İnternational Hospital İç Hastalıkları ve Nefroloji Bölümü’ nden Prof. Dr. Ali Aydemir Gürçay ve Çocuk Nefroloji Bölümü’ nden Prof. Dr. Salim Çalışkan’ ın konuyla ilgili görüşlerini aldık:
Böbrekler, bel hizasında sağ ve sol yan boşluklarda, bağırsakların arkasında bulunan ve boyları 12 cm olan organlardır. Sadece bir böbreğin çalışması, fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için yeterli olabilir.
Böbrekler, vücudumuzdaki kanın süzülerek temizlenmesi ve idrar oluşumunu sağlar. Kanda birikmesi sonucu vücudumuz için zararlı olan üre, kreatinin gibi bazı artık maddelerin temizlenmesi böbreklerde gerçekleşir. Bu sayede böbrekler sodyum ve potasyum gibi elementlerin kanda belirli düzeyde kalmalarını sağlar.
Böbrekler, kan basıncının ayarlanmasında önemli rol oynar. Kemik iliğini uyararak kırmızı kan hücrelerinin yapımını sağlayan eritropoetin maddesinin salgılanmasını sağlayan böbrekler, kemiklerde kalsiyum yapımı için gerekli olan D vitamini sentezini de sağlayan organlardır.
Böbrek yetmezliği akut ve kronik olabilir. Temel fark yetmezliğin olma hızı, ne kadar sürdüğü ve yetmezliğin kendisidir. Akut böbrek yetmezliği çok hızlı biçimde kendini gösterir ve genellikle geri dönüşümlüdür. Akut böbrek yetmezliği, şok etkisiyle veya bir kazada yaralanmanın ardından kan kaybı, tansiyon düşüklüğü, yanıklarda, eziklerde ve böbreğin yaralanması sonucu oluşur.
Son dönem böbrek hastalığı olarak da bilinen kronik böbrek yetmezliği böbrekleri yavaşça bozan ilerleyici bir durumdur.
Bu durumun ortaya çıkması uzun yıllar alabilir ve hastalığın klinik belirtileri ortaya çıkana kadar farkedilmeyebilir. Böbreğin filtre ünitelerinde iltihap ve buna bağlı olarak gelişen albumin kaçağı, böbreğin bazı bölümlerinde enfeksiyon, böbreklere giden damarların hasar görmesi nedeniyle kan akımının azalması, kontrol edilmemiş diyabet, hipertansiyon ve normal böbrek dokusunun yerini kistlerin alması kronik böbrek yetmezliğinin nedenleri arasında sayılabilir.
Kaynak: Hastane.com.tr