartışılmakta ve alerji-bağışıklık sistemiyle ilgili olduğu sanılmaktadır. Öksürük sırasındaki zorlanma özellikle süt çocuklarında göbek ve kasık fıtıkları ile makat sarkmasına yol açabilir.
• Eşlik eden hastalıklar – Boğmaca döküntülü çocuk hastalıkları gibi bazı başka hastalıklarla birlikte görülebilir. Kızamıkla birlikte ya da art arda görülmesi akciğer komplikasyonlarının gelişimini kolaylaştırır. Geçmişte boğmacanın veremle birlikte bulunması çok korkutucu kabul edilirken günümüzde o ölçüde tehlikeli sayılmamaktadır. Bununla birlikte aktif bir akciğer veremine eklenmesi hastalığı olumsuz etkiler.
Boğmaca Tanı
Boğmaca özellikle tipik belirtilerinin görülmediği başlangıç evresinde çok bulaşıcıdır. Bu nedenle erken tanı koymak çok önemlidir. Böylece hastalar çevreden ayrılarak hastalığın yayılması önlenebilir. Hastalık tekil olgular halindeyse erken aşamada saptanıp önlem alınabilmesi zordur; salgın durumunda ya da nöbetlerin belirdiği dönemde ise hekimin işi bir ölçüde kolaylaşır. Annenin öksürükleri ayrıntılı olarak betimlemesi, öksürük nöbeti sırasında gözde konjunktivada küçük kanamaların ya da dilin ağız tabanına bağlandığı bölgede küçük yaraların saptanması tanıya yardımcı olur. Hafif olgularda tanı daha güçtür; uzun süreli ve hastalığın tipik özelliklerini taşımayan bir öksürük gözlenir. Yenidoğanda görülen ve tipik olmadığı için zor tanınan boğmaca, öksürük nöbetleri kadar bronş-akciğer iltihabı komplikasyonu açısından da tehlikelidir. Öksürükten çok aralıklı aksırma nöbetlerinin geldiği iyi gidişir olgularda da tanı güç konabilir.
Erken tanı amacıyla nöbeti başlatmaya yönelik bazı basit girişimlerde bulunabilir; örneğin sol başparmakla soluk borusuna bastırılabilir ya da bir kaşık sapıyla küçük dil uyarılabilir.
Eğer kısa süre önce hasta kendiliğinden bir nöbet geçirmişse bu girişimle nöbeti uyarmak olanaksızdır; çünkü nöbet sonrasında dokuların uyarıya yanıt vermediği yaklaşık 1/2-1 saatlik bir “ölü dönem” yaşanır.
Boğmaca Beklenen Gidişi (Prognoz)
Büyük ölçüde hastanın yaşına bağlı olmak üzere boğmaca genellikle erişkinlerde ve büyük çocuklarda daha iyi gidişlidir. Ölüm oranı bir yaşına kadar hastalığa yakalanan arasında yüzde 25, bir ile iki yaş arasında ise yüzde 10’dur. Boğmaca bebeklik çağında çok ağır, çocukluk çağında ve erişkinlerde iyi huylu bir hastalıktır.
Boğmaca Hastalığı Tedavisi, Boğmaca ve Tedavi
Küçük hastalarda genellikle daha şiddetli geçen boğmaca, yeni tedavi yöntemleri sonucunda artık daha hafif geçirilmektedir. Tam ve etkili bir tedavi üç öğeyi içerir:
Haemophilus pertussis’e karşı antibiyotikler; bronş mukozasının şiddetli iltihabına karşı kortizonlu ilaçlar; şiddetli nöbetlerde öksürüğü ve sinir sistemini yatıştıran ilaçlar. Bağışıklığı yüksek, yani daha önce boğmaca geçirmiş ve Haemophilus pertussis’e karşı antikorlar geliştirmiş insan serumunun kullanılması hastalığı önlemekte ve hafifletmekte etkilidir; bu nedenle de özellikle çocuk hastalarda çok yararlı olur.
Boğmacalı çocuk sorunlu bir hastadır. Eğer arkadaşları bu hastalığı geçirmemişse bir süre arkadaşlarından ayrı kalacak, ama nöbetler dışında tümüyle iyi olacağından ve oynamak isteyeceğinden arkadaşlarından ayrılmaya dayanamayacaktır. Ruhsal gerginliğini ve nöbetlerini hafifletmek, ayrıca yemekle bağlantılı kusmanın yol açtığı iştahsızlığı azaltmak için hastanın açık havada uzun yürüyüşler yapması çok yararlıdır. Yürüyüş çocuğun çevresine dalmasını ve yatışmasını sağlar. Nedeni bilinmemekle birlikte uçak yolculuğu da yararlıdır; uçak yolculuğunun hastalığın ruhsal yönünü etkilediği ve özellikle duyarlı çocuklarda duygusal bir şok etkisi yaptığı sanılmaktadır.
Komplikasyonların tedavisi
– Yeniden etkinleşen verem. Boğmaca eski bir verem odağım yeniden etkinleştirebilir. Tüberkülin testleri olumlu sonuç veren hastaların 8 hafta süreyle verem tedavisi görmeleri gerekir.
– Bronş-akciğer iltihabı. Boğmacada yapılan radyolojik inceleme her zaman ikincil olarak gelişmiş bir zatürreeyi göstermez ve bu durumda antibiyotik tedavisini uzatmak gerekmeyebilir. Hastalık komplikasyonsuzsa öksürük nöbetleri arasında, solunum yetmezliği belirtileri de görülmez. Tipik hırıltılı soluma seslerinin (rai) duyulması ise ikincil olarak gelişmiş bir zatürreenin göstergesidir.
– Ortakulak iltihabı. Boğmacada bakteri kökenli ikincil ortakulak enfeksiyonları sık görülür. Antibiyotik verilmemiş hastalarda iltihap etkeni bakteriler genellikle pnömokok, Haemophilus influenzae ya da streptokoklardır. Kulak iltihabı antibiyotik tedavisi sırasında gelişirse, irini akıtmak için iğneyle emme uygulaması gerekebilir. Böylece alman örnekten kültür yapılır; antibiyogram ile en uygun ve etkili antibiyotik saptanarak tedaviye geçilir.
– Akciğer sönmesi. Boğmacanın akciğerde en sık rastlanan komplikasyonlarından biri özellikle sağ üst lobda görülen sönmedir (atelektazi). Boğmacanın tipik öksürük nöbetleri dönemi geçtikten sonra, göğse etkili bir fizik tedavi uygulanır. Akciğerdeki sönme genellikle üç hafta içinde kendiliğinden iyileşir; üç haftadan uzun sürerse, bronkoskopi gerekebilir, ama antibiyotik tedavisinin uzatılması gerekmez. – Öbür komplikasyonlar. Boğmacada kanamalara sık rastlanır. Kanama en çok gözküresi çevresindeki gözakında, burunda ve dışkıda görülür. Beyin zarları (örümceksizar ve sertzar) altına kanamalar ise çok enderdir. Öksürük nöbeti sırasında alt kesicidişlerin bastırmasıyla dilin ağız tabanına bağlandığı yerde ülserler oluşabilir; bu yaralar kendiliğinden iyileşir. Şiddetli öksürük nöbetlerinden sonra ortaya çıkabilen zehirlenmeye bağlı havale nöbetleri uygun ilaçlarla tedavi edilir.
Mikrobun bulaşmış olabileceği kişilerin tedavisi – Hastalığın bulunduğu çevrede yaşayan mikrobu almış olabilecek kişilere hastalara önerilen dozda antibiyotik verilir. Eğer aktif hastalık çevresinden hemen uzaklaşmışsa koruyucu antibiyotik tedavisi beş gün sürdürülür. Kişi hastayla aynı evdeyse tedavinin en az 7-10 gün sürdürülmesi önerilir. Altı yaşından küçük aşılanmış çocuklara boğmacaya karşı aşı tekrarı yapılır; bu tetanos, boğmaca ve difteriye karşı üçlü aşı biçiminde de olabilir. Boğmaca basiliyle karşılaşan kişilerde antibiyotik tedavisinin ne ölçüde etkili olduğu konusunda yeterli araştırmaların yokluğuna karşın günümüzde bu önlem zorunlu kabul edilmektedir.
Genel önlemler – İlk bir-iki yaşından sonra boğmacaya yakalanan çocukların büyük bölümü ikincil bir sorun gelişmeden iyileşir. Tedavi evde yapılabilir. Eğer hava uygunsa çocuk açık havada ve güneşte kalmalıdır. Çevreden ayrı tutulması gerekir, ama daha önce boğmaca geçirmiş çocuklarla oynayabilir. Kusma genellikle mukusun mekanik etkisine bağlıdır. Yemeklerin çocuk kustuktan sonra verilmesi beslenmeyle ilgili bozuklukları en aza indirebilir. Çocuğun beslenmesini sağlamak için her yol denenmelidir. Bol vitaminli ve kolay sindirilebilir besinler verilmeli, kızarmış ekmek ve kraker gibi kuru yiyeceklerle soğuk içeceklerin nöbeti başlatabileceği unutulmamalıdır. Yiyecekler azar azar, günde 5 öğün halinde verilmelidir. En uygun besinler sütte pişmiş tahıllar, muhallebiler, tatlandırılmış süt, et, sebze ve meyve püreleri, yumurta ve bol vitaminli yiyeceklerdir. Aşın etkinlik önlenmelidir, çünkü hem öksürük nöbetlerini başlatabilir, hem de uykusuzluk ve kilo kaybına yol açabilir. Hastalığın şiddetinden bağımsız olarak özel bakım ve dikkatin boğmacadaki kadar önemli olduğu hastalıklar azdır. Bir yaşından küçük çocuklar ikincil enfeksiyonların gelişmesini önlenmek için çevreden ayrı tutulmalıdır. Öksürük nöbetlerini azaltmak için oda sıcaklığının değişmemesi sağlanmalıdır. Hastanın odası iyi havalandırılmalı, ayrıca toz, duman, aşın uyancı etkenler ve ani sıcaklık değişimleri önlenmelidir. Nöbetler sırasında bebek ve küçük çocuklar oturur durumda tutulmalıdır. Böylece nöbetler daha hafif geçer ve solunum yollarına besin ya da tükürük kaçması önlenir. Biberonla süt verilirken bebek kaldırılmalı ve rahat olmalıdır.
Boğmaca Hastalığı ve Korunma Yöntemleri
Boğmacanın bildirimi zorunludur. Hastaların çevreden ayrılması genellikle zor olmakla birlikte bulaşma olasılığı yüksek kişileri korumak için kesinlikle uygulanmalıdır. Öksürük nöbetlerinin kesilmesinden 15 gün sonra çocuk okula gidebilir. Boğmacalı hastalarla ilişkisi olan çocuklar da en az 15 gün okula gitmemelidir. Hastalık sırasında bulaşıcı olabilecek her tür eşyanın mikroplardan arındırılması gerekir. Boğmacaya karşı en etkili koruyucu önlem ise öldürülmüş boğmaca mikroplarıyla hazırlanan aşıdır. Bütün çocuklara yapılması gereken boğmaca aşısı genellikle difteri ve tetanos aşılarıyla birleştirilerek uygulanır. Aşılama görece kısa süreli koruma sağladığı için, bazı uzmanlar 4-6 yaşından sonra aşı tekrarlarının gereksiz olduğu görüşündedir; bu yaştan sonra hastalık zaten hafif geçer. Yeni-doğanın anneden bağışıklık almadığı (ya da çok zayıf bir bağışıklık aldığı) hatırlanarak salgın koşullarında bebeği alışıldığı gibi 2 aylıkken değil, 4-6 haftalıkken ya da çok gerekirse doğumdan sonraki ilk günlerde aşılamak uygundur.