Böbrek yetmezliği sorunu, kalp hastalıkları tanısının konulmasına da engel oluşturmaktadır. Bir böbrek hastasının aynı zamanda kalp hastası olup olmadığını anlamak mümkün değildir. Çünkü bu hastaların efor kapasitelerinin düşüklüğü ve günlük aktivitelerinin sınırlı oluşu, kalbinin zorlanıp zorlanmadığının ortaya çıkmasını engellemektedir.
Böbrek hastalarının büyük bir bölümü aynı zamanda diyabet hastası olduğu ve uzun yıllar süren diyabet nedeniyle kronik böbrek yetersizliği de gelişmiş olduğundan ayrıca büyük bir risk altındadır.
Böbrek hastalarının olası bir kalp hastalığı riskine karşı önlem almaları şansı da; erken tanı konulamadığı için bulunmamaktadır.
Böbrek hastası olan aynı zamanda hastayı kronik böbrek yetmezliğine götüren diyabet de, sinir uçları harabiyetine neden olduğundan, hastanın kalbinde bir sorun olsa bile bu sorunun en önemli belirtilerinden biri olan göğüs ağrısı hissedilmemektedir. Sinir uçları harabiyeti nedeniyle hastalık bu kişilerde ağrı ile kendini belli etmez. Bu da kronik böbrek hastalıklarında kalp tanısının gecikmesine neden olmaktadır. Bu nedenle kronik böbrek yetmezliği olan hastaların mutlaka kalp hastalıkları yönünden değerlendirilmesi çok önemlidir.
Böbrek hastalarında kalp hastalıklarının tanısı, hastayı yorabilir. Kalp ve damar hastalıklarının tanısında kullanılan ilaç yükü ile yapılan bilgisayarlı tomografi ve koroner anjiyografi, böbrek fonksiyonlarını son derece olumsuz etkileyebilir.
Vücuttaki üre oranı yüksek olan bir hastanın vücuduna verilen kontrast bir madde ile kalp fonksiyonlarının görüntülenmesi, böbrek fonksiyonlarını ileri derecede bozulabilir, hatta var olmasa bile hastayı böbrek yetmezliğine götürebilir.
O nedenle bu hastalar detaylı ve hassas bir şekilde incelenerek, ön tedavi ile bu tür tetkiklere hazırlanmalıdır.
Fakat artık günümüzde bir çok şey daha kolay takip edilebilir hale geldiği için bir ön tedavi niteliğindeki ‘sıvı tedavisi’ yapılarak, böbreklerin süzme kabiliyeti artırılmakta, böbreklerin erken dönemde bu kontrast maddeleri kolay atması sağlanabilmektir. Böyle olunca da böbreklerin zarar görmesi engellenmektedir. Bazı hastalarda hemofiltrasyon uygulanarak bu kontrast madde vücuttan ekstrakorporeal dolaşım ile uzaklaştırılabilmektedir.
Kaynak: Hastane.com.tr