Biyopsi Teknikleri
Sıklıkla cerrah klinik olarak şüpheli bir kitleyi değerlendirmeye çağrılır. Biyopsi öncesi bir ön tanı koymak önemlidir çünkü buna göre doğru biyopsi tekniği uygulanacak ve doku uygun bir şekilde işleme sokulacaktır. Temel olarak dört biyopsi tekniği vardır: İnce iğne aspirasyon biyopsisi, kalın iğne biyopsisi, insizyonel biyopsi ve eksizyonel biyopsi. Uygulanacak biyopsi tekniği şüphelenilen maligni-tenin tipi, büyüklüğü ve yerleşim yerine göre değişmektedir. Her bir biyopsi tekniğinin özgül endikas-yonları, yararları ve dezavantajları sözkonusudur.
İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB)
İİAB ile elde edilen hücreler 21G çapında ince iğne ile aspire edilerek bir lam üzerine yayılmakta, hemen % 95′ lik alkol ile tespitlenmekte ve boyanmaktadır. Örnekler nükleer görünüm, hücresel tutunma ve mitotik aktivite açısından incelenir. Özellikle bu alanda eğitim almış bir patologun bu tür örneklerin sitolojik değerlendirmesini yapması esastır. Küçük iğneler çok az hücre çekebilmekte, kalın iğneler ise sitolojik inceleme için uygun olmayan kalınlıktaki doku örneklerini aspire edebilmektedirler. İİAB’ nin çok kolay uygulanabilmesi belki de aşırı kullanılmasına yol açmıştır. Çok fazla İİAB yapılması nedeniyle, net sonucun ortaya konamadığı sitolojik biyopsileri kesinleştirmek amacıyla hastalara açık biyopsi önerilebilmektedir.
İİAB’si tiroid nodülü, meme kanseri, karaciğer, akciğer veya sürrenal’e metastaz ve lenf nod metastaz varlığında yararlıdır. Lenfoma, sarkomlar ve in-tiraabdominal malignitelerin tanısında İİAB sonuçları çoğu kez yanlış yönlendiricidir. Ayrıca, negatif sitolojik sonuç tümörün olmadığını göstermekten çok örnekleme hatası sonucudur. Çoğu cerrah ve patolog meme kanserinin definitif tedavisinin sito-loji temelinde yapılabileceğini ileri sürerken bazı araştırmacılar da sitolojinin bir definitif diyagnostik test olarak kullanılmasına çok dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamışlardır.
Kalın İğne Biyopsisi (KİB) Biyopsi Tekniği
Bu teknikte kalın iğne (14-18G), “Tru-cut”,”Chi-ba” gibi iğneler kullanılmaktadır. Küçük bir doku örneği alınarak rutin histopatolojik inceleme yapılabilir. Silindirik doku örneği 2x2x10 mm boyutlarında olabilen doku kırmtısıdır. Bu işlem lokal anestezi altında yapılabilir. En belirgin riskler hematom gelişimi ve yanlış negatif sonuç elde edilmesidir. KİB sarkom ve lenfomaların tanısında çok sınırlı bir kullanım alanına sahiptir.
İnsizyonel Biyopsi
İnsizyonel biyopsiler, özellikle melanom ya da yumuşak doku sarkomlu olgularda ki gibi ablatif cerrahi tedavi (lezyonun tamamen çıkarılması) planlanıyorsa geniş veya derin yerleşimli lezyonla-rm değerlendirilmesinde yararlıdır. Ayrıca, evre III ve IV meme kanseri ve larinks kanserinde olduğu gibi neoadjuvan tedavi için potansiyel aday olacak tümörlerin tanısında kullanılmaktadır. İnsizyon doğrudan primer lezyonun üzerine yapılır, minimal dekole edilir ve insizyon daha sonra yapılabilecek olan geniş definitif rezeksiyonun sınırlarının içinde kalacak şekilde planlanır. Hematomdan ve dren koymaktan kaçınılmalıdır, çünkü daha sonraki cerrahi işlemlerin boyutunu değiştirebilir.
Eksizyonel Biyopsi
Eksizyonel biyopsiler küçük, yüzeyel tümörlerin biyopsilenmesinde kullanılır. Lezyon mümkün olduğunca bitişik normal dokudan bir sınır ile çepeçevre çıkarılmalıdır. Bir eksizyonel biyopsi için insizyon çapının üst sınırları belirlenmemişse de genel olarak eksizyonel biyopsi yarası primer olarak ka-patılabilmeli ve nihai cerrahi saha içinde kalacak kadar küçük uygulanmalıdır.
EVRELEME
Evrelemenin amacı sağkalımm tayin edilmesi, daha sonraki tedavilerin belirlenmesi, tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi ve veri karşılaştırması yapan merkezler arası veri toplanmasının uyumunu sağlamaktır. En çok kabul görmüş evreleme sistemi TNM sistemi olup Amerikan Kanser Araştırma Komisyonu tarafından ileri sürülmüştür. Tanı konduktan sonra hasta uygun bir hastalık uzanımını / yayılımmı değerlendirme sürecine girer. Bu değerlendirme spesifik kanserin doğal seyrine ve olası metastatik yayılım yerlerine göre yapılır. Çok çeşitli evreleme tipleri vardır: klinik, cerrahi, patolojik ve otopsi yöntemleri. Klinik evreleme, özellikle primer tedavinin ve potansiyel metastatik odakların belirlenmesinde çok yararlıdır. Cerrahi ve patolojik evreleme yöntemleri klinik evrelemeye göre sağka-lımı çok daha iyi tahmin eden ölçütlerdir. Cerrahi evreleme Hodgkin hastalığının tedavisi öncesinde, prostat ve akciğer kanserinde önem kazanmaktadır. Son iki kanserde, bölgesel lenf bezleri cerrahi tedaviden önce örneklenmelidir.